Rıfat DOĞAN
ARTI GERÇEK- Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın 700. haftasına izin vermeyen polis Taksim Galatasaray Meydanı’nda dakikalarca toplanmak isteyen kalabalığa müdahale etti ancak açıklamaya engel olamadı.
Kayıp yakınları için her hafta Taksim Galatasaray Meydanı’nda cumartesi günleri oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri/İnsanları 700. haftada da bu eylemlerini sürdürmek için İnsan Hakları Derneği’nden çıkarak yürüyüşle alana gelmek istedi. Ancak Beyoğlu Kaymakamlığı, her hafta yapılan bu eyleme bu kez izin vermeyeceğini açıklamıştı. Nitekim anneler ve katılımcılar geldiğinde Galatasaray Meydanı adeta polis işgali altındaydı.
Türkiye’nin bu uzun soluklu eylemi, polis kuşatmasına alınmış ve sabah 10.30 saatlerinde ilk müdahale de başlamıştı. HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli; HDP milletvekilleri Garo Paylan, Erkan Baş, Züleyha Gülüm, Serpil Kemalbay, Oya Ersoy ve Ahmet Şık’ın yanı sıra, CHP Milletvekilleri Ali Şeker, Sezgin Tanrıkulu ve Onursal Adıgüzel’in de aralarında bulunduğu çok sayıda katılımcı yasaklanan eylem alanındaydı. İlk müdahaleyle aralarında Maside Ocak ve Besna Tosun'un da bulunduğu 20'den fazla kişi ters kelepçe ile gözaltına alındı. Polis, alandakilere biber gazı ile müdahale etti. Ancak ne annelerin ne de katılımcıların alandan ayrılmak gibi bir düşüncesi vardı. Her hafta olduğu gibi bu açıklama yapılacaktı.
BENİ BUL ANNE’ ÇALINIYOR, KALABALIK ‘FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA’ DİYORDU
Gezi eylemlerinde tanık olduğumuz polis şiddeti Taksim’de yeniden gün yüzüne çıkmıştı. 4 TOMA, onlarca çevik kuvvet aracı ve plastik mermiler alanda müdahaleye hazırdı. İlk müdahaleden sonra kalabalık dağılmamış, CHP Beyoğlu İlçe Başkanlığı binasının önünde toplanmıştı. CHP binasından Ahmet Kaya’ya ait ‘Beni bul anne’ parçası Ceylan Ertem’in sesi eşliğinde Galatasaray Meydanı’nda bulunan kalabalık tarafından ‘Faşizme karşı omuz omuza’ sloganlarıyla karşılık buluyordu.
ÇEVİK KUVVET MÜDAHALESİ KALABALIĞI DAĞITAMADI
Dakikalar geçtikçe polisle bekleyen kalabalık arasında gerilim büyüdü, kalabalığı daha fazla tutamayacağını düşünen çevik kuvvet, plastik mermiyle kitleyi Tünel’e doğru sürüklemeye çalıştıysa da her defasında bunda başarısız oldu. Dağılan kalabalık tekrar tekrar toplanarak Galatasaray Meydanı’nın etrafında birleşiyordu.
Meydanda bir yanda annelerin açıklaması diğer yanda ise toplanmaya çalışan kalabalıkla polis arasında gerginlik büyüyerek devam ediyordu. Her defasında yeniden toplanmayı başaran kitle karşısında polis de şaşkındı. Saatler geçiyor ancak müdahale yetersiz kalıyordu. İşyerlerine sığınan insanların üzerine kapıları kapattıran çevik kuvvet polisleri, son çareyi çıkışları tutmakta buldu. Kalabalığı dağıtamayan polis, bu kez gözaltı yöntemine başvurdu. Sabah yapılan gözaltılarla birlikte 50’ye yakın insan gözaltına alındı.
‘BUNUN HESABINI SORACAĞIZ’
Polisin sert müdahalesi zaman zaman ara sokaklarda, zaman zaman insanların sıklıkla oturduğu Hazzopulo Pasajı’nda devam etti. On kişinin bile bir araya gelmesine izin vermek istemeyen çevik kuvvet, bir ara plastik mermi sıka sıka yurttaşların yoğunlukla çay içtiği Hazzopulo Pasajı’na girdi. Bahçede oturan insanlara plastik mermi sıkan çevik kuvvet amiri “Benim sabrımı daha fazla zorlamayın” diyerek orada kendisiyle konuşmaya çalışan annelere tehdit savuruyordu. Dakikalarca sıkılan plastik mermiden çıkan biber gazı yaşlıları etkilerken, masalar sandalyeleler ortalığa dağılmıştı.
Önüne gelene plastik mermi sıkmaktan çekinmeyen çevik kuvvet, kontrolden çıkmıştı. Bir ara Hazzopulo Pasajı’ndan çıkışları engellemek için insanların üzerine kepenk bile kapattı. Tepki gösterenler yurttaşlar ise polisin küfürlerine ve hakaretlerine maruz kalıyordu.
Pasaja yapılan müdahale sırasında anneler, polise tepki gösterince çevik kuvvet geri çekilmek zorunda kaldı. Alanda bulunan CHP İstanbul Milletvekilleri Ali Şeker ve Onursal Adıgüzel ile HDP’li Milletvekilleri Garo Paylan, Ahmet Şık ve Hüda Kaya da polis müdahalesine tepki göstermek amacıyla kalabalığın yanında durdu. Ahmet Şık, müdahaleye oturma eylemiyle yanıt verirken, bir ara kendisiyle tartışan emniyet amirine “Bunun hesabını soracağız” diyordu.
Polis şiddeti yine orantısızdı. İnsanların üzerine bilerek ve hedef alınarak atılan plastik mermiler bir basın mensubunun bacaklarını morartmış, bir yurttaşın da burnuna isabet etmişti. Müdahale esnasında fenalaşan yaşlı insanlara çevredekiler yardım ediyordu.
‘BURADA ON BİNLERİN ANNELERLE BULUŞMASINDAN KORKTULAR’
Eyleme neden izin verilmediğine ilişkin Artı Gerçek’e konuşan HDP Milletvekili Garo Paylan “Burada on binlerin 700. haftada annelerle birlikte olmasından korktular, bu sessiz çığlıktan korktular” sözleriyle büyük bir kalabalığın toplanmasına dönük engellemeye işaret ederken, CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker de yasağa rağmen eylemin yapıldığına vurgu yaparak şunları söyledi: İzin çıkmadı ama biz bir grup milletvekili ve kayıp yakınlarıyla birlikte açıklamamızı yaptık. Bu eylemi gerçekleştirdik.” Şeker eyleme yapılan müdahelenin OHAL’in kalkmadığına bir işaret olduğuna işaret ederek eylemin Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun emriyle yasaklandığına dikkat çekiyordu.
‘EY İNSANLIK YARIM KALAN YÜREĞİMİZE SES VER Kİ ÜŞÜMESİN’
Berfo Kırbayır’ın kardeşi Mustafa Kırbayır ise bir çağrıda bulunuyordu: “Bir mezar yerini bile bize çok gördüler. Dediğimiz, istediğimiz budur. Biz haklıyız. Sen suçlusun. Buradan insanlığa sesleniyorum. Ey insanlık ailesi! Bize omuz vermediğiniz sürece, bana dokunmayan yılan bin yaşasın dediğiniz sürece sizin akıbetiniz de böyle olacak. Gelin bizim içimizde fırtına kopan, üşüyen ve yarım kalan yüreğimize ses verin, üşümesin. Devlet de bununla yüzleşsin, vicdansız kalmasın.”
‘GEZİ’DEN SONRA İLK KEZ BÖYLE BİR EYLEM GÖRDÜM’
Eylemin bitirildiğine ilişkin açıklamadan sonra soluklanmak için oturduğumuz bir çaycı esnafın söylediği şu sözler ise eylemin özeti gibiydi: Gezi’den sonra ilk kez böyle bir eylem görüyorum.
artıgerçek