AKP seçim beyannamesinde, ‘Cemevlerine hukuki statü tanıyacağını’ açıkladı.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin seçim beyannamesinde ‘’Farklı dillerin yanı sıra, farklı inanç ve mezhepler konusunda da cesur adımlar attık. İlk defa “Alevi Çalıştayları” düzenleyerek, İslam inancının farklı yorumlarının daha özgür bir ortamda tartışılmasına ve sorunlarının demokratik bir ortamda aşılmasına zemin hazırladık. Cemevleri, eğitim sisteminde sağlıklı bilgilendirme, üniversitelerde araştırma ve uygulama merkezleri oluşturma gibi çeşitli konularda Alevi kanaat önderleri ile diyalog içinde demokratik uzlaşı temelinde gerekli adımları atacağız. Bu noktada, geleneksel irfan merkezleri ve cemevlerine hukuki statü tanıyacağız,’’ dedi.
İktidarda olduğu süre boyunca Alevilerin hiç bir talebini kabul etmeyen iktidar, yeni hamlelerle onların kırılan kalbini onarıp, onlardan ‘yararlanmanın’ hesabını yapıyor.
16 yıldır iktidarda olan ve Cemevlerine yönelik hiç bir yasal çalışma yapmayan AKP, iktidarı sallantıda olduğu şu günlerde, Aleviler’in oylarını almak için popülist siyasete soyunmuştur.
Cemevlerinin ibadethane olduğu yönünde gerek yerel mahkemenin (Yargıtay 3. Hukuk dairesi kararı) gerekse de AİHM (26 Nisan 2016 Büyük Daire kararı – Cem Vakfı başvurusu) karaları olduğu halde, bu kararları uygulamayan AKP’nin bu çıkışı hiç samimi görünmüyor. Alevilerin bu temel insani hakkını seçim vaadi olarak ortaya koyacağına önce hukukun gereği olarak mahkeme kararlarını uygulaması gerekir.
2009 yılında Alevi Çalıştayları yapan AKP, bu çalıştaylarda Alevilerin ortaklaştığı ‘’Diyanetin kaldırılması veya statüsünün değiştirilmesi, okullarda zorunlu din derslerine son verilmesi, cemevlerine ibadethane statüsü tanınması ve Madımak Oteli’nin müze olması’’ talepleri dikkate almayıp, talepleri sümen altı etmişti.
Alevilerin özgün inanç kimliklerini kabul etmeyen iktidar, Aleviliği İslami tarikat statüsünde tutup, asimile etmeye çalışıyor. Açıklamada yer alan ‘’İslam inancının farklı yorumları’’ belirlemesi de bu yaklaşımını belgeler niteliktedir. İktidar bu yaklaşımıyla da Fetullah Gülen Cemaati’nin yarım bıraktığı ‘’Cami-Cemevi’’ projesini hayata geçirmek istiyor görüntüsü veriyor.
Sadece Madımak Oteli, müze yerine kültür merkezi yapılmış, katledilen aydınların isimlerinin yanına, katliamın faillerinin isimleri de yazılarak Aleviler rencide edilmişti.
Cemevlerine ‘cümbüş evi’ benzetmesi yapan Recep Tayyip Erdoğan, dünyanın en vahşi aydın katliamı olan Madımak Oteli Davası’nın zaman aşımına uğraması için de “hayırlı olsun” yorumunda bulunmuştu. Madımak Katliamı faillerinin avukatlarının AKP’den bakan, milletvekili olması da başka bir samimiyetsizlik örneği olmuştu.
Alevilere dair her türlü antidemokratik uygulamaya iklim yaratan ve göz yuman AKP, Efrin’i işgal ederken de 72 uçakla hava saldırısı yapmıştı. Aleviler’in belleğinde travması olan 72 rakamını bilerek kullanan hükümet; Kerbela’da kırıma uğrayan Hz. Muhammed’in torunları olan Ehl-i Beyt mensuplarının 72 kişi olmasına ince ve vahşi bir gönderme yapmış, Kerbela’nın kabuk bağlamayan yarasını acımasızca kanatmış oluyordu.
Bu arada Efrin’e atılan ilk bombalardan biri Dersim sürgünü bir ailenin tümünün ölümüne sebep olmuştu. Tesadüfle açıklanamayacak olan bu olaylar, Alevilere düşmanca yaklaşım içinde olan Ebu Suud zihniyetinin devam ettiğinin belirtileri olarak da okunabilir.
AKP samimi değil…
Diyanet İşleri Başkanlığı yayınlarında ve sitelerinde Alevilere yapılan hakaretleri görmezlikten gelen, herhangi bir soruşturma açılmasına fırsat vermeyen, Kemal Kılıçdaroğlu’nu, Alevi kimliğinden dolayı meydanlarda yuhalatan AKP-Erdoğan, bu tür samimiyetsiz çıkışlarla Alevilerin güvenini kazanamaz!
Gezi eylemleri sürecinde öldürülen gençlerin çoğunun Alevi olması ve Uğur Kurt isimli Alevi vatandaşın Cemevi bahçesinde polis kurşunuyla öldürülmesi ile
Maraş’ın Alevi (Terolar) köylerine yakın bölgede El Nusra kampı olduğu söylenen mülteci kampının açılması Emevi zihniyetinin yansıması olarak görülmektedir.
40 bin Alevi’yi katleden Yavuz Sultan Selim’in adını tüm tepkilere rağmen üçüncü köprüye vererek Alevilerin yaralı belleğini kanatan AKP’in seçim vaadi basit bir oy hesabından öte değildir.
İktidar, başta Sünnilere yaptığı gibi bu vaadiyle de ‘dini siyasete alet etmektedir.’
AKP, Alevilerin yüzyıllardır gasp edilen kültürel ve inançsal haklarının iade edilmesi konusunda samimi ise, derhal somut adımlar atmalıdır. Yoksa Alevilerin güç sarhoşu iktidarların boş laflarına karnı tok.
Nesimi ADAY