HDP Milletvekili aday adayı olan Demokratik Alevi Derneği (DAD) Adana Şubesi yöneticilerinden Zeynel Kete, “HDP, farklı etnik yapıların, inançların, kimliklerin, mevcut sistemin baskısına uğrayan emekçilerin ve yeni bir yaşam umudu olanların partisi olduğu için HDP’den aday adayı oldum” dedi.
Demokratik Alevi Derneği Adana Şubesi yöneticilerinden Zeynel Kete, HDP’den milletvekili aday adayı olmasına ilişkin PİRHA’ya konuştu.
Kete, “Bir Alevi piri olarak, Reya Haq yoluna talip olan bir can olarak HDP’de Demokratik Alevi Dernekleri’nin bütün canlarının toplumsal, kurumsal rızalığını alarak aday adayı oldum. Çünkü HDP’yi, farklı etnik yapıların, halkların, inançların, kimliklerin, mevcut sistemin baskısına uğrayan emekçilerin, emek, barış, demokrasi mücadelesi verenlerin bütün olarak yeni bir yaşam umudu olanların partisi olarak düşündük. Çünkü HDP, farklı halklar ve inançları tanımlamaktan ziyade onları tanır bir durumdadır. Onları kendi ikrarlığı, rızalığı, yaşam alanlarını, tarzlarını esas aldığından dolayı orada aday adayı oldum” ifadelerini kullandı.
Kete, Pir Haber Ajansı’nın sorularını yanıtladı.
-Neden HDP’den milletvekili aday adayı oldunuz?
Başta Ortadoğu ve Mezopotamya olmak üzere ülkemizde de birçok coğrafyada savaş yoğun bir şekilde yaşanmaktadır. Zulüm, katmerleşerek devam etmektedir. Reya Haq Alevi inancının mensupları olarak şunu diyebiliyoruz: İnancımızın ahlaki ve politik bir inanç olmasından kaynaklı olarak bu saydığımız coğrafyalarda bütün mazlumların, farklı inançta olanların, farklı etnik yapıda olanların rızkını gayretle kazanmaya çalışanların yoğun bir şekilde baskı altında olduğu, zulüm gördüğü bir süreçten bahsediyoruz. Bu süreçte de ülkemizde ani bir baskın seçim gündem oldu. Öncelikli olarak şu soruyu sormakta fayda var: Devletin baskıcı ideoloji aygıtları hükümetin elindeyken, her istediğini yaptırırken neden erken seçim?
Şunu net olarak görüyoruz ki; çok derinlikli bir kriz yaşanıyor. Yönetememe krizi en üst düzeydedir. Bu krize karşı da bizlerin hem bir Alevi piri olarak Reya Haq yoluna talip olan bir can olarak, HDP’den Demokratik Alevi Dernekleri’nin bütün canlarının toplumsal, kurumsal rızalığını alarak aday adayı oldum. Çünkü HDP’nin, farklı etnik yapıların, halkların, inançların, kimliklerin, mevcut sistemin baskısına uğrayan emekçilerin, emek, barış, demokrasi mücadelesi verenlerin bütün olarak yeni bir yaşam umudu olanların partisi olarak düşündük. Çünkü HDP farklı halklar ve inançları tanımlamaktan ziyade onları tanır bir durumdadır. Onları kendi ikrarlığı, rızalığı, yaşam alanlarını, tarzlarını esas aldığından dolayı orada aday adayı oldum. Bizim inancımızın temel dinamikleri; ahlaki, politik ilkeleri, gelinen aşamada HDP’nin yaşam alanına uygun ve yakın olduğunu biliyoruz. İnancımızla, toplumsallığımızla HDP’nin içerisinde temsil edileceğimize inanıyoruz. HDP’de bir kadın özgürlükçü yapı olduğuna inanıyoruz. Reya Haq inancında ocak örgütlenmesi, toplum ve bileşenlerinin bir üst akla ihtiyaç duymadan kendi rızalıklarıyla yönettikleri bir süreç vardır, böyle özerk bir inançtır. Bunun HDP’de olduğuna inanıyoruz. 72 millete bir nazardan bakarak farklı halkların demokratik bir şekilde kendilerini yönettiklerini ve var ettikleri bir inanç olarak inanıyoruz. Bu inancın da HDP ve bileşenlerinin de 72 millete bir nazardan baktığına inanıyoruz. Ulus-devlet anlayışının dışında her etnik yapının kendisini özgürce ifade edeceğine inanıyoruz. İnancımızın önemli bir mihenk taşı olan cem erkanında her canın kendisini doğrudan diliyle, kültürüyle yaşattığı bir inançtan geldiğimiz için doğrudan bir demokrasi kültürünün olduğuna inandığımızdan dolayı HDP’de aday oldum. Sadece bir partinin, bir zümre ve inancın değil; çeşitlilik olan bir niteliği, bir başka inancı baskı aracı haline getirmeden bütün halkları, kültürlerin, kadınların kendini özgürce ifade edebileceği düşüncesinden dolayı HDP’den aday adayı oldum.
Harde Dewreş dediğimiz coğrafyada; Ana Sakine’nin, Ana Fatma’nın, Ana Zarife’nin mekanında onların direncinden var olduk. Kültürel ve fiziki soykırım eşiğine uğramış bir halkın inancından bahsediyoruz. Dilimiz yok edilmek üzeredir. Ekolojimiz bir bütün olarak HES’lerle, çeşitli yöntemlerle yok ediliyor. Bu çerçevede hem kendi dilimizi hem de inancımızı HDP’nin içerisinde yaşayacağımıza inanıyoruz. Asimilasyondan uzak bir biçimde kendimizi ifade edebileceğimize inanıyoruz.
Bugüne kadar mevcut siyasi partiler, Alevilerle ilişkilendiler ve Aleviliği tekçi zihniyet içerisinde asimile ederek ya Türk-İslam ya da Şii Aleviliğine götürüp bağladılar.
“HDP ÜÇÜNCÜ BİR İTTİFAK”
-Partiler arasında ‘Milli İttifak’ ve ‘Millet İttifakı’ oluşturuldu. Ancak HDP bu ittifakların dışında bırakıldı, buna yönelik ne düşünüyorsunuz?
Alevi inancı iktidarlaşmadığı için ve devlete rağmen bugüne kadar geldi. İttifakla kimlerin bir araya geldiğinden ziyade hangi inancın hangi zihniyetin kime hizmet ettiği bizim için esastır. Gelinen aşamada mevcut ittifaklar arasında bahsettiğimiz MHP ve AKP bileşenleri olarak düşündüğümüzde yıllardır Türk-İslam sentezi inancı bu ülkeyi bir şekilde yönetiyordu. Bu 16 yılık süreçte yönetemediklerini ve yönetememe krizinin derinleştiğini seçime gitmek istemeleri ile görünür oldu. Bunlar hiçbir şekilde bizi temsil edemez. Bunu açık ve net olarak biliyoruz. Yine CHP’nin de içinde bulunduğu diğer ittifaklara da baktığımızda çok üst düzeyde ahlaki ve politik ittifaklar olmaktan ziyade süreci kurtarmaya yönelik ve kişilere yönelik karşıtlıktan oluşan bir ittifaktır. Biz de kişilere yönelik karşıtlıktan ziyade ikrarlık ve rızalığı inşa eden bir kültürden geliyoruz. Bu yönü ile HDP’nin üçüncü bir ittifak olduğunu Emek, barış, demokrasi blokunu temsil ettiğini düşünüyorum. Genele hitap eden kişilerden ziyade sistemsel düşünen ve bütüne hitap ettiği için üçüncü bir ittifak olduğunu düşünüyoruz. Bütün Alevilerin bu yönü ile bu ittifaka destek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Gelinen aşamada kilit konumunda bir ittifaktır. Çünkü HDP’nin bileşenleri vardır. HDP tek başına değildir. Türkiyeleşme projesi vardır. Emek, barış, demokrasi ve insan hakları mücadelesi veren bu mücadelenin hem sanığı hem tanığı hem mahkumu olan Türkiye’nin geneline yönelik yaşanabilir bir ülke olması için mücadele veren bir ittifaktır.
Zaten bu ittifak olmadan da mevcut kriz aşılmaz. Durum onu gösteriyor. Bu yönüyle de çok üst düzeyde karşıtlık oluşturmaktan ziyade HDP kilit konumundadır, tarihin değişik dönemlerinde emekçiler, Kürtler, Aleviler ülke sorunlarında ciddi görevler almışlardır. Tarihi sorumluluk vardır. Ahlaki politik sorumlulukları vardır. Bu ittifak olmadan bu ittifakın söyledikleri, hakikati ülkeyi kapsadığından dolayı bu görülmeden ülkenin krizi aşılmaz. Kişiler değişebilir ama sorun sadece kişi karşıtlığına indirgeniyorsa mevcut ittifaklar da sorunu çözemez. Böyle düşünüyoruz.
“BÜTÜN YURTTAŞLARLA HAKİKATI İNŞA EDECEĞİZ”
-Eğer milletvekili seçilirseniz nasıl çalışmalarınız olacak? İddianız nedir?
Bir Reya Haq Alevi inanç mensubu, piri olarak yola ikrar vermiş bir can olarak eğer halkımızın da iradesiyle vekil olursam tabi ki sadece Alevilere yönelik bir projemiz olmayacak. Bugüne kadar çeşitli partilerde biyolojik olarak Alevi olanlar oldu. Ama biz diyoruz ki; sorun Alevilerle değil Alevilikle. Bu çerçevede Aleviliği, mezhep karşıtlığı, din karşıtlığı, kaba materyalist bir anlayış, indirgemeci pozitif bir anlayıştan kurtarmak lazım. Eğer seçilirsek milletvekili olarak söylemlerimiz şu olacak: Hakikat tek yüzlüdür, ortak paydadır. Biz öyle bir hakikat pratiği sergilemeliyiz ki, ülkemizin bir tarafında iktidara bulaşmamış mümin yurttaşlarımızla da bir araya gelebilelim. Komşusu açken kendisi tok olan bizden değildir diyen bir İslami düsturu bize de uyar, bu da hakikattir. Sadece Aleviler değil, bütün inançlarda olan canların ortak hakikati vardır, tek yüzlüdür hakikat. Bu yönüyle kapitalist-modernist anlayış hakikati iki yüzlü yapmıştır. Söylemlerimiz genele yönelik olacak.
Bir Kürt olmamdan kaynaklı olarak ve bu sorunun içine doğmuş birisi olarak Kürt sorununu iyi biliyoruz. Bir emekçi olarak yıllarca emek, sendika örgütlenmesi içinde mücadele eden ihraç edilen eğitim emekçisi olarak eğitim sorununu iyi biliyoruz, içindeyiz. Hem de bir Reya Haq mensubu olarak ülkenin en önemli sorunu olana Alevi sorununu da içinde olduğumuzdan iyi biliyoruz. Bu yönüyle etnik, emek ve inanç alanında yoğun çalışmalarımız olacak. Karşıtlıktan ziyade bütün mağdurların bir araya gelmesine yönelik çalışmalarımız olacak. İnancımızın tanınmasına yönelik çalışmalarımız olacak. Herkesin düşünce ve kanaat hürriyeti çerçevesinde kendisini ifade edebileceği yine Alevilerin tarihten beri el konulan dergah, ziyaret ve kutsal mekanlarının geri verilmesi konusunda ciddi mücadelelerimiz olacak.
Bir öğretmen olmaktan kaynaklı tek tipçi, ulusalcı bir eğitim anlayışının dışında bütün farklılıkların ifade edilebileceği demokratik bir eğitim anlayışı ile ilgili çalışmalarımız olacak.
Daha da önemlisi; ayrıştırarak, bölerek yönetilen bir tarzdan ziyade bütün mağdurların birleşerek, bir araya gelerek ortak bir hat oluşturmaya yönelik çalışmalarımız olacak.
Kendi yol erkanlarımızın olmazsa olmazı olan cemlerimizin, cıvatlarımızın kendi anadilimizle olması gerektiğine inanıyoruz. Herkesin kendi anadiliyle ibadetini yapması gerektiğine inanıyoruz. Demokratik, laik, bilimsel, anadilde eğitim ile ilgili mücadelemiz olacak. Özgürlükçü bir laiklik anlayışıyla ilgili çalışmalarımız olacak.
Türkiye genelinde yoğun bir şekilde parçalanan coğrafyalar, ihaleler, HES’ler, ekolojik alanların tahrip edilmesi anlamında çalışmalarımız olacak.
Kadın özgürlüğü ve temsiliyeti ile ilgili çalışmalarımız olacak. Alevi inancının hakikatçi hattını görünür kılmak zorundayız. Ülkemizde Tahtacı, Çepni, Reya Haq mensubu, Kızılbaş, Bektaşi Alevilerine ve İslamiyet’in demokratik ve toplumcu yönü olan bütün yurttaşlarla hakikati inşa etmeyle ilgili çalışmalarımız olacaktır.
“SEÇMENLER İRADELERİNİ ÇOK İYİ KULLANMALIDIR”
Seçmenlere mesajınız nedir?
Seçmenlere buradan mesajım bir oy denilmesin çünkü bir oyla çok yaşam değişebilir. Ve seçmenlerin öncelikle kendi iradelerini çok iyi kullanması gerekiyor. Bugün tekelleşen bir medya ile karşı karşıyayız. Seçimlerin propagandası eşit bir zeminde yapılmıyor. HDP’nin eş başkanı bir şekilde zindandadır. Merkez medya propagandası dışında derinlikli düşünmelidirler, kendi oylarına sahip çıkmaları gerekiyor ve mutlaka ama mutlaka oylarını kullanmaları lazım. Oylarını kullanırken kime oy vermemeleri gerektiğini, bundan önce yaşanan süreçleri, kendilerine yaşatılanları çok iyi anlamaları lazım. Çünkü iddialar bitmiş, coşku bitmiş ve ülkede yeni bir yaşamın inşa sürecidir. Emek, barış, demokrasi ve hakikat blokuna verilen her bir oy bu ülkenin kendisini yeniden inşa edip zulümden kurtulmak için verilen bir oydur. Bu nedenle oylarına sahip çıkarak mutlaka sandığa gidip oy kullansınlar.
H. Yaşar SEZGİN-İsmet SEFER