Bir açıklama yapan Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK), “Tarafımız ötekileştirilenlerin ve mazlumların yanıdır” diyerek, emek ve demokrasi blokunda yer alacaklarını açıkladı.
OHAL uygulamları ve akabinde 24 Haziran’da yapılacak seçimler konusunda daha sancılı bir sürecin yaşanacağını gördüklerini belirten konfederasyon, “Aleviler başta olmak üzere Türk-İslam Sentezi dışında kalan tüm azınlıklar büyük bir tehlikenin altındadır” ifadesini kullandı.
PARLAMENTER SİSTEM İSTEMİ
AKP’nin iktidardan uzaklaştırılması gerektiği vurgulanan açıklamada şunlar kaydedildi:
“Her fırsatta ‘Osmanlı’nın mirasçısı’ olduğunu dile getiren AKP Hükümeti, tıpkı Osmanlı’yı var eden Türk-İslam Sentezi doğrultusunda etnik ve mezhepçi politikalar izlemektedir. Suriye başta olmak üzere Ortadoğu ve Kürdistan coğrafyasında akan kanın birinci sorumlusu AKP Hükümeti’dir. Akan kanı durdurmak ve İŞİD gibi terör örgütlerine devlet desteğini kesebilmenin yolu AKP’yi iktidardan uzaklaştırmaktan geçiyor. AKP’nin iktidardan düşürülmesinin yanı sıra başkanlık sistemi yerine yeniden parlamenter sisteme geçilmesi, her kesime eşit vatandaşlık ilkesi doğrultusunda yaklaşan çoğulcu bir devlet anlayışını savunuyoruz.
“AKP İKTİDARI HALKLARIN KARDEŞLİĞİ ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL”
Geçmişte olduğu gibi bugün de, Erdoğan’ı ve AKP iktidarını halkların kardeşliği önündeki en büyük engel olarak görmekteyiz. Bu seçimlerde “Cumhur İttifakı” olarak adlandırılan AKP- MHP ve BBP ortaklığı, Türk-İslam Sentezi’nin siyasi arenada vücut bulmuş halidir. Bu ittifaka karşı tavrımız ise nettir: Asla bunlara oy vermeyeceğiz!
“KARAMOLLAOĞLU’NU VE AKŞENER’İ İÇİMİZE SİNDİREMİYORUZ”
Seçim süreci başladığında gönlümüzde yatan model; tüm ezilen kesimlerin ve ötekileştirilenlerin, sol ve sosyal demokratların yer aldığı bir oluşumun var edilmesi yönündeydi. Lakin mevcut şartlar göz önüne alındığında oluşan diğer ittifaklara baktığımızda, CHP-İYİ Parti-Saadet Partisi ittifakında Alevi toplumunu rahatsız eden bazı isimleri görmekteyiz. Bu ittifakta, Sivas Katliamı’nın baş faillerinden Temel Karamollaoğlu ve milliyetçi cephede yer alan Meral Akşener’in yer almasını Alevi toplumu olarak içimize sindiremiyoruz.
Avrupa’daki Alevi kurumları olarak, kurulduğumuz tarihten bu yana Alevileri yok sayan, inkâr edip, asimile etmeye çalışan odaklarla her daim aramıza mesafe koyduk. Elinde Alevilerin ve mazlumların kanı bulunanları unutmak tarihi misyonumuza ters düşer.
Türkiye’de Türk-İslam Sentezi ötesinde çeşitli etnik ve dinsel toplumların varlığını kabul eden ve yurttaşların arasındaki her türlü ayrıma son veren bir anlayışı Türkiye siyaset dünyasında var etmeliyiz. Türkiye’deki tüm etnik ve dinsel toplumların güvencesi ancak bu çeşitliliği bünyesinde içselleştiren bir siyasi oluşumun iktidar olmasından geçmektedir. Bu nedenle kurum olarak canlarımızı; demokrasi, laiklik ve eşit yurttaşlıktan yana olan tüm kesimlerle birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz. Aleviler emek ve demokrasi bloğunda yer alacaklardır.”