Öyle ki “deli heykeli” olan Türkiye’de tekdir, dünyada ise birkaç yerden biridir. Dersim’ de “deliler” evliya, derviş, abdal olarak anılır. Dersim’in, delilerine verdiği önem yaşadığı toplumsal travmaların bir sonucu mu yoksa Kızılbaş Aleviliğinden mi kaynaklanmaktadır, bilinmez. Bilinen gerçek ise Dersim’in delileri dünyanın en şanslı olanlarıdır.
Şehir merkezine gelenlerin karşılaştığı Seyuşen heykeli yabancıların hemen dikkatini çeker ve ilk sordukları “kim bu?” olur. Bir deli dendiğinde ise ilk başlarda inanmaz, hikayesini dinledikten sonra ise şaşkınlığını gizleyemez. İşte bu merakın sonucunda Dersim’de yaşayan başka Sey Uşen var mı diye sorulduğunda herkesin işaret ettiği isim ise Bava Bertal olur.
Bava Bertal, Dersim’e mal olmuş isimlerdendir. Halk arasında çok sevilen Bava Bertal adeta yaşayan bir efsanedir.
Bava Bertal ince, uzun boyluydu. Çok saf ve temiz biriydi. Pek pantolon giymez, hep şalvar giyerek dolaşırdı. Dili biraz kekemeydi. Konuşurken zorlanmasına rağmen, halk onu konuşturmak için uğraşırdı. Bava Bertal’in diğer bir özelliği ise halk deyimiyle “güneş yüzü görmemiş küfürler” etmesiydi. Bu güneş yüzü görmemiş küfürler ise halkı rahatsız etmez. Bava Bertal eğlencenin, düğünlerin de baş müdavimiydi. Yaptığı bayılma numaraları, kılık değiştirmeleri ile her zaman neşe kaynağıydı. Sürekli sigara içen Bava Bertal’in sigarası eksik olmaz ve hep kaliteli sigara içerdi.
Dersim’in bu yaşlı ve sevimli “Budelası” ile ilgili bir çok hikaye anlatılır. Bunların ne kadarı gerçektir, ne kadarı efsanedir, bilinmese de anlatılır durur. Bu hikayelerin bir çoğu halkın özlemlerini yansıtır aslında. Halkın neye öfke duyuyorsa, ne istiyorsa, nasıl görüyorsa bunu Bava Bertal üzerinden anlattığı da su götürmez bir gerçektir. Baba Bertal bir bakarsınız işkenceci bir polis ile anlatılır, bir bakarsınız köye operasyon yapan bir asker ile.
Halk arasında çok anlatılan bir Bava Bertal hikayesi şöyledir:
Bava Bertal takım elbise ve kravatla geziyor, ama köye gideceği zaman mekanın ruhuna uygun şalvarı, uzun kollu bol gömleği, şal kuşağı ve yeleği tercih ediyor. On sene önce, işte böyle bir kıyafetle boşaltılmış olan Aktuluk köyüne doğru gidiyor. Farkında olmadan askeri yasak bölgeye giriyor. Kontrol noktasındaki askerler, Bava Bertal’ı görünce şaşırıyor. Dur ihtarından sonra havaya ateş açıyorlar. Bava Bertal dönüp şöyle bir bakıyor ve köye doğru yürümeye devam ediyor. “Yasak baba giremezsin” diye bağırıyorlar, dinlemiyor. Yeni tayin olan genç üsteğmen geliyor, ateş emri veriyor. Askerler 40-50 kurşun sıkıyorlar üzerine. Uzaktan Bava’nın şalvarının ve yeleğinin isabet aldığı yerlerden havalandığını görüyorlar. Bava Bertal ormana dalarak ortadan kayboluyor. Komutan, Bava’nın cesedini çıkarmak için arama emri veriyor. Fakat ne bir kan izine rastlanıyor ne de Bava’nın cesedine.
Akşam şehre dönen genç subay, olup bitenleri Dersimli bürokratlara anlatıyor. Onlar, “sen ne yaptın, o Allah’ın meczup bir kuludur, yazıktır, günahtır” diyor. Sabaha kadar uyuyamıyor komutan. Ertesi gün yanına birkaç asker alıp Aktuluk köyüne gidiyor. Köyün meydanında Bava Bertal’i görüyor. Hazret, bir kapının önünde bağdaş kurmuş, ağızlığa takılı sigarasını tellendiriyor. Üsteğmen yanına gidip elini öpüyor. Baba, şalvarındaki, yeleğindeki delikleri gösteriyor: “Arılar çıktı kovanlarından, vızz vızz vızz edip buraları deldi. D… torbasını da ısırıp gitti…” diyor gülerek. Dersimliler bu olaydan sonra, Baba Bertal’in kurşun geçirmez olduğuna inanıyor.
Dersim kültürünün önemli bir parçası haline dönüşmüş olan bu “deli” hikayeleri, bir yönüyle de özlemdir. 38′i yaşamış bir toplumun sıkılan kurşunlara karşı ölümsüzlük arzusunu Bava Bertal şahsında dışa vurumudur.
Toplumların temel karakteristiği değil midir! Özlemlerini mitleştirip, efsaneleştirip kulaktan kulağa, kuşaktan kuşağa aktarması. Sey Uşen de Bava Bertal da bu anlamda Dersimlinin çekilen acılarının, yaşanan sürgünlerinin bir görünümüdür; Saf, temiz, dervişane…
Ali Baran Doğan
Not: Yazıda kullanılan “deli” kavramının Dersim’deki karşılığı Budela’dır. “Budela” ise ermiş olan kişi veya keramet sahibi olduğuna inanılan kişiler için kullanılır. Kures Ocağı’na mensup olan Sey Uşen ve Bava Bertal’a “Budela” denmesinin nedeni bu kişilerin keramet sahibi olmalarından dolayıdır.
(Dersim Gazetesi)