Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / Tüm yasaklara Êdî Bes e!

Tüm yasaklara Êdî Bes e!

26 Mart 2018, 17:49

Almanya’nın Frankfurt kentinde Êdî Bes e Platformu, Uluslararası ‘Temel Haklar ve Özgürlükler’ konferansı düzenledi.

Almanya’nın Frankfurt kentinde Êdî Bes e Platformu, Uluslararası ‘Temel Haklar ve Özgürlükler’ konferansı düzenledi. Saalbau Stadthalle Bergen’de Cumartesi ve Pazar günleri devam eden ve 3 oturumdan oluşan konferansa çok sayıda hukukçu ve siyasetçi, sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı. 

Devrim mücadelesinde yaşamılarını yitirenler anısına yapılan saygı duruşuyla başlayan konferansta açılış konuşmasını Êdî Bes e Platformu adına Ufuk Ali Gül ve Şafak Arabacı yaptı. Almanya’da Anti-terör yasalarıyla toplumsal muhalefetin baskı ve şiddetle kontrol altına alınmak istendiğini kaydeden Gül ve Arabacı’nın konuşmalarında “PKK yasağıyla başlayan, Öcalan posterlerine yapılan müdahale ve en son 40 milyon Kürt’ün sarı, kırmızı, yeşil renklerine müdahaleye dönük utanç verici yasağına ‘Êdî Bes e’ diyoruz” vurgusu öne çıktı. 

Konferans, Dersim Dağdeviren moderatörlüğünde, ‘Avrupa Türkiye İlişkileri ve Toplumsal Politik Etkileri’ ana teması çerçevesinde ‘Avrupa Türkiye arası ilişkilerin genel politik analizi’ başlıklı sunumla başladı. Bu bölümün konuşmacıları HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü ile Almanya Barış Harekatı Yöneticisi Willi van Ooyen’dı. 

Will van Ooyen konuşmasında Efrîn’deki işgale değinerek “Temel hedefimiz Türkiye’ye silahların satılmaması” dedi.  Ooyen ayrıca Ermeni katliamının da Almanya’nın yardımıyla gerçekleştirildiğini hatırlattı. 

 

Kürkçü: Kürtler Türkiye’yi dengeliyor

HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü Almanya hükümetine ve Alman toplumuna seslenerek, “Alman Hükümetine ‘Edî Bes e’ diyorum, topluma da ‘evet ama yetmez’ diyorum. Sık sık sorulur AB-Türkiye arasında ipler kopar mı diye, ortada bir ip olmadığı için kopacak birşey de yoktur” dedi. AB’nin Efrîn konusunda ‘üç maymunu’ oynadığını altını çizen Kürkçü, “Hatta Türkiye’nin sırtını ‘tapıştırdı’ (sıvadı). AB, bize daha fazla sorun çıkarmasın diyor. II. Dünya Savaşı dönemi Almanyası kadar olmasa da Ortadoğu’da vakumu olan bir ülkedir Türkiye. O yüzden bölgede durdurulamaz bir hal almıştır. Suriye’ye müdahalesi, Efrîn saldırısı bunu açıkça gösteriyor. Türkiye’yi ne ABD, ne AB ne de Rusya dengeleyebiliyor, asıl bölgede dengeleyen güç, ‘ben de varım, haklarım var diyen’ Kürtlerdir. Bu da Türkiye’nin politikalarının önünde en büyük engeldir, ve bu yüzden saldırıya uğruyorlar. Ancak Rojava’da sosyo-ekonomik bir rejim oluşunca AB-Türkiye arasındaki çelişkileri buharlaştırmıştır. Bu güçlerin yeşil ışık yakmasıyla da Efrîn saldırısı gerçekleşti. 3 Milyar Euro’nun verilmesi buna bir örnektir” dedi.  

 

‘Erdoğan Kürt savaşında başarılı değil’

Bir sonraki oturum ’Almanya Federal Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti arası ilişkilerin politik güncelliği’ başlığıyla Murat Çakır’ın moderatörlüğünde gerçekleşti. Sol Parti Federal Milletvekili Martina Renner oturuma gelemedi. Sunumu Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) Eşbaşkanı Nilüfer Koç yaptı. Sovyetlerin yıkımından bu yana Ortadoğu’da Kürtlerin gerçeği gören tek toplum olduğunu kaydederek şöyle devam etti: Yıllardır özgürlük mücadelesi veren bir halkız. Rojava’da-Kuzey Suriye’de Demokratik federasyonlar inşa ettik. Bunlar önemli kazanımlar. Ancak Türkiye’nin Efrîn işgaline sessiz kalındı. Söz konusu savaş günlük politikanın sonucu değil, tarihi tekerrürdür!

‘Türk politikası önünde Kürtler engel’

PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan’ın, Almanya’nın Kürt Politikasına yönelik 15 sayfalık analizinde, ‘Almanya Türkiye’yi 17. eyaleti olarak görüyor’ sözlerini hatırlatan Koç, “2. Dünya Savaşı da Türkiye üzerinden yapıldı. 3. Dünya paylaşım savaşında Almanya Türkiye’yi terk etmeyecek. Kürtler de önemli bir güç. Türkiye’nin gücü olduğu kadar zayıf yönleri de fazl“ diye konuştu. 

 

‘Alman faşistleri Türk faşistleri ile iç içe’

“Türkiye Cumhuriyeti’nin Almanya’daki siyasi uzantıları, istihbarat/milis örgütlenmesi toplumsal sonuçları” başlığıyla Gazeteci Arzu Demir moderatörlüğünde, Sol Parti Hamburg Eyalet Milletvekili Cansu Özdemir ve Rosa Luxemburg Vakfı Temsilcisi Murat Çakır sunum yaptı. Çakır, Türk devletinin Almanya’daki örgütlenmesinin tarihsel geçmişini anlatırken, “MHP’nin yurtdışı örgütü Almanya tarafından kurulmuştur. Alman faşistleri Türk faşistleri ile ilişki içindedir. 1980’ler sonrasında Türk vatandaşlarını yeniden kazanma perspektifi ile Türk devleti örgütlenmelerini artırdı” dedi. 

 

Özdemir: Hepimizi korkutmak istiyorlar 

Milletvekili Cansu Özdemir de AKP ve MİT örgütlenmesinin hedefinde muhaliflerin olduğunun altını çizerek, ”Muhalifler öldürülmek istendi. AKP’nin ideolojik, politik ve askeri örgütlenmesi, Alman federal hükümeti tarafından desteklendi. Federal hükümet artık bu konuda susamaz. Hepimizi korkutmak istiyorlar. Fakat korkmuyoruz. Suikast planlarının teşhir edilmesi önemli. Ancak bu sadece Kürtlerin işi olmamalı. Anayasayı koruma örgütünün görevidir” şeklinde konuştu.

‘Türk devletinin Efrîn’de yaptığının terörizmden farkı nedir?’

‘Almanya’da temel hakların ve özgürlüklerin gaspı‘ konulu 2. oturumda ‘Alman Ceza Kanunu ve Almanya’daki muhaliflere yönelik baskıları’ ele alındı. Ceza davası avukatı Carl W. Heydenreich, 30 yıl önceki PKK davasını hatırlattı “Bir kurtuluş hareketi ilk kez bir örgüt olarak kriminalize edildi” diyerek de günümüzde hala devam eden PKK davalarına değindi. Alman Ceza Kanunu’nun 129 a ve b maddelerinin Kürtlere karşı kullanıldığının altını çizdi. Heydenreich, “Son yıllarda Anayasa’ya göre düşünce özgürlüğü kapsamında olan olaylar da cezalandırılmaya başlandı. DAİŞ’e karşı Kobanê’de yürütülen faaliyetler bile ceza kapsamına alındı“ dedi. Kürtlere yönelik yöneltilen ‘terörizm’ suçlamasına itiraz eden Heydenreicn, “Türk devletinin Efrîn’de yaptığının terörizmden farkı nedir? Cizre’de yaptığı nedir?” sorusunu da sözlerine ekledi. 

 

‘ATİK davası bir test’ 

Berlin Barosu avukatlarından Antonia von der Behrens, Almanya’daki ATİK dava süreci hakkında bilgi verdi. “Almanya’da yasak olmayan bir örgüte karşı bu dava yürütülüyor” diyen Behrens, ATİK davasının toplumun onay verip vermeyeceğini belirleyecek bir test olduğunu söyledi. 

Sol Parti Hessen Eyalet Milletvekili Ulrich Wilcken, toplantı ve ifade özgürlüğünün tehdit altında olduğunu işaret etti ve polisin mitinglere müdahalesinin hukuka aykırı olduğunu söyledi. 

Konuyla ilgili Kızıl Yardım Örgütü’nden Henning Macherle de kısa bir sunum yaptı. 

Cumartesi gününün son oturumu ”Almanya’da Kürdistanlı/Türkiyeli demokratik kurumların ve aktivistlerin ifade özgürlüklerini ve örgütlenme haklarını kısıtlayan ihlaller” başlığıyla yapıldı. Bu oturumda avukatlar Bertholrd Fresenius ve Yener Sözen söz aldı. 

Avukat Fresenius, PKK ve DHKP-C’nin yasaklanmasına ilişkin kararların İçişleri Bakanlığı tarafından çıkarıldığını hatırlattı. “Sayısız dernek, kitap yasaklandı. En son Mezopotamya ve Mir Multimedya’ya yönelik baskında, bürolardaki her şeyi götürdüler” diyen Fresenius, İçişleri Bakanlığı’nın PYD’ye ilişkin 2 Mart 2017 tarihli ‘yasağın güncellemesi’ne ilişkin kararına da değindi. 

Fresenius, şunları söyledi: “Alman makamları ‘PYD bayrakları elbette açılabilir ama PKK propagandasına dönüşüyorsa, bu bayraklar da taşınamaz’ dedi. Bunun yerel mahkemelerdeki anlamı, PYD bayraklarının asıldığı derneklerin kapatılmasıdır.” İçişleri Bakanlığı’nın 29 Ocak 2018 tarihli ikinci bir talimatnamesine dikkat çeken Fresenius, “Bu da yeni ceza dava ve soruşturmalarının açılmasına yol açtı” dedi.

Yener Sözen ise Alman kurumlarından demokratik eylem ve etkinlikler için izin alınırken yaşanan sıkıntıları anlattı. Sözen “YPG/YPJ yasak olmamasına rağmen, insanlar üzerinde tüm faaliyetlerin yasak olduğu algısı yaratılıyor. Eylemlere katılan üzerinde baskı kuruluyor ve en temel haklarını kullanması engelleniyor” şeklinde konuştu. 

Gazetemiz yayına hazırlandığı saatlerde “Temel Haklar ve Özgürlükler İçin” konferansının ikinci gününde “Birleşik, demokratik, enternasyonal mücadelenin geliştirilmesi eksenli deneyimler ve perspektifler” başlıklı forum yapılıyordu.

AGİT EREN/FİLİZ ARGAL/FRANKFURT / Politika

Bu haber 561 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Boksör İsmail Özen, Almanya’da spor, medya ve iş dünyasında tanınan bir isi..