Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / Cumartesi Anneleri, Hasan Ocak'ın faillerini sordu

Cumartesi Anneleri, Hasan Ocak'ın faillerini sordu

24 Mart 2018, 20:51

Cumartesi Anneleri, bu haftaki eylemlerinde devletin katlettiği Hasan Ocak’ın faillerini sordu.

Cumartesi Anneleri, kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 678’inci kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Bu haftaki eylemde 21 Mart 1995 tarihinde gözaltına alındıktan sonra cenazesine ulaşılan ve kayıplar mücadelesinin sembol ismi olan Hasan Ocak’ın failleri soruldu. 

Eyleme Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Hüda Kaya ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı. Eylem öncesi Ocak'ın sevdiği ezgiler dinletildi.

Eylemde ilk olarak konuşan CHP İstabul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Galatasaray Meydanı'nın Türkiye'nin hafızası ve cesaret meydanı olduğunu söyleyerek, "Bu meydanda birbirimizle dayanışarak çoğalmaya devam edeceğiz" dedi. 

'İŞKENCE İZLERİNİ GÖRDÜK'

Cumartesi İnsanları’ndan Nimet Tanrıkulu ise, kayıp yakınları mücadelesine başladıkları döneme dikkat çekti. Tanrıkulu, şunları ifade etti: "Hasan'ı her yerde aradık. Adli Tıp’ta ve bütün cesetlere bakıyorduk. Hepsi Hasan olabilirdi. Bir tanesinin Hasan olabileceğini düşünmek, anlatamam…Hasan’ı Kimsesizler Mezarlığı’ndan çıkardığımız anı da unutamam. Tarif edemeyeceğim iki mezar arasında dar bir yere gömülmüştü. Ayakkabı bağcıkları boynundaydı. İşkence izlerini rahatlıkla görebilirdiniz. O tanıklık bambaşka bir şeydi. Hasan’dan sonra bu meydanda oturma ve adalet arama mücadelemiz başladı.”

Dava sürecini ve o süreçte karşılaştıkları hukuksuzlukları anlatan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri ise, “Hukuki mücadelemiz devam edecek” dedi. 

ANNE OCAK: ADALET İSTİYORUM

Daha sonra söz alan ve konuşmakta zorlanan Hasan Ocak’ın annesi Emine Ocak ise “23 yıldır burada bekliyorum. Katilin bulunmasını ve adalet istiyorum. Arkadaşlarımızla bu yola çıktık. Adalet istiyorum, adalet, adalet… Başka bir şey değil" ifadelerini kullandı.

'KATİLLERE KARŞI DURACAĞIZ'

Kardeş Maside Ocak da şunları söyledi: “Hasan’ımıza adalet istememizden bu yana hafızalarımızda 2 fotoğraf var. Birincisi elimizde tuttuğumuz ailemizin güleç yüzlü çocuğu Hasan’ımıza ait olan fotoğraf. Bu meydanda yer alan her tiyatro, her sinema salonunda bir anımız var. Bu kentin her sokağında Hasan ile bir anımız var. Sadece biz değil bu kentin çocukları, Hasan’ın dostları da bu meydanda Hasan’ı bekliyor. İkinci fotoğraf ise Hasan’ı bulduğumuzda paramparça edilmiş yüzünün fotoğrafıydı. O fotoğraflarda gördüğümüz şey öfkeydi. O kadar çok şey anlatıyordu ki insanlığın ve vicdanın öldüğünü… Bizim hafızamıza da dün, bugün ve yarınımızın ısrarı, katillerden hesap sormamızdaki inadımız olarak geçti. Dün olduğu gibi işlenmiş insanlık suçlarına ve katillere karşı duracağız."

Ocak’ın konuşması sırasında 10 yaşlarındaki yeğeni de amcasının fotoğrafını taşıdı.

HİKÂYESİ

Bu haftaki basın metnini ise Gazeteci Pınar Gayip okudu.

Hasan Ocak daha önce iki defa gözaltına alındığı ve son gözaltısında “Bir daha gelirsen buradan sağ çıkamazsın” diye tehdit edildiği için ailesinin hemen İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ve İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcılığı’na başvurduğunu söyleyen Gayip, şunları ifade etti: 

“23-28 Mart 1995 tarihleri arasında İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nde gözaltında tutulan iki kişi, Hasan’ı şubede gördüklerini söyledi. Yine Hasan Ocak’ın ismini gözaltına alınan kişilerin parmak izi listesinde gördüklerini açıklayan 2 kişi daha vardı. Bir başka tanıksa, şubedeyken bir hareketlilik olduğunu ve polislerin ‘Hasan Ocak getirildi’ diye aralarında konuştuklarını duyduğunu söyledi. Ocak ailesi TBMM, Başbakanlık, Bakanlıklar, savcılıklar, hastaneler ve Adli Tıp nezdinde girişimlerde bulundu. Ancak başvurdukları her yerde ‘Bizde yok’ cevabıyla karşılaştı. Devletin tüm engellemelerine karşı, aylar süren ısrarlı bir arayışın sonunda Adli Tıp Kurumu kayıtlarından Hasan’ın izine ulaşıldı. Ailesi her yerde Hasan’ı ararken onun ağır işkence izleri ile dolu cansız bedeninin, tüm resmi makamlardan geçirilerek ‘Kimliği meçhul kişi’ olarak gizlice Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı'na defnedildiği gerçeği açığa çıktı. Tüm veriler Hasan’ın işkence ile öldürüldüğünü doğruluyordu. Bu gerçek karşısında dönemin İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Algan Hacaloğlu, ‘Toplumdan hükümet adına özür diliyorum’ dedi.

Beykoz Cumhuriyet Savcılığı’nın 1995/1075 hazırlık numarasıyla takip ettiği dosyada, rutin yazışmalar dışında bir işlem yapılmadı. Dosya takipsizlik ve zamanaşımı kararlarıyla kapatılmak istendi. 29 Kasım 2016 tarihinde zamanaşımı kararına itiraz başvurusu yapıldı. İstanbul Anadolu 7. Sulh Ceza Hakimliği zamanaşımı kararını kaldırdı ve CMK 173/3 Maddesi uyarınca soruşturmanın genişletilmesine karar verdi. Ancak bugüne kadar dosyada kayda değer bir gelişme yaşanmadı. AİHM’e taşınan davada ise Mahkeme, Hasan Ocak'ın kaybedilmesi ve ölümüyle ilgili koşullarının belirlenmesi için yeterli ve etkin bir soruşturma yürütülmediğini tespit etti. Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yaşam hakkını düzenleyen 2’nci maddesini usul yönünden ihlal ettiğine karar verdi.

Artık yeter! Hasan Ocak ve tüm kayıp dosyalarında yargılama faaliyetlerinin tarafsız ve bağımsız biçimde, evrensel hukukun ilkelerini esas alarak gerçekleşmesini istiyoruz. Hasan Ocak’ın güvenlik güçlerince gözaltına alındığını ve onların kontrolü altında öldüğünü doğrulamaya yetecek veriler mevcuttur. Soruşturma olayın tam olarak nasıl meydana geldiğini belirleyecek; sorumluları tespit edecek ve cezalandırılmalarını sağlayacak etkinlikte yürütülmelidir. Hasan Ocak için adalet istiyoruz."

ANF

Bu haber 521 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Boksör İsmail Özen, Almanya’da spor, medya ve iş dünyasında tanınan bir isi..