HDP Muş Eski Milletvekili HDK-Avrupa Sözcüsü Demir Çelik, HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, HDP Van Milletvekili Özdal Üçer, Cizre Belediye Eşbaşkanı Leyla İmret, Karakoçan Belediye Eşbaşkanı Burhan Kocaman, Suruç Belediye Eşbaşkanı Orhan Şansal, Sur Belediyesi Eşbaşkanı Fatma Şık Barut, Londra Harıngey Belediyesi Başkanı Aligül Özbek, Futbolcu Deniz Naki, Gazeteci Filiz Koçali, Gazeteci Ahmet Nesin, HDK’den Feyzullah Tunç, Türk devleti ve ona bağlı çetelerin işgali altında olan Efrîn için Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi önünde süresiz açlık grevi başlattı. Seçilmişlerin açlık grevi eylemine çok sayıda Kürdistanlı ve dostu da destek veriyor.
'DAİŞ'TEN KAÇAN HALKA TÜRK DEVLETİ SALDIRDI'
Basın toplantısıyla açlık grevine başladıklarını duyuran seçilmişler adına ortak açıklamayı Türkçe HDP Milletvekili Faysal Sarıyıldız, Kürtçe Cizre Belediye Eşbaşkanı Leyla İmret, Almanca futbolcu Deniz Naki, Fransızca Nursel Kılıç ve İngilizcesini de Londra Harıngey Belediyesi Başkanı Aligül Özbek okudu.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği ve Güvenlik Konseyi yetkililerine seslenilen açıklamada, Suriye’deki iç savaşın başladığı 2011’den bu yana birçok bölgeden göç eden yüz binlerce insanın Efrîn’e sığındığı hatırlattıldı.
“20 Ocak 2018’den beri Türk devleti ve onunla birlikte on binlerce cihatçının saldırısı nedeniyle Efrîn kent merkezine sığınmak zorunda kalan siviller bugüne kadar 58 gün boyunca ağır bombardıman altında kalmıştır” denilen açıklama şöyle devam etti:
‘BM YASALARINA GÖRE SAVAŞ SUÇU'
“Suriye rejimine muhalif olan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Efrîn Kantonu Sağlık Komitesi ve Avrin Hastanesi gibi birçok kuruluşun şimdiye kadar yaptıkları açıklamaya göre, sivil yerleşimlerin T.C. savaş uçakları, tank ve obüs toplarıyla bombalanması sonucunda kadın ve çocukların ağırlıkta olduğu yüzlerce sivil bu bombardımanlarda yaşamını yitirmiş ve yaralanmıştır. Yüzlerce yaralının yattığı Efrîn'deki hastane TC silahlı güçleri tarafından bombalanmıştır. Bu saldırı BM kararlarına göre savaş suçu kapsamındadır. BM Genel Sekreteri sayın Antonio Guterres'in de dile getirdiği gibi Efrîn'de bir insanlık dramı yaşanmıştır. Yüzbinlerce insanın yaşadığı Efrîn merkezine giden içme suyu tesisi TC uçakları tarafından bombalanmış ve insanlar içme suyundan mahrum bırakılmıştır. Bu da BM kararlarına göre savaş suçudur.
'SORUMLUSU SESSİZ KALAN BM’DİR'
Türk devletinin, Efrîn'e saldırı gerekçeleri arasında saydığı terör örgütü 'DAİŞ ile de savaştığı' iddiası, bizzat Koalisyon sözcüleri tarafından yalanlanmıştır. Efrîn'de DAİŞ olmadığından o bölgenin DAİŞ ile uluslararası mücadele koalisyonunun görev alanında olmadığı belirtilmiştir. Gelinen aşamada, TC ordusunun havadan ve karadan bombardımanı sonucu yüz binlerce Efrînli evlerini terk etmek zorunda kalmıştır. Efrîn şehir merkezi TSK’nin öncülüğünde EL Kaide-DAİŞ zihniyetli, köktenci ÖSO’nun eline geçmiştir. Kendi yayımladıkları videolarda, Efrînlilerin ev ve iş yerlerinin yağmalandığı ve yakıldığı görülmektedir. Efrîn'e dünyanın çeşitli bölgelerinden toplanmış selefi ÖSO gruplarının yerleştirilecek olması Suriye’de DAİŞ ve türevlerinin yeniden yayılması anlamına gelecektir. Suriye’de DAİŞ ve El Kaide yeniden hortlayacaktır. Bunun sorumlusu Türk devleti ve onun meşru olmayan işgaline karşı bir yaptırıma gitmeyen Birleşmiş Milletler'dir."
Tüm bu süreçte bu vahşet ve insanlık suçlarına seyirci kalan BM ve AB gibi uluslararası yaptırım gücüne sahip kurumlar insanlığın vicdanında mahkûm edileceklerdir. Bu kurumların güvenilirlikleri ve saygınlıkları büyük yara almıştır. Çünkü BM’nin Suriye'de aldığı ateşkes kararı, büyük savaş ve insanlık suçları işlenerek çiğnendiği halde, BM buna tepkisiz kalarak dolaylı olarak onaylamıştır. Bu süreçte yapılan her açıklama, her tutum başta Kürt halkı olmak üzere Suriye halklarının toplumsal belleğine şimdiden kazınmış durumdadır.''
TALEPLER:
Son olarak “BM, kuruluş felsefesinin bir gereği olarak, çok acil bir şekilde devreye girmelidir” denilen açıklamada, şu talepler sıralandı:
“Efrîn hava sahasının uçuşa kapatılmalı.
BM, Efrîn’e bir gözlem gücü göndermeli.
Efrîn'i terk etmek zorunda kalarak açıkta kalan yüz binlerce insanın yaşamsal ihtiyaçlarının karşılanması için Kızılhaç örgütü bir an önce devreye girmeli.
Yurtlarından göç etmek zorunda kalan Efrîn halkının evine dönmesi sağlanmalı.
Bireylerin mülkiyet hakkının korunması kapsamında, gasp edilen ev, iş yeri ve diğer varlıklarının iadesinin sağlanmalı.
Evlerine dönecek kişilerin işkence, kaybedilme, öldürülme saldırılara maruz kalmaması için can güvenliklerinin sağlanmalı.
Efrîn'in demografik yapısının değiştirilmemesi için, Efrînli olmayanların BM gözetimindeki kampların dışında Efrîn'e yerleştirilmemesi.
Yaklaşık 2 aydır devam eden saldırılarda sivillerin yaşam hakkının ihlali ve savaş suçunun araştırılması için BM bünyesinde bir komisyon kurulmalı.”
ANF