Lütfen bekleyin..
NAV-DEM: Mezopotamya Yayınevi'ne baskını kınıyoruz
NAV-DEM, Mezopotamya Yayınevi'nin basılmasını kınayarak, Alman devletinin Kürtlere karşı Türk devletini aratmayan uygulamalara başvurduğunu belirtti.
Son zamanlarda Almanya, Türkiye'ye başta silah, para yardımının yanı sıra siyasal destekle birlikte Kürtlere daha fazla saldırmakla, Türkiye'yi Kürtlere karşı imha savaşını sürdürmekte cesaretlendirici ve teşvik edici rol oynamaktadır. Almanya, Türk devletine korucu başlığını açıktan yapmaktadır. 6 Mart 2018'de Almanya'ya gelen Çavuşoğlu'nun Gabriel görüşmesinden birkaç saat önce ve sonrasında, Kürtler üzerinde yine anlaştıkları pratik uygulamalarında polis hızlı harekete geçti.
Alman polisi, önceki gün Thüringen eyaletinin Erfurt kentinde Kürtlerle dayanışma içinde olan Alman solcu gruplara yönelik baskınlar gerçekleştirerek, toplam 5 ev ve büroda aramalar yapmış ve birçok malzemelere el koymuştu.
Bugün de Alman polisi Mezopotamya Yayınevi'ni basmakla işin dozunu artırdı.
'KÜRTLERE KARŞI KİRLİ PAZARLIK İÇİNDELER'
Alman devleti, Türkiye'deki Kürt halkının maruz kaldığı baskıların aynısını, hatta zaman zaman daha fazlasını yapmaktadır. Bunu Türkiye'deki RTE'nin KHK'larına benzer, Federal İçişleri Bakanlığı'nın genelge yöntemleriyle yasak koyarak, baskı uygulayarak yapmaktadır. Oysa asıl kriminalize olması gereken Kürtler ve onun meşru kurumları değil, tam tersine gönderdikleri silahlarla Efrîn'e saldırıyı destekleyenlerdir.
Hiçbir şey tesadüf değil! Erdoğan rejimine karşı bir diz çökmenin sonucudur. Ne zaman bir Türk yetkilisi Almanya'ya gelse, veya bir Alman yetkilisi Türkiye'ye gitse, yaptıkları toplantılarda mutlak Kürtler üzerinde kirli pazarlıklar sonucunda, Kürtleri rencide edici kararlar almışlardır.
Tarihi günlerden geçiyoruz. Halkımız duyarlı olmalı; kurumlarına sahip çıkmalı ve tüm baskı, saldırılara rağmen direnmelidir."
KCDK-E: Erdoğan’ın uzun kolları Almanya’yı mı yönetiyor
KCDK-E: Halkımız büyük bedeller ödeyerek yaratığımız kurumlara, sanata ve tarihimizin düşüncesini ifade eden kitapları çıkaran yayınevine seferberlik ruhu ile sahiplenmelidir.
Alman polisinin Neuss kentinde Mezopotamya Yayınevine yönelik düzenlediği baskına ilişkin açıklama yapan KCDK-E Eş Başkanlık Divanı, “Almanya’nın bu politikası diktatör Erdoğan’ı aratır bir noktaya gelmiştir. Bugün Mezopotamya yayınevine ve Mir Müzik’e yapılan Erdoğanvari baskılar halkımızın değerlerine saygısızca yaklaşımdır” dedi.
Yazılı bir açıklama yapan KCDK-E Eş Başkanlık Divanı şunları belirtti: “Almanya’da bugün Mezopotamya Yayınevi’ne gerçekleşen arama ve baskın kimin çıkarına hizmet ediyor?
Kürt dilini ve kültürünü halkımıza sunma hizmetinden başka bir anacı olmayan yayın ve müzik evine yapılan bu baskın kabul edilemez bir tutumdur.
İnsan hakları, demokratik haklar ve özgürlüklerle bağdaşmayan bu kasıtlı tutum Erdoğan diktatörünün politikalarına açıkça hizmet ediyor.
Bu tutum demokrasi değerleri ile çelişiyor. Zaten kuşatılmış, katliama ve jenoside tabi tutulmuş Kürt halkına karşı bir saldırı anlamına gelmektedir.
Kürdistanı sömürgeleştiren devletlerde Kürt dilini, kültürünü ve değerlerine baskı uygulayarak, yasaklayarak sonuç alacağı gafletini düştü ama sonuç alamadı.
Kürdistan halkı kültürü ve değerleri için büyük bedeller ödeyerek ve fedakârlıklar yaparak kendi direnişi ile kendi sömürgecilerine kabul ettirmiştir
Almanya’nın bu politikası diktatör Erdoğan’ı aratır bir noktaya gelmiştir. Bugün Mezopotamya Yayınevi’ne ve Mir Müzik’e yapılan Erdoğanvari baskılar halkımızın değerlerine saygısızca yaklaşımdır. Biz değerlerimiz için hiç boyun eğmedik ve bundan sonrada tüm fedakârlıkları yaparak değerlerimize, kültürümüze sahip çıkacağız.
Bu uygulama Nazi Almanya’sında uygulanan demokrasi karşıtı bir uygulamadır. Bu uygulamalar diktatör Erdoğan’a ve DAİŞ’e hizmet etmektedir.
KCDK-E olarak Alman devletini bir kez daha kınıyor, bu ve buna benzer anti-demokratik uygulamalardan derhal vazgeçmeye çağırıyoruz.
İnsanlık tarihinin en eski kültürüne sahip Kürt halkına karşı saygılı olmaya davet ediyoruz.
Nazi Almanya’sında benzer deneyimleri yaşamış Almanya’nın diktatörlerin oyunlarına gelmemesine çağırıyoruz.
Halkımıza çağrımız büyük bedeller ödeyerek yaratığımız kurumlara, sanata ve tarihimizin düşüncesini ifade eden kitapları çıkaran yayın evine seferberlik ruhu ile sahiplenmelerdir. Kurumlarımıza giderek, direnişimizle sahiplenerek Almanya’nın Erdoğan’ın Kürt düşmanı politikalarının Efrin’deki katliamı destekleyen ve DAİŞ’e prim vermek olduğunun bilinciyle kurumlarımızı sahiplenelim."
ANF
