Koçgiri Katliamı’nın 97. yıldönümü vesilesiyle başta Alevi kurumları olmak üzere sivil toplum kuruluşları ve dernekler çeşitli kentlerde yaptıkları eylem ve etkinliklerle katliamı kınıyor.
Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) Eşbaşkanı Veli Kaya, Koçgiri Katliamı’na ilişkin PİRHA’ya açıklamalarda bulundu.
Koçgiri İsyanı’nı diğerlerinden ayıran temel öğenin ulusçu, milliyetçi bir siyasal duruş olduğunu belirten Kaya, diğer örneklerde ulusal talepler yerine statülerini kaybetmeme çabası olduğunu, Koçgiri de ise taleplerin çok daha belirgin olduğunu söyledi.
“KOÇGİRİ’YE YÖNELİM ALEVİLİĞE YÖNELİK DÜŞMANLIKTAN DA KAYNAKLANIYOR”
O dönemde henüz ulusal bilincin halk tarafından özümsenmediğinin de altını çizen Kaya, “Kürdistan Teali Cemiyeti’nin de bahsi gecen önderler ve aşiret önde gelenleriyle ilişkileri böylesi bir siyasallaşmayı sağlamıştır” diyerek şunları kaydetti:
“Hareketin tabanını bu isyana katan temel nedenin inanç olgusu olduğunu, yine aşiret ilişkilerinin etkili olduğunu görmekteyiz. Bu bölgede 1915’lerde Ermeni soykırımına şahit olunmuştur. Buradaki askeri hazırlıklar kendilerine yönelik bir soykırım olacağı endişesiyle savunma refleksi ile yapılmıştır. Koçgiri’de etnik unsurların yanında inanç kimliğine saldırı da mevcuttur. Koçgiri İsyanı’nı değerlendiren bir çok araştırmacı, bölgenin geçmişte Hakikatçı pirlerin, Alevi-Kızılbaş inancının felsefesini, rızalık şehri ütopyasını hayata geçirme çabalarını, Osmanlı’nın buna yönelik saldırılarını görmezden gelerek değerlendiriyor. Bazı aydınlar ise inanç öğesini ‘gericilik’ olarak değerlendirip, ötelemektedirler. Devletin Koçgiri’ye bu kadar acımasız yönelmesi, Alevi inancına karşı tarihsel düşmanlığından da kaynaklanmaktadır.”
“TRAVMANIN ETKİSİ HALA DEVAM EDİYOR”
Kaya, Koçgiri İsyanı’nın yoğun belgeleri bulunmasına rağmen en çok karanlıkta kalan isyanlardan biri olduğunu kaydederek, “İsyan mı?, Kalkışma mı?, İsyana teşebbüs mü?, Nevsi müdafaa mı? Bu sorular yıllarca tartışıldı. Siyasal görüşü oranınca yanıtlandı bu sorular. Bu tartışmalar hala da devam ediyor” dedi.
Muaviye anlayışının hakim olduğu süreçlerden itibaren kendileri dışındaki bütün inançlara düşmanca yaklaştığını vurgulayan Kaya, “Alevilerin üzerinde yüzyıllardan bu yana bir katliam politikası yürütülmüştür. Osmanlı döneminde Yavuz ve İdris-İ Bitlisi’nin ittifakı Kürt Aleviler açısından önemli bir kırılma yaratmıştır. Hamidiye Alayları dönemin de de geriye dönüşü olmayan bir kırılma yaşanmış ve Alevilerde bir travma yaşanmıştır. Yaşlıların, “Bunlara güvenmeyi, yarın bize döner katlederler” sözleri bu travmanın etkilerinin olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.
“AİLELER PARÇALANDI, SÜRGÜNLER YAŞANDI”
Kaya sözlerini şöyle sürdürdü:
“Koçgiri Katliamı’nın ardından aileler parçalandı, sürgünler yaşandı. Bu zulum hala da devam ediyor. Alevi inancına yönelik pir talip ilişkileri koparıldı. İkrar olgusu dejenere oldu. İnanca yönelik yozlaştırma çabaları sonuç verdi. Muaviye İslam anlayışının tahribatlarını lanetliyorum, mağdurları saygıyla anıyorum”