Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / Dündar ve Gül'ün davası 22 Nisan'a ertelendi

Dündar ve Gül'ün davası 22 Nisan'a ertelendi

02 Nisan 2016, 12:34

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara temsilcisi Erdem Gül, MİT TIR’ları haberi davasında bugün ikinci kez hakim karşısına çıktı.

~~Savcı Evliya Çalışkan,  Can Dündar ve Erdem Gül hakkında tutuklama talebinde bulunmadı.

14. Ağır Ceza Mahkemesi, MİT TIR’ları davasının duruşmasını 22 Nisan tarihine erteledi.  Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuksuz yargılanmasına karar verdi.

Dündar ve Gül için yurt dışına çıkış yasağı da kondu.

“Yargılanan gazeteciliktir, savunulan da gazeteciliktir”

Duruşma sonrası Can Dündar ve Erdem Gül açıklamalarda bulundu.

Can Dündar,”Savcının bir tutuklama talebi olmadı. Duruşma tarihi henüz belli değil. Bizi başından beri yalnız bırakmayan herkese teşekkür ederiz.Bu diğer gazetecilerin de davası.Yargılanan gazeteciliktir, savunulan da gazeteciliktir.” dedi.

Savcının yasağa rağmen hangi motivasyonla haber yaptığı sorusuna Dündar, “Anayasayı tanımayan Cumhurbaşkanını örnek almış olabilirim ” yanıtını verdi.

Erdem Gül,”Basın geleneği çok köklü ve eskidir Bugünkü görüntü geçicidir. Bağımsız yargı gazetecileri adliyeden çıkarılmalıdır.” dedi.

İkinci kez hakim karşısına çıktılar

Can Dündar ve Erdem Gül’ün yargılandığı davanın ikinci duruşması saat 10:00’da Çağlayan’daki İstanbul Adliyesin’nde başladı.

Kapalı görülmesine karar verilen duruşmaya CHP milletvekilleri Mahmut Tanal, Sezgin Tanrıkulu, Barış Yarkadaş, HDP milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu, Garo Paylan Meral Danış Beştaş’ın bulunduğu vekillerle gazeteciler destek için adliyede bulundu.

‘Bu yasalar bizi beraate götürecek’

Duruşma öncesi adliye önünde gazetecilere açıklama yapan Can Dündar, “‘Biz Anayasa’yı tanıyoruz. O Anayasa Mahkemesi kararı, bu yasalar bizi beraate götürecek. Ona inanıyoruz, sonuna kadar bu davada savunma hakkımızı kullanacağız. Tarihte her zaman kazandık yine kazanacağız” dedi.

Erdem Gül ise, ”Bugün burada ne karar verilirse verilsin, burada gazetecilik yargılanıyor, haber yargılanıyor. Gazetecilik suç olmadığına göre bu davayı reddediyoruz. Bu davanın bugün düşmesi gerekiyor” dedi.

Can Dündar ve Erdem Gül’ün avukatı Akın Atalay da, “Savunma makamı olmadan duruşma yapılmasına izin vermeyeceğiz” dedi.

‘Sır denilen şey, Meclis’te konuşuldu’

Duruşmada Can Dündar savunma yaptı.

Dündar, MİT TIR’larına yönelik operasyonda kaydedilen görüntülerin izlenmesini istedi.

Anayasa Mahkemesi’nin kendilerine tahliye yolunu açan kararına ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Uymuyorum, saygı da duymuyorum, mahkeme direnebilirdi” sözlerini hatırlatan Dündar, “Bu sözler, yargılamaya yetkili yerlere çağrı yapma cüretidir” dedi.

MİT TIR’larının durdurulduktan sonra, MİT’çi olduğunu söyleyen kişilerin yaka paça araçtan indirildiğini belirten Dündar, “Devletin güvenlik güçleri birbirine silah çekiyor. Bu Talat Aydemir’in başarısız darbe girişiminden sonra ilk kez gerçekleşti. Ayrıca sır denilen şey, MİT TIR’ları durdurulduktan sonra TBMM’de konuşuldu, dönemin Başbakanı Erdoğan’ın da aralarında olduğu onlarca kişi demeç verdi konuyla ilgili. Yani sır, bizim haberimizle ifşa olmadı” diye konuştu.

MİT TIR’larının durdurulma görüntülerinin izlenmesinin ardından savunmasına devam eden Dündar, “Başsavcı vekili, hakkımızda ‘Bu görüntüler kurgu’ diyerek soruşturma başlattı. Görüntüler kurguysa biz neden ‘devletin sırrını ifşa’dan yargılanıyoruz? Burada oturma düzeni yanlış, biz müştekiyiz, bu suçu isleyenler sanık olmalı” dedi.

Dündar, “Cumhurbaskanı’ndan Başbakan’ına kadar devlet halkına yalan söylüyorsa ‘olsun, sesimi çıkarmayayım’ mı demeliydim? Suriye’deki yangına benzin döktük silah göndererek” diye konuştu.

Savcı: Kopuş savunması

İlk duruşmaya sadece iki gün kala davaya atanan savcı Evliya Çalışkan, Dündar’ın savunması hakkında, “Aslında bir kopuş savunması izledik” ifadesini kullandı. Can Dündar’ın “Ne kopuşu?” sorusu üzerine, savcı Çalışkan, “Sonra anlarsınız” diye yanıt verdi.

Avukatların siyasi yorum olduğu gerekçesiyle sıklıkla konuşmasına itiraz ettiği savcı, Dündar’a “Sizin görüntüleri yayınladığınız dönem farklı bir dönem FETÖ soruşturması başlamıştı. Görüntülerin yayınlandığı dönemde yayın yasağı vardı. Hangi saikle haberleri yayınladınız?”, “Gazeteci olmak milli güvenliği yok saymak anlamına gelmez”, “Avukatınız haberi yapmadan önce sizi ‘tutuklanırsınız’ diye uyardı, haberi neden yaptınız?”, “FETÖ’den size bu haberi yayınlamak için bir teklif veya talep geldi mi?” sorularını yöneltti.

‘Recep Tayyip Erdoğan’

Duruşmada, dikkat çekici bir diyalog da davaya müşteki sıfatıyla müdahil olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatıyla Dündar arasında gerçekleşti.

Erdoğan’ın avukatı Dündar’a “Türkiye’nin IŞİD’e yardım ettiğine dair yapılan algı operasyonunun merkezi nedir sizce?” diye sordu.

Dündar’sa buna, “Recep Tayyip Erdoğan” karşılığını verdi.

Savcı, tutuklama talebinde bulunmadı

Savcı Evliya Çalışkan, Can Dündar ve Erdem Gül için tutuklama talebinde bulunmadı.

Öte yandan Dündar ve Gül’ün Avukatı Akın Atalay da Sanıklar hakkındaki yurtdışına çıkış yasağı kararının kaldırılmasını talep etti.

Duruşma ertelendi


Davanın ikinci oturumu sona erdi. Can Dündar ve Erdem Gül’ün yargılandığı dava ertelendi.

Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuksuz yargılanmasına devam edilecek.

İlk duruşma

Mahkeme heyeti 24 Mart’taki ilk duruşmada davanın kapalı yapılmasına karar vermişti.

Mahkeme ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MİT’in davaya müdahillik taleplerini kabul etmişti.

İlk duruşmada Can Dündar ve Erdem Gül’e destek vermek için Çağlayan Adliyesi’ne gelen büyükelçi ve konsoloslar Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet yetkililerinin tepkisini çekmiş, ardından ilgili ülkelere nota verilmişti.

Tepkilere Avrupa Birliği (AB) ve ABD‘den “diplomatların davayı izlemesi prosedürlere uygun” yanıtı gelmişti.

Ne olmuştu?

29 Mayıs 2015’te Cumhuriyet’te “İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar” manşetiyle yayınlanan MİT TIR’ları haberi hakkında “devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme”, “siyasi ve askeri casusluk”, “gizli kalması gereken bilgileri açıklama”, “terör örgütünün propagandasını yapma” suçlamalarıyla soruşturma başlatılmıştı.

Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu soruşturmayı basın açıklamasıyla duyurmuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Cumhuriyet ve Dündar’dan kişisel olarak da şikayetçi olmuş, şikayet dilekçesinde “Devletin menfaatlerini gerçeğe aykırı görüntü ve bilgileri yayınlamak suretiyle hedef alan şüphelinin bu eylemi kesinlikle gazetecilik olarak değerlendirilemez” diyerek Dündar’ın bir kez ağırlaştırılmış müebbet, bir müebbet ve 42 yıl hapsi cezası ile cezalandırılması istemişti.

Gül ve Dündar, haberin yayınlanmasından altı ay sonra 26 Kasım 2015’te ifadeye çağrılmış aynı gün tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderilmişti.

Dündar ve Gül’ün avukatları, 6 Aralık 2015’te anayasanın 19. ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 5. ve 10. maddelerinde yazılı “kişi güvenliği ve özgürlüğü” ile “ifade özgürlüğü”, anayasanın ise 26. ve 28. maddelerinde düzenlenen “düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü” ile “basın özgürlüğü” haklarının ihlal edildiğini belirterek Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştu.

Cumhuriyet Başsavcı Vekili İrfan Fidan imzalı ve 27 Ocak 2016 tarihli iddianamede her iki gazeteci için birer kez ağırlaştırılmış, birer kez de müebbet, 30 yıla kadar da hapis talep edildi.

AYM Raportörünün hazırladığı raporunda, iki gazetecinin yaptıkları haber nedeniyle tutuklanmasını “hak ihlali” olarak nitelendirmesi üstüne Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü, 17 Şubat’ta yaptığı toplantıda başvuru dosyasını Genel Kurul’a sevk etti. Genel Kurul’un da “hak ihlali” kararı sonrası Dündar ve Gül tahliye edildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İrfan Fidan tarafından hazırlanan iddianamede, Can Dündar ve Erdem Gül hakkında “devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etme, devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etme” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmaları talep ediliyor. (imc)

Bu haber 604 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Dersim İnşa Kongresi (DİK) dahil Avrupa'daki 8 sivil toplum kurumları, ..