Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / ‘Alevi basın emekçilerine müdahale Alevi inancına müdahaledir’

‘Alevi basın emekçilerine müdahale Alevi inancına müdahaledir’

11 Ocak 2018, 17:17

Çilem Küçükkeleş 2018 yılı başlarında haber ajanslarının kapatılmaya başlanması ile yeni baskı sürecinin geliştiğini belirterek, “Alevi basın çalışanları, emekçileri Alevidirler, bu yola hizmet için vardırlar ve bunlara her müdahale Alevi inancına müdahaledir” dedi.  

KHK ile kapatılan TV10 Yönetim Kurulu Başkanı Veli Büyükşahin ve TV10 Yayın Kurulu Üyesi Veli Haydar Güleç’in gözaltına alınmalarına tepkiler sürüyor. Tv10 Programcısı Çilem Küçükkeleş 2018 yılı başlarında haber ajanslarının kapatılmaya başlanması ile yeni baskı sürecinin geliştiğini belirterek, “Alevi basın çalışanları, emekçileri Alevidirler, bu yola hizmet için vardırlar ve bunlara her müdahale Alevi inancına müdahaledir” dedi.  

İstanbul’daki evlerinden dün gece yarısı gözaltına alınan KHK ile kapatılan TV10 Yönetim Kurulu Başkanı Veli Büyükşahin ile TV10 Yayın Kurulu Üyesi ve programcı Veli Haydar Güleç, Emniyet Genel Müdürlüğü’nde tutuluyorlar.

Tv10 Programcısı Çilem Küçükkeleş, Büyükşahin ve Güleç’in gözaltına alınmalarına tepki gösterdi. Küçükkeleş, TV10’a yapılanın aslında Alevi basınını baskı altına almak ve terörize etmek anlamına geldiğini söyledi.

“ALEVİ BASININA CİDDİ MÜDAHALE VAR”  

Küçükkeleş, 2018’in tüm muhalefet açısından da belli yol ve yöntemlerin, baskılamanın daha kötü devam edeceğini gösteren ibarelerle başladığını belirterek şöyle konuştu:

“2018 başlar başlamaz haber ajansları kapatılmaya ve gözaltı süreçleriyle yeni baştan Türkiye muhalefetini bastırma kısmı AKP açısından netleşti. Şöyle bir operasyon yürüyor: Dış siyasette sıkışan hükümet Türkiye cephesinden çeşitli baskı yöntemleri ile gündemi başka bir yöne evirmeye çalışıyor. Bu gündemden Türkiye halklarını uzaklaştırmanın yolu ve yöntemi eskiden ötekileştirdiklerini şimdi terörist kavramı altında başka bir noktaya taşımaya çalışıyorlar. Tv10’a yapılan müdahalenin de iki yönü var. Birincisi Alevi kamuoyunu belli isimler üzerinden baskı altına almak, ikincisi de Alevi basınını bir şekilde terörize etmek. Çünkü bu sürece girerken AKP aynı zamanda Alevi basınına ciddi bir müdahale yaptı, var olan televizyonlarını kapattı. Bu kapatmayı da kendince hukuksal hale getirmeye çalıştı. Bunu hukuksal hale getirmenin yolu ve yöntemi ise Alevi basını çalışanlarını, emekçilerini terörist ilan etmek. Ama biliyoruz ki bu yol, yöntem buna denk düşmez. Bizim açımızdan Alevi basının çalışanları, emekçileri Alevidirler, bu yola hizmet için vardırlar ve bunlara her müdahale Alevi inancına müdahaledir.”

“BASIN BU ÜLKENİN VİCDANIDIR, SUSMAZ VE YOLUNA DEVAM EDER” 

“Son yürüyen hukuk davalarında hiçbir hukuk olmadığını, neyle suçlanmış ise onun delillerini oluşturmadan gerekçesiz gözaltına alınabileceğini ve  insanların sosyal medyadan dolayı yıllarca cezalandırılabileceğini ifade eden Küçükkeleş, bu ülkenin vicdanı olan basın çalışanları Büyükşahin ve Güleç’in bir an önce serbest bırakılıp, tekrardan işlerine devam etmeleri gerektiğini vurguladı.

İnsanların gerekçesiz gözaltına alınabildiğini belirten Küçükkeleş, “İnsanların sosyal medyadan dolayı yıllarca cezalandırılabileceğini gördük” dedi.

Çilem Küçükkeleş konuşmasına şöyle devam etti:

“Kişiler gözaltına alınarak sadece onlar değil bir bütün ailesi, komşusu ve çocuğu gözaltına alındı. Bunların geri ödenmesi ve tamir edilmes şansı yok ama bizler Alevi toplumu olarak şunu biliyoruz. Bugünler geçtikten sonra yaşatmaya,yürütmeye, varolmaya ve söz söylemeye devam edeceğiz. Bizim farklılığımız şu ki; baskı, zulüm artabilir, çığrından çıkabilir ama bizim duvarımıza çarptığında da insanlık görür, barış görür. Biz bu duyarlılığımızdan, duygumuzdan asla vazgeçmeyiz. Burada bedel ödemeyi sıradanlaştırmıyorum tabi. Zalimler olur, biz hep bedel öderiz ve yaşam böyle gider değil. Tam tersi bazı şeyler öyle köklü değişiyor ki bulunduğumuz her yerde hepimiz, ailelerimiz ve çocuklarımızla bedel ödemeye devam ediyoruz. Ama bu kez güçlü değişimler oluyor ve sonu geliyor ki dokunmadığı kimse kalmıyor. Engelliye, basına veya herhangi birine dokunuyor, sınır tanımıyor. Doğal olarak ta bu da zulmün en azalacağı, en değişeceği Türkiye’nin bundan sonrasının böyle gitmeyeceğinin en büyük ibareleridir. Temenni ediyorum ki Veli Büyükşahin ve Veli Haydar Güleç bunun müjdecisi olacaklar ve yeniden dönüp işlerine devam edecekler. Basın bir gelenek yarattı. Toplum bunu Ahmet Şık’ın ağzından boyun eğmeme meselesi olarak duydu. Ahmet Şık’ın kurduğu cümle tüm gazeteciler için geçerlidir. Basında görev alan arkadaşlar bu ülkenin vicdanıdır. Bu vicdan susmaz, yoluna devam eder.”

Peyik.com

Bu haber 721 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD), 4. Olağan Genel Merkez Kongresi’ni Dersi..