Ortadoğu'da yaşanan birçok gelişme esas olarak Kürt coğrafyası merkezli yaşanıyor. İran, Irak, Türkiye ve Suriye gibi ülkeler arasında bölünen Kürt toplumu da, bütün bu gelişmelerden şu veya bu düzeyde etkileniyor ve hatta bütün bu gelişmelere bir şekilde yön verecek bir devinim içerisinde yer alıyor. 2017 yılı da bölge ve dünyada olduğu Kürt coğrafyasında da önemli gelişmeleri beraberinde getirdi.
Önceki yılların bir benzeri olarak gelişen olaylardan farklı olarak yüzyıl sonrasına kalacak, tarih olacak gelişmeler yaşandı Kürtler açısından. Bunların başında da Kuzey Suriye'deki gelişmeler, Kürdistan referandumu ve sonrasında yaşanan müdahaleyle Kerkük ve benzeri yerlerin el değiştirmesi gibi olaylar geliyor.
İSTANBUL'A 'FEDERE KÜRDİSTAN' BAYRAĞI ASILDI AMA...
Türkiye açısından, Kürtlerin tartışıldığı, konuşulduğu ve gündemde olduğu bir yıl oldu. Yılın henüz başında, 15 Ocak 2016 tarihinde Anayasa görüşmeleri yaşandığında "Kürdistan" kavramı tartışma konusu oldu. CHP, AKP ve MHP'nin ortak tutumuyla "Kürdistan" diye bir yer olmadığı Meclis tutanaklarına geçirildi. Bu tutuma karşılık referandum öncesi bir kaç kez Federe Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesut Barzani Türkiye'ye davet edildi. 26 Şubat 2016 tarihinde yapılan davette, İstanbul Havaalanı'na Federe Kürdistan bayrağı göndere çekildi. Haliyle bu gelişme tarihi bir adım olarak nitelendirildi. Günlerce bunun propagandası yapıldı, bunun için özel programlar, oturumlar tertiplendi. Meclis'te Kürdistan'a tepki gösteren kendisi değilmiş gibi, AKP bunun bir realite olduğunu belirterek durumu savundu.
KERKÜK'E ASILAN BAYRAK SORUN OLDU
Ancak bu yaklaşım fazla uzun sürmedi. Kerkük Valiliğinin Mart ayında "İl genelinde Kürdistan Federe Bölgesi bayrağı asma" kararına ilk olarak Türkiye tepki gösterdi. AKP yönetimi "bayrağın derhal indirilmesi" ultimatomunu verdi. Ardından Irak ve İran yönetimlerinden benzer tepkiler yükseldi.
KUZEY SURİYE'Yİ ENGELLEME ÇABASI
Yine AKP iktidarı bütün yıl boyunca Kuzey Suriye'deki gelişmeleri engellemek için çaba gösterdi. Bir yandan ABD'nin bölgeye silah ve destek göndermesini engellemek için girişimlerde bulundu öte yandan Kürtler, Cenevre, Astana ve en son Soçi'de kararlaştırılan Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'ne katılmasın diye diplomatik faaliyetlerde bulundu. Bununla birlikte fiili saldırılar ve oradaki yapılanmayı engelleme girişimlerini de sürdürdü. Kuzey Suriye sınırına İsrail'in Gazze sınırına yaptığı duvara benzer duvarlar yükselten AKP iktidarı, özellikle yılın son çeyreğinde Efrin'e yönelik saldırı opsiyonunu hep masada tuttu.
RAKKA'NIN ÖZGÜRLEŞTİRİLMESİ
Bütün bu engellemelere rağmen Kuzey Suriye Federasyonu, yıl içerisinde Tabka'dan başlayarak DAİŞ'in başkent ilan ettiği Rakka'yı kuşattı. Rakka 4.5 aylık çetin bir mücadele ve verilen ağır kayıplar sonucunda özgürleştirildi. Sonrasında Kuzey Suriye'nin en önemli enerji kaynaklarının bulunduğu ve DAİŞ'in önemli geçiş noktalarından biri olan Dêra Zor alanı Demokratik Suriye Güçleri (QSD) tarafından DAİŞ'ten temizlendi. Böylece Türkiye'nin karşısına aldığı QSD, Suriye'nin 3'te birlik alanını kontrol altına aldı. Rusya, Kuzey Suriye yönetiminin de Soçi'de yapılması planlanan kongreye katılması yönündeki eğilimini defalarca dile getirdi.
FEDERE KÜRDİSTAN'IN KAYIP YILI
Kuzey Suriye'nin bu yükselişine karşılık daha önce Türkiye'nin talebinin de etkisiyle Simelka Sınır Kapısı'nı bu bölge üzerine kapatan Kürdistan Federe Bölgesi açısından acılı bir yıl geçti. Kürdistan Federe Bölgesi daha doğrusu Barzani'nin tutumuyla "bağımsızlık referandumu" kararı alındı. 25 Eylül tarihinde gerçekleşen referanduma en büyük tepkiyi yine Türkiye gösterdi. Bu hamleye karşı Türkiye ve Irak sınırda askeri tatbikat yaptı. Habur'un tümüyle kapatılması ve bazı yaptırımlar gündeme alındı ve AKP, o güne kadar en iyi ilişkisi olan Federe Kürdistan Bölgesi yönetimini "Bunun bedelini ağır ödeyeceksiniz" diyerek tehdit etti. Bu adım o güne kadar "Haşdi Şabi, mezhepçilik" tartışması üzerine karşıya gelen İran, Irak ve Türkiye'yi yeniden bir araya getirdi. İran ve Türkiye arasında yapılan zirvede Federe Kürdistan'a yönelik müdahale kararı alındı. 16 Ekim tarihinde Haşdi Şabi ve Irak güçleri Kerkük'e yönelik operasyon başlattı. Bölgeyi elinde bulunduran ve referandum kararı zamanı Kerkük'ü her ne pahasına olursa olsun savunacaklarını açıklayanlar, peşmerge güçlerini tek bir kurşun sıkmadan kentten çekti. Ardından onlarca yerleşim yeri Irak güçlerine terk edildi ve bölge yönetimi 2003 sınırlarına çekilmiş oldu. Federe Kürdistan'da yılın son dönemlerinde ise özellikle bu siyasi basiretsizliğe yönelik öfkenin de tetiklediği yoksulluk ve yolsuzluğa yönelik gösteriler yapıldı.
İRAN'DA KÜRT İSYANI
Bununla birlikte İran'daki Kürt yerleşim yerlerinde yıl boyunca birçok etkinlik ve yönetime itiraz eylemleri gerçekleştirdi. Özellikle Eylül ayında iki Kolber'in (kaçakçı) sınırda İran güçleri tarafından öldürülmesi üzerine Meriwan, Seqiz, Serdeşt ve Piranşar gibi kentlerde büyük gösteriler yapıldı. Yılın son günlerinde düzenlenen gösterilere Kirmanşan gibi Kürt bölgeleri de katılarak destek veriyor.
KÜRDİSTAN'LA BAŞLAYIP KÜRDİSTAN'LA BİTEN YIL
Türkiye'de ise 2017 yılının bütün baskı ve engellemelerine rağmen Mart ayında yüzbinlerce insan sokaklara çıktı ve taleplerini bir kez daha dile getirdi. Yıl boyunca PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride yönelik tepkiler gösterildi. Ancak Türkiye'de yılın son finali AKP eliyle yapılan iç tüzük değişikliği nedeniyle yasaklı hale getirilen "Kürdistan" kelimesinden dolayı HDP'li Osman Baydemir'in Meclis'ten atılması oldu. 2017 yılı açısından Ocak ayında başlayan Kürdistan tartışmaları Aralık ayında bütçe görüşmeleri sırasında Meclis'ten atma cezasıyla sonuçlandı.
MA / Kenan Kırkaya