Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Meclisi (PM), bugün yazılı açıklama yaparak, 30 Kasım'da Ankara’da düzenlediği toplantısının sonuç bildirgesini kamuoyuyla paylaştı.
Bildirgede, “Siyasi ve ekonomik krizin giderek derinleştiği, Türkiye’nin büyük bir yönetim krizine sürüklendiği son yıllarına damga vuran en önemli gerçeklik, tekçi otoriter rejimin inşa çabalarıdır. Buna karşı direnen, demokratik cumhuriyeti, çoğulculuğu, laikliği savunan, 'Yeni Yaşam' için mücadele eden 'Büyük İnsanlık' olmuştur, HDP olmuştur” denildi.
Bildirgede, hükûmete de şu uyarı yapıldı: "Savaşı, şiddeti ve yoksulluğu halklarımıza dayatan, toplumu kamplaştırarak iktidarının ömrünü uzatmaya çalışan Erdoğan rejimi milliyetçi-ırkçı söylemle ve bu hatta kurduğu kirli ittifakla yol almaya çabalasa da, bu yolun çıkmaz sokak olduğunu bilmelidir. Barış ve demokrasi mücadelesini kararlılıkla sürdüren Partimiz, Kürt halkının, emek demokrasi güçlerinin umudu olmaya devam ediyor."
SURİYE
HDP Parti Meclisi'nin bildirgesinde şu ifadelere yer verildi:
“*Suriye çözüm sürecine girerken, iktidar son MGK toplantısında Êfrîn bahane ederek savaş çığırtkanlığını yinelemiştir. Suriye’de çözüm sadece Suriye’yi değil, Ortadoğu halklarının geleceğini olumlu yönde etkileyecek siyasi gelişmelerin başlangıcı olabilir. Küreselleşmiş olan Kürt sorununun çözümüne yönelik önemli bir eşikte olmanın farkındalığıyla süreci yakından takip etmekteyiz. Suriye’de savaşı körükleyen, DAİŞ ve türevi çetelerle iş birliği yapan ve Suriye halklarına ölüm, şiddet ve yerinden yurdundan edilme kötülüğünü yaratan gelişmelerin müsebbibi olanlar, şimdi de Suriye halklarının ortak iradesiyle ve özellikle de Suriye’deki Kürt halkının mücadelesiyle yol almış olan sürecin tıkanması için çaba sarf etmektedirler. Efrîn konusunun bu süreçte gündeme getirilmesi Kürt düşmanlığının sürdürülmesi, bu düşmanlıktan beslenen otoriter iktidarın ömrünün uzatılması amacına hizmet etmektedir. Ama artık halklarımız çok iyi bilmektedir; Kürt sorununun çözümü tüm halklarımızın çözüm bekleyen sorunlarının da aynı zamanda çaresidir. Bugünkü iktidarın tüm karşı koymasına, savaş ve şiddeti yaygınlaştırmasına rağmen Suriye’de de, Türkiye’de de barış ve demokrasi mücadelesi yürüten halklarımız mutlaka kazanacak.
OHAL
* 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası sivil darbenin hukuku olan OHAL bir kez daha uzatılmaya hazırlanılmakta. OHAL süreci darbe hukukunun olağanlaştırılması süreci haline gelmiş, yaşamın tüm alanlarını cendereye sokmuştur. KHK’lerle ülkeyi yönetmeyi normalleştiren iktidar, tekçi rejime karşı tüm itirazları ancak bu yola durdurabilmekten başka çare üretemez hale gelmiştir. Yargısal ve kamusal haklar başta olmak üzere giderek yaygınlaşan hak gasplarına karşı emek demokrasi güçlerinin OHAL rejimine karşı verdiği mücadele mutlaka yükseltilmelidir. HDP olarak OHAL rejimine karşı tüm demokrasi güçleriyle yan yana gelerek halklarımızın bu baskı ve cendereden kurtulması için, toplumsal muhalefetin tüm güçleriyle bir arada mücadelemizi yükselteceğiz.
EKONOMİ
* Derinleşen iktisadi kriz halklarımızın ve emekçilerin yaşam koşullarını her geçen gün daha kötü koşullara sürüklüyor. Enflasyonun yükselmesiyle başlayan zamlar halkın alım gücünü düşürürken, akaryakıttan başlayarak her türlü ürüne gelen yüksek zamlar, artan vergiler ve giderek yükselen faizler ve borçlar yaşanan iktisadi krizin halka yansımasıdır. Katlanılan toplumsal maliyetler giderek artarken, bu maliyetlerin yegâne nedeni sürdürülen savaş politikası ve tekçi rejimin finansmanıdır. 2018 bütçesi de bu anlayışla hazırlanmış, halklarımızın kaynakları bir kez daha savaşa ve şiddete ayrılmıştır. Bütçe hakkının ortadan kalktığı, kamu hizmetlerinin toplumsal gereksinimlere göre değil iktidarın çıkarlarına ayrıldığı bir bütçe anlayışıyla hazırlanan bu bütçeyi kabul etmiyoruz. Bütçe hakkın savunmaya ve savaşa değil halka bütçe talebimizin ortak bir talebe dönüşmesi için ekonominin demokratikleşmesi yolundaki mücadelemizi de yükselteceğiz.
RÜŞVET VE YOLSUZLUK
* Yolsuzluklarla mücadele için iktidara geldiğini söyleyip, iktidara geldiği andan itibaren yolsuzluk, rüşvet, kamu ihalelerinde yaşanan ihlaller, özelleştirmeler sürecinde yaşanan şaibeler, kamu fonlarına yönelik suistimaller, kamu kredileri aracılığıyla yaşanan kayırmacılık, hazine arazilerine yönelik yağma geride bıraktığımız on beş yıl boyunca adeta bir suç ekonomisini var etti. Bugün yaşanan yolsuzluğun, rüşvetin artık uluslararası yargının konusu haline gelmesi, Zarrab davası ile dünya kamuoyunun gündemine oturması çürümüş bir iktidarın teşhiri olmuştur. Zerre-i miskal bir onur bile istifayı gündeme getirmeye yetecektir, ama iktidar bırakın istifayı hem suçlu hem güçlü siyasetiyle soru soranlara saldırmakta, araştırma önergelerini engellemektedir. Bugün itibarsızlığın belgelenmesini, suç ekonomisinin suçüstü yakalanmasını izliyoruz. Yıllar önce Türkiye’de yargı önüne çıkması gerekenleri iktidar gücüyle ve yargıyı baskı altına alarak engelleyenler şimdi okyanus ötesine laf yetiştirmeye, milliyetçi hamasetle suçlarını örtmeye çalışmaktadırlar. İktidar suçludur ve bu suçlarından dolayı bir gün tarafsız ve bağımsızlığına yeniden kavuşacak olan yargının karşısına mutlak çıkacaktır.
HDP KONGRESİ
* HDP 5 yaşında ve onlarca yıllık mücadele yolculuğunu halklarımız için bir umut yolculuğuna çevirmenin başarısıyla şimdi 3. Olağan Kongresine gidiyor. Olağan Kongre tarihimiz olan 2018 Ocak ayı sonu itibariyle Kongre sürecimizi başlatacağız ve Şubat ayının ilk yarısında 3. Olağan Kongremizi gerçekleştireceğiz. Hiç eksilmeden, mücadelemizi ve umudu büyüterek sürdüre geldiğimiz bu yolculukta şimdi 3. Olağan Kongremize gidiyoruz. Parti Meclisimiz 3 Olağan Büyük Konferans ve Kongre kararını almıştır.
KADIN DİRENİŞİ
* İktidarın kadınların yaşamına, emeğine ve bedenine yönelik saldırı politikaları devam etmekte ve erkek egemenliği kışkırtılmaktadır. Kadına yönelik şiddetin artarak devam ettiği bu günlerde kadın mücadelesi de güçlü ve birleşik bir yanıt veriyor. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma gününde olduğu gibi yüz binlerce kadın sokakta direnişi büyütmeye kararlı. ‘HDP kadın partisidir’ sözümüze uygun olarak, tekçi otoriter rejime karşı birleşik kadın mücadelesinin olanaklarını geliştirmek, faşizme ve erkek egemenliğine direnişin büyütülmesini sağlamak üzere kadın meclislerimiz öncülüğünde konferanslarımızı başlatıyoruz. 3. Olağan Konferans ve Kongreye kadınların sesini gürleştirerek, direnişini büyüterek, yeni yaşam iddiamıza uygun güncel siyasetlerimiz zenginleştirerek gidiyoruz."
ANF