Almanya Demokratik Kürt Toplum Merkezi (NAV-DEM), Düsseldorf'ta düzenlenen yürüyüşe ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Açıklamanın başında şöyle denildi: "Türkiye ve Kürdistan'daki siyasi politik gelişmelere bağlı olarak Avrupa'da, 30 yılı aşkındır toplumumuzun yüzde 90'ı siyasi sığınmacı durumunda olan ve Avrupa'nın tüm ülkelerinde kurdukları derneklerle güçlü bir toplumsal örgütlenmeye sahipler. Özellikle Almanya'da 256 kurumun birleşenlerinin çatı kurumu NAV-DEM, yıllardan beri en son Düsseldorf'ta yapılan yürüyüşün benzeri yüzlerce demokratik organizasyonu düzenlemiş ve bugüne kadar bizden kaynaklı ciddi sayılabilecek herhangi bir sorun yaşanmadı."
'DEVŞİRMELER İFTİRA ATIYOR'
Düsseldorf yürüyüşüne değinilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"(...) Bu yürüyüşün yasal izni alındı. Daha sonra devletin ilgili kurumalarıylai yapılan görüşmede, Köln etkinliğinde özellikle insanların temel ihtiyacı olan yemek ve içecek konusunda Düzsseldorf'ta da herhangi bir sorunun yaşanmaması gerektiğini ilettik. Yetkililer, alanda pişirmeye yönelik herhangi bir sorunun olmaması gerektiğini, insanların ihtiyacı olan yiyecekler olabilir diye görüş belirtildi.
Taşınacak bayraklarla ilgili de; yıllar önce yasaklanan bayraklar ve A. Öcalan'ın sarı zemin üzerindeki yeşil gömlekli resmi dışındakiler kullanılabilir diye kabul edilmişti. Görüşme protokolunda bu ifadeler mevcuttur.
Ne olduysa yürüyüşten bir gün önce, Cuma günü bütünen her şeyin yasaklandığı bize iletildi.
Etkinliğe katılacak on binlerce insanlara yasaklanan şeyler nelerdir?
1. Hiçbir şekilde insanlara yemek ve içecek verilmeyecek.
2. Öcalan'ın özgürlüğünü talep eden bildiri dahil hiçbir bir fotoğrafı kullanılmayacak.
3. Sahnenin güvenliği için etrafını çevreleyen tel örgülerinin bile olamayacağını, o gün nasıl bir Ayakabı giymemizi vb. bugüne kadar hiç karşılaşmadığımız birçok özel ve daraltıcı uygulamaları tarif eden zorluklar çıkarıldı.
Organizasyonda yer alan bizler, yürüyüşte hiç istemediğimiz, olmaması gereken ve bizden kaynaklı olmayan nedenleri üzerine bazı kimseler, kim olduklarını halkımız tarafından çok iyi bilinen makul Almanya vatandaşları ( Ali İhsan Toprak, Mehmet Tanrıverdi vs.) gibi devşirme zatlar, basın yayın üzeri yaptıkları gayriahlaki yalan dolan yorumlarla sanki Avrupa'nın dört bir yerinden on binlerce insanı Düsseldorf'a olay çıksın diye getirilmiş algısını yansıtmaktadırlar."
Açıklamada, Öcalan'ın milyonlar tarafından önder kabul edildiğine ve halihazırda ağır tecrit altında olduğuna dikkat çekilerek, Öcalan pankartlarına sahip çıkılmasıyla gazlı-sopalı saldırı geliştiğine vurgu yapıldı.
'YPG/YPJ DE YASAKTI...'
Yine insanlık düşmanı DAİŞ ile savaşan YPG/YPJ bayraklarının da engellenmek istendiğine değinilen açıklamanın devamında şöyle denildi:
"(...) Uzun zamandır bu bayraklar serbestti, şimdi niye yasak oldu? Yine Uluslararası Koalisyon içinde Alman Devleti de var ve müttefikiniz olan YPG/YPJ'nin bayraklarına niye yasak getiriyorsunuz? Bütün bu sorulara kaçamaklı ve bir türlü mantığa uyduracak bir gerekçe ortaya koyamıyorlar.
(...)
Mesele şu bayrak, şu poster, şu yasak bu yasak meselesi değildir.
Söz konusu sembollerin, posterlerin Alman devletine ne zerarı vardır?
O kendilerini çok akıllı, çok entelektüel, çok bilen sananlar bir kere daha iyi düşünüp, eğri oturup, doğru yorum yapsınlar."
ANF