Türkiye ile Almanya arasında boyutlanan krize ilişkin Berlin’deki gelişmeleri aktaran gazeteci Elmas Topçu, “AKP ve Erdoğan'a yakın cami, dernek ve kuruluşların yakından denetlenmesini isteyen var. Güvenlik politikasını gözden geçirelim diyen var. Bu kriz seçimle bitmez. Ankara'ya yönelik politika değişeceğe benziyor” dedi.
Almanya ile diplomatik dili geride bırakan gerginlik, gün geçtikçe tırmanıyor. Karşılıklı suçlama, itham, yaptırım, tehdit ve şantajlar gündemin üst sıralarında yerini almış durumda. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere hükümet yetkilileri ve sermaye kesimi bu durumun Almanya’da 24 Eylül’de yapılacak parlamento seçimlerine kadar süreceğini ifade ederken, dihaber’in sorularını yanıtlayan gazeteci Elmas Topcu, krizin kısa süreceği fikrine katılmıyor. Almanya’da yaşayan ve siyaset, ekonomi dünyasını yakından takip eden Topçu, iki ülke arasındaki krizin, NDR televizyonundaki Extra3 programında yayınlanan ve Erdoğan'ı ti’ye alan şarkıyla başlayıp, geçen yıl onaylanan Ermeni Soykırımı Tasarısı, ardından gelişen “15 Temmuz darbe girişimi” ile boyutlandığını ve “artık gizli diplomasi ile halledilemez bir hal aldığını" söylüyor.
‘ALMAN SERMAYESİ BEKLEMEYE GEÇTİ’
Türkiye’nin özelikle koz olarak kullandığı Suriyeli mültecilere karşılık ekonomi kartını oynamaya başlayan Almanya’nın bu yöntemi sürdüreceğini düşünen gazeteci Topçu, “Son bir yıldır Alman yatırımcılar, Türkiye'de halihazırda iş yapan dev şirketler hariç, yeni projeleri hayata geçirme konusunda beklemede. Hukuk devleti kuralları ihlal ediliyor endişesi dillendiriliyor. Buna Alman hükümetinin açıklamaları da eklenince durum onlar için riskli bir hal aldı” diyor.
Berlin hükümetinin mali açıdan bir endişesi olmadığını sözlerine ekleyen Topçu, Alman yatırımcılarının içine düştüğü kaygıyı şu sözlerle dile getiriyor: “Özel yatırımcı açısından durum riskli oldu. Alman hükümeti, Ankara'ya yönelik politikasını yeniden belirleyeceğini açıkladı. Seyahat uyarılarını Türkiye aleyhinde sertleştirdi. Bu turizmcilerin daha fazla risk alması demek. Bunlara ilaveten Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Türkiye ile işbirliği yapan şirketlere, ihracatçılara yönelik devlet garantisi verilemeyeceğini söyledi. Bu şu demek Türkiye'de sizin veya ortağınızın başınıza bir iş gelirse biz hükümet olarak kefil olamayabiliriz. Almanya'da özel sektör ile büyük halk partileri CDU, CSU, SPD iç içe. Özel sektör Almanya'daki politikanın üzerinde büyük etkiye sahip.”
‘PETER STEUDTNER TUTUKLANINCA İŞLER DEĞİŞTİ’
Almanya’nın krizdeki ton değişikliğinin özelikle insan hakları savunucusu Peter Steudtner’in tutuklanmasından sonra yaşandığını vurgulayan Topçu, “Peter Steudtner tutuklananınca işler iyice değişti. Zira o zaman Berlin, Türkiye ile ilgili eleştirel bir yazısı, açıklaması, faaliyeti olmayan, çifte vatandaş falan da değil, doğuştan Alman vatandaşı birinin, hakkında somut suçlama da yokken, pat diye tutuklandığını gördü. Bu nedenle şu an yaşanan kriz 24 Eylül'de yapılacak federal meclis seçimleri sonrası bitecek bir krize benzemiyor, kalıcı bir kriz. Berlin için en önemli şey istikrar ve güven. Dün CDU'nun (Hristiyan Demokrat Birliği) dış politika uzmanı Roderich Kiesewetter'in, 'Rus oligarklarına yaptırım uyguluyoruz da Erdoğan ve klanına niye uygulamayalım, son yıllarda Balkanlar'da, özellikle de Kosova'daki yatırımlarda epey kazanç sağladılar' sözleri, Türkiye’de olanları 1930’ların Almanya’sı ile karşılaştırması hafif sözler değil” diye konuşuyor.
‘TÜRKİYE KÖKENLİLER ARASINDA BÖLÜNMEYE NEDEN OLUYOR’
Topçu, Türkiye kökenli Alman vatandaşlarının konuyu dikkatle izlediğini belirterek, şunları aktarıyor: “Olanlar Türkiye kökenliler ile Almanların arasını açtığı, ilişkisini zorlaştırdığı gibi, Türkiye kökenliler arasında da bölünmeye neden oluyor. Türkiye konusu çok yakından takip ediliyor. 3 milyon Türkiye kökenli var. Bunların ülkeyle bağlantısı var. Birçok Almanın da Türkiye kökenli arkadaşı var. Turistik olarak gelmiş gitmişliği var. Yemeklerini seviyorlar. Bir Güney Afrika gibi değil kamuoyundaki yeri. Elbette yakından izleniyor.”
‘ANKARA’NIN AÇIKLAMALARI AŞIRI SAĞCILARI GÜÇLENDİRİYOR’
Türkiye kökenlilerin krizden ciddi şekilde etkilendiğini de vurgulayan Topçu, Berlin’in Ankara’ya yönelik siyasetinde uzun vadeli değişimlerin olacağını şu sözlerle ifade etti: “Ankara'dan yapılan açıklamalar en çok aşırı sağcıların elini güçlendiriyor. Türkiye, Türkler, yabancılar, İslam karşıtlığı gibi konuları propaganda malzemesi yapıp, nefreti körüklüyorlar. Genel olarak Türkiye kökenliler de bölünmüş durumda. Durumun ciddiyeti, siyaseti korkutmuşa benziyor. Önceki gün Spiegel için bir makale kaleme alan Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel ile Federal Adalet Bakanı Heiko Maas, Almanya’da bir kültür savaşı yaşanmasından endişe duyduğunu dile getirdiler. Buna karşı önlemler alınması için çağrıda bulundular. Çağrılarında, AKP ve Erdoğan'a yakın cami, dernek ve kuruluşların yakından denetlenmesi talebi de yer aldı. Buna ilaveten güvenlik politikasını gözden geçirelim diyenler var. Türkiye'ye bağımlılığı azaltacak uzun vadeli talepler gündeme getiriliyor. Özetle bu kriz seçimle bitmez. Ankara'ya yönelik politika gerçekten değişeceğe benziyor.” (Sedat Yılmaz- dihaber)