Kürt tarihinin binlerce yıllık direniş ve diriliş bayramı olan Newroz’da, tıpkı Yunan mitolojisinde tanrılardan ateşi çalıp insanlığa armağan eden Prometheus gibi Kawa’nın insanlığa armağan ettiği direniş ateşi, sadece Kürdistan’da değil bütün Ortadoğu’da karanlığa karşı harlanıyor. Newroz’un tarihi arka planı, Kürt tarihinde Newroz’a yüklenen anlamlara da ışık tutuyor.
Tarihin en önemli özgürlük mitolojilerinden olan Newroz, yüklendiği yeni misyonla, taşıdığı tarihi değerlerle güncel anlamlar yaratmaya ve ezen ile ezilen, özgürlük ile kölelik arasındaki kadim mücadele alanı olmaya devam ediyor. Tıpkı Gılgameş destanında Enkidu’nun ehlileştirilmesi, Yunan mitolojisinde Prometheus’un ateşi çalarak insanlığa armağan etmesi nedeniyle kayalıklara çivilenmesi ve bunun güncel olarak kendi versiyonlarını yaratması gibi Newroz miti de bol miktardaki Dehaq’a karşı binlerce Kawa’nın özgürlük ateşine durduğu bir gün olmayı sürdürüyor.
Halkların bayramı
Farsça’da “yeni gün”, Orta Asya’da baharın gelişi, Kürtlerde direniş, bilim dilinde gece ve gündüzün eşitlendiği gün anlamına gelen, baskı, zulüm ve köleliğe karşı direniş ve mücadeleyle özdeşleşen Newroz, günümüzde birçok toplum tarafından değişik etkinliklerle kutlanırken, farklılaştırılan içerikleriyle de aynı zamanda ideolojik bir mücadeleyi ifade ediyor.
Kutsiyet atfedilen bir gün
Kürtler başta olmak üzere İran, Azerbaycan, “Türki cumhuriyetler”, Afganistan gibi ülkelerde kutlanan Newroz, aynı zamanda Zerdüştler, Aleviler, Bahaîlerde de kutsal içerikleriyle ön plana çıkıyor. Örneğin Alevilerin bir kısmı Newroz’u Hz. Ali’nin doğum günü olarak kabul ediyor. Ancak bu farklı anlamlarına rağmen Newroz, esas olarak direniş ve mücadele anlatımlarıyla ön plana çıkıyor.
Firdevsi’nin Şehname isimli eserinde 700 yıl hüküm sürmüş olan Cemşid isimli hükümdarın halka karşı uyguladığı zulümler, yine kendisi gibi bir zalim olan Dehaq’ın başına bela edilmesiyle son bulur. Avesta’da “şeytani varlık” olarak resmedilen Azhi Dahaka’nın izdüşümü olan Dehaq, omzunda çıkan yılanlara her gün bir gencin beynini yedirerek yaşamaya çalışır. Yıllarca bu zulme maruz kalan halk, Demirci Kawa öncülüğünde örgütlenerek Dehaq’ın zulmüne son verir. Kürtlerin ataları olan Med’lerin Dehaq’ı yenilgiye uğrattığı 21 Mart tarihinde yakılan büyük ateşler ve kutlamalarla milattan önce 612 yılından itibaren kutlanmaya başlandı. O günden beri Ortadoğu’da ve insanlık tarihinde Dehaqlar, Nemrutlar, Firavunlar eksik olmazken, o direniş ateşi de hiç eksik olmadı.
Kürtlerin Newrozu
O tarihten beri zalime karşı mazlumun mücadelesi olarak kabul edilen bu bayram, Kürtler için aynı zamanda direnişi içerir. Son yıllarda Newroz’u Nevruzlaştırma ya da Türkleştirme girişimlerine karşılık Şerefname’de Newroz mitolojisinin Kürtlere ait olduğu yazılır. Ehmedê Xanî’nin Mem û Zîn isimli destanında da Newroz’dan açık bir şekilde bahsedilir. Osmanlı ve İran’ı gezen James J. Morier adlı İngiliz diplomat-seyyah, anılarında İran’ın Demavend bölgesinde Eydi Kurd yani Kürt bayramında bahseder ve bu bayramda Demirci Kawa’nın “Dahhâk’ı” öldürmesinin kutlandığını aktarır. Cegerxwîn “Kine Em” isimli, daha sonra şarkılara da konu olan şiirinde Newroz mitolojisinin Kürt tarihiyle yakın ilişkisini anlatır.
Lozan’la birlikte yasaklandı
Kürt tarihinde Newroz’un bu önemli yeri bilindiği için devlet de kendine göre bazı tedbirler almaya başladı. 1923’te imzalanan Lozan antlaşması ile Kürtlere ait ne varsa parça parça yasaklanır. 1924’te resmi bir kararname ile tüm Kürt okulları, örgüt ve yayınları yasaklanırken, Kürt ve Kürdistan ismi de kaldırıldı ve tarih kitaplarından çıkarıldı. 1925 yılındaki Şark Islahat Planı ile bu yasaklılık hali genişletildi ve kalıcı hale getirildi. 1934 yılında yürürlüğe konulan “İskân Kanunu” ile de Kürt köylerinin ve yerleşim yerlerinin isimleri Türkçe isimlerle değiştirildi. Çocuklara Kürtçe isimlerin verilmesi, Kürt giysileri, renkleri ve Newroz’un kutlanması da yasaklandı.
Ağrı İsyanı’nda direniş bayramı
Buna karşılık direniş anlamını taşıyan Newroz, Kürtlerin tarihinde yer almaya devam etti. Ağrı İsyanı zamanında Newroz, tarihsel bir misyonla ele alınır. Ağrı İsyanı’na öncülük eden İhsan Nuri Paşa’ya göre Newroz, MÖ 612’de “zalim” olarak geçen Asurların elindeki Ninova şehrinin Kürtlerin atası “ari ırktan” olan Medler tarafından ele geçirildiği tarihtir. İhsan Nuri aynı zamanda bu tarihi Kürtçe’de “öc alma” anlamına gelen “tolhildan” bayramı olarak nitelendirir. Bu aynı zamanda Kürtlerin Newroz’a yüklediği “direniş bayramı” tanımlamasına da yapılan güçlü bir göndermedir.
Dersim’de de direniş bayramı oldu
Hz. Ali’nin doğumuyla da ilişkilendirilen Newroz, Dersim’de ilk isyan ateşinin yakıldığı dönemlere denk gelir. 1937 yılında, Dersim bölgesinde Seyit Rıza öncülüğündeki isyanda, devletin baskıcı yüzünü temsil eden Kahmut Köprüsü’nün 21 Mart günü yakılması önemli bir dönem olarak kabul edilir. Dersim İsyanı’nın ulusal boyutu dikkate alındığında söz konusu köprünün 21 Mart tarihinde yıkılmış olması, Hz. Ali’nin doğumundan daha fazlasını ifade ederek direniş startı anlamına gelir.
Yasağa rağmen kutlandı
Yine Kürt tarihi üzerine araştırmaları olan Martin Van Bruinessen’e göre Newroz, yakın tarihte ilk kez 1950’li yıllarda Kuzey Irak’ta Kürtlerce “milli gün” kabul edildi; 1970’li yıllarda ise Türkiye’deki Kürtler tarafından Silvan civarlarında piknik-seyran olarak kutlandı.
Sonraki yıllarda ortaya çıkan Kürt hareketleri de çeşitli düzeylerde Newroz kutlamaları yaparak anlamlar yükledi. Ancak çoğunluğunda Newroz’a tarihsel misyonuna denk anlamlar yüklenmedi; yüklense de buna uygun pratikler ortaya konulmadı. Newroz’un halk tarafından ilk kez kitlesel kutlanması, PKK’nin Kürt tarihinde ortaya çıkmasıyla ve esas olarak da 90’lı yıllarda oldu. Newroz, aynı zamanda Kürt serhildanlarının başlangıcı oldu.
(diha)
155