Elke DANGELEİT
MİT’in Almanya Anayasayı Koruma Teşkilatı’na (BfV) açık eleman başvuruları sorasında sızmaya çalıştığı ortaya çıktı. BfV, kendi soruşturma grubuyla bu girişime tepki veriyor fakat BfV ve BND’nin (Federal Almanya Haber Alma Servisi) uzun yıllardır MİT ile işbirliği yaptığı biliniyor. Özellikle ‘PKK üyesi’ olduklarını iddia ettikleri Kürt aktivistleri ortak izleme odakları oldu.
BfV’nin son raporu, PKK’ye yakınlığıyla bilinen kurum ve kuruluşların son yıllarda Almanya’da ‘terörist aktivite’de bulunmadıklarını belgeliyor. Aynı raporda, Kürt derneklerin topladığı maddi yardımların çoğunun DAİŞ’e karşı mücadele için bağışlandığı teslim ediliyor.
Türkiye’nin ‘kırılmayan ricası’
Burada şu paradoksa dikkat çekmek gerekiyor; 1993’te getirilen PKK yasağı ile DAİŞ’e karşı mücadele eden Kürt örgütlerinin sembollerini yasaklayan ‘de Maiziereli sembol yasağı’nın, gerekçeleri ortak mı? “Türkiye’nin ricası üzerine mi getirildi” sorusunu gündeme getiriyor.
BfV, Welt gazetesine Türkçe bilen iş ilanlarına başvuranlar arasında MİT ile ‘yakın ilişki’de olanların varlığını açıkladı. BfV adına konuşan bir sözcü, detaylı bilgi vermedi ama diğer istihbaratlar gibi yabancı istihbaratların stratejik sızma hedefi olduğunu söyledi ve bu yüzden başvurularda dikkatli olunması gerektiğini ekledi.
Kendi ülkelerinde gibiler
Türkiye’yi ve yaptıklarını izleyenler, MİT’in faaliyetlerinde çok yüzsüz/küstah olduğunu bilir. Welt’in haberine göre, Ankara’dan gönderilen ajanlar, Almanya’da kendi ülkelerindelermiş gibi hareket ediyor. SPD Sözcüsü Burkhard Lischka ise Türkiye’nin ajanlarını NATO partneri ülkesine sızdırmaya çalışmasının zaten var olan gergin ilişkileri daha da gerdiğini söyledi ve hukuki tedbirlerin alınmasını talep etti.
CDU’nun İç Politikalar Sözcüsü Stephan Mayer de söz konusu sızma girişimlerine benzer tarzda eleştirdi ve bu konunun Meclis’in denetim faaliyetleri kapsamında tartışılmasını istedi.
İstihbarat uzmanı Erich Schmidt-Eenboom ise MİT’in ajanlık faaliyetlerinde yeni bir eşikten bahsetti. Schmidt-Eenboom, BfV’ye sızmaya çalışan başvurucuların ajanlık şüphesinden haklarında Ceza Yasası’nın 99. maddesinden soruşturma açılıp açılamayacağının ele alınması gerektiğini vurguladı.
BfV ve MİT’ini işbirliği
Aslında Almanya, Türk ajanlarıyla dolu. Bu ajanlar, Türk toplumu içerisinde tıpkı balığın suda yüzdüğü gibi yüzüyor. MİT’in Almanya’da 6 bin muhbiri varmış. Bunu Stasi (MfS/Devlet Güvenlik Bakanlığı) ile karşılaştırdığımız zaman çok açık ve net aradaki fark görülür: 1989’da Federal Almanya’da 3 bin Stasi muhbiri vardı.
Berlin’de bulunan Stasi arşivlerindeki belgelere göre 40 yıl içinde (1949-1989 arası) yaklaşık 12 bin Stasi ajanı Federal Almanya’da faaliyet yürütmüş. Yani Erdoğan liderliğindeki Türkiye’nin buradaki ajan mevcudiyeti, Stasi ajanlarının 40 yıldaki sayının yarısı.
Bu durum karşısında sürgünde olanların hayatlarından endişe ettikleri anlaşılıyor. Örneğin Cumhuriyet’in eski genel yayın yönetmeni Can Dündar artık taksi kullanmıyor.
Başkan Hanning inkar etmiyor
BND Başkanı August Hanning, Welt’e verdiği demecinde MİT ile işbirliğini şöyle itiraf etmişti: “Eskiden sadece Türk terör örgütleri, özellikle bizde de yasaklı olan DHKP-C gibi aşırı solcu örgütler söz konusuydu. Vaktiyle bu alanda muhbirleri ortak kullanmak için MİT ile de işbirliği yapmıştık.”
Aslında işbirliği devam ediyor
Hanning, geçmişten bahsediyormuş gibi yapsa da söz konusu Türk solu ve Kürt örgütleri olunca işbirliğinin devam ettiği anlaşılıyor. Türk hükümeti, kısa süre önce Alman istihbaratına ‘PKK üyeleri’ ve Gülen taraftarlarını yer aldığı çok sayıda dosya teslim etti.
Almanya’da Gülen’e yakınlığıyla bilinen örgütler yasaklı değil ama PKK yasak. Şüphe edilen kişileri izlemek için MİT’in verdiği bilgilerden daha sağlıklı (!) ne olabilirdi ki. Almanya’da yıllarca parmaklıklar arkasında tutulmak için PKK’ye yakın olduğu iddia edilen kurumlarda kültür etkinlikleri düzenlemek veya etkinliklerde döner satmak yeterlidir.
Federal Savcılık, Aralık 2016’da Türk hükümetinin talimatıyla Almanya’da yaşayan Kürtleri izlemek ve liderlik yapan iki Kürt siyasetçiyi katlettirmek için ajanlık yapan bir Türk’ü tutukladı. 31 yaşındaki Mehmet Fatih S., “Türk istihbaratının talimatıyla Almanya’da yaşayan Kürtler ile kurum ve kuruluşları hakkında bilgi toplamış”.
Hamburg Eyalet Parlamentosu Sol Parti Fraksiyon Eşbaşkanı Cansu Özdemir, vaktiyle belirleyici kanıtları hem savcılığa hem de İçişleri makamlarına vermişti. Haziran’dan bu yana Mehmet Fatih S. hakkında bir ajanlık davası sürüyor. Sadece Kürt kurum ve kuruluşlar hakkında bilgi toplamanın yanı sıra KCDK-E Eşbaşkanı Yüksel Koç gibi Avrupa’da yaşayan Kürt siyasetçilere bertaraf (suikast) hazırlığı da ele alınmış.
Kuruma, aralarında Yüksek Koç’un da bulunduğu 9 kişinin ismi yazıldığı bir ölüm listesi verilmiş. Koç, ajanın tutuklanmasının ardından Ukrayna’dan arayan bir şahıs tarafından tehdit edilmiş. Eski eşi, ajanın Ukrayna’dan biriyle sürekli iletişimde olduğunu ve çok kez Ukrayna’ya da gittiğini ifşa etmişti. Eşi, Türk istihbaratın Ukrayna’da önemli bir nüfuzunun olduğunu belirtmişti.
Bedrettin Kavak neden tutuklandı?
Temmuz başı bir başka ajan ortaya çıktı. O da Kürt parlamenter Cansu Özdemir’i hedeflemeyi planlamış. Ortaya çıkan ses kaydında, MİT’in üst düzey bir yetkilisi ile ajan Mustafa K.’nin bunlar üzerine konuştukları anlaşılıyor. Görüşmedeki MİT yetkilisi, Den Haag’da üstlerinin olduğunu ve görüşmelerini içeriğini ileteceğini belirtiyor. Den Haag, Türk istihbaratının Avrupa’daki merkezi olarak biliniyor. O merkezde Kürt siyasetçilerin ölüm listesi bulunuyor.
MİT’in Alman makamlarıyla işbirliğinin olduğu Mustafa K.’nın deşifresiyle birlikte zaten netleşti. Kürt Enformasyon Bürosu’nun (ISKU) deşifre edilen ses kayıtlarına göre Mustafa K., Bedrettin Kavak gibi birçok Kürt siyasetçinin tutuklanmasını sağlamakla övünüyor.
Hatırlanacağı gibi Kürt siyasetçi Kavak, geçtiğimiz yılın Ağustos ayında Hamburg Eyalet Mahkemesi tarafından Almanya Ceza Yasası’nın 129b maddesi uyarınca 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu cezalandırmayı gerektiren suçunun şu olduğu ileri sürüldü; 2012 ve 2014 yazında PKK’nin bölge sorumluluğu!..
Çeviri: Dilan Karacadağ
Kaynak: Telepolis (https://www.heise.de/tp/features/Tuerkischer-Geheimdienst-will-Verfassungsschutz-unterwandern-3775917.html)