Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / ''Türkiye için uluslararası mahkeme kurulabilir''

''Türkiye için uluslararası mahkeme kurulabilir''

10 Temmuz 2017, 20:02

‘’Türk hükümeti Kürtlere karşı Sri Lanka modelini uyguluyor. Ama şimdi savaş suçlarından Sri Lanka hükümetine davalar açılmaya başlandı. Esad gittikten ve DAİŞ yenildikten sonra Türkiye ile ilgili bir mahkeme kurulabilir.’’

Uluslararası Lahey Adalet Sarayı’nın bulunduğu Hollanda’nın Den Haag kentinde iki gün süren ”Türkiye’nin Güneydoğu’sunda İnsanlığa Karşı Suçlar ve Savaş Suçları” konferansında konuşan Eski Sierra Leone Özel Mahkemesi Başkanı Geoffrey Robertson, DAİŞ ve Esad sonrası Türkiye’nin savaş suçundan yargılanması için uluslararası mahkeme kurulabileceğini belirtti.

Hollanda’nın Den Haag kenti hafta sonu çok önemli bir konferansa ev sahipliği yaptı. 

Savaş Suçları Karşıtı Ağı, Uluslararası Demokrasi ve Hukuk Derneği (MAF-DAD), War Reparation Centre, Amsterdam Üniversitesi ve Nuhanovic Vakfı tarafından düzenlenen konferansta, Türk devletinin 2015’ten bu yana uygulamay koyduğu katliam politikası masaya yatırıldı.

Konferansın ilk gününde devletin yakıp yıktığı Cizre, Nusaybin ve Sur’da katliamın mağduru ve tanıkları dinlendi. İkinci gününde ise  Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) savcıları ile savaş suçları konusunda uzman hukukçular katıldı.

Konferansta öne çıkan mesajlardan biri de Türk hükümetinin Kürdistan’da işlediği savaş suçlarına karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) taraflı davranmakla eleştirildi. 

Konferansta yapılan konuşmalar özetle şöyle:

Türkiye AİHM’i absorbe etti

MAF-DAD yöneticisi Avukat Mahmut Şakar: Kürt meselesinin karakteri değişti. Artık uluslararası bir karaktere büründü. Türkiye Cumhuriyeti AİHM’i etkin olmaktan çıkardı. Örneğin, Türk hükümeti tazminat konusunda bir sorun çıkarmadı. ‘Ben ihlal yapar paramı da veririm’ dedi ve buna da göz yumuldu. Türkiye mahkemeyi absorbe etti ve AİHM’i bir mahkeme olmaktan çıkardı. Mağdurlar üzerinde maddi tazminat kültürü oluştu. 

İHD Genel Eşbaşkanı Öztürk Türkdoğan: AİHM özellikle bu son süreçte Türkiye’de yaşanan hak ihlalleri karşısında rolünü yerine getirmedi. Kürt bölgesinde sokağa çıkma yasakları döneminde AİHM’in yaşam hakkını korunması konusunda sınıfta kaldı. Ancak, her şeye rağmen AİHM dışında başvurabileceğimiz başka bir mercii de yok. Nitekim bu son süreçte de 34 başvuru daha yapıldı. Avrupa Konseyi Türkiye’yi siyasi denetime alırken, Konsey’e bağlı olan AİHM’in ise Türkiye’ye güvenmeye devam ediyor. Bu ciddi ve sorunlu bir çelişki.

Avrupa’nın silahıyla yapıyor

Avukat Ercan Kanar: Türkiye’de İttihat Terakki’den bu yana sosyal ve kültürel alanda çok sayıda soykırım yapıldı. Çünkü bir yüzleşme yapılmadı. İnsanlığa karşı suç; kültürel ve siyasi soykırımla yapılıyor. Siyasi soykırımda suni delillerle açılan davalar ve tutuklanmalar ile devam ediyor. Ayrıca  belirtmeliyim ki, Türkiye’de yaşam hakkına yönelik ihlaller Avrupa’dan gelen silahlarla yapılıyor. İttihat Terakki’den günümüze kadar Türkiye’de yaşanan ihlaller, katliamlar ve soykırım uygulamaları ile ilgili bir çalışma başlattık.

Küresel Adalet Enstitüsü’nden Jill Coster van Voorhout: Suçların işlendiği mekanlarda delillerin toplanması önemli. Öncelikle bu yapılmalı. Sadece suçu ortaya çıkaran deliller değil, aynı zamanda bu delillerin kime bağlandığı -yani bu suçu işleyen kişiler ile olan ilişkisi de önemli. O açıdan deliller toplanmalı.

Belediye gaspına uluslararası alana taşıyın

Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcısı Carolyn Edgerton: Devletlerin yargılanması kolay değil, ama imkansız da değil. Son dönemlerde Türk hükümeti Kürtlerin belediyelerine el koydu. Belediye hizmetleri insanların günlük hayat ile ilgili çalışmalar anlamına gelir. Belediyelerin insanların elinden alınması insan hakları bakımından ilginç bir boyuttur. Buna karşı mahkemelere başvurabilirsiniz. İnsanların demokratik yöntemlerle seçilmiş veya kurulmuş kurumların elinden alınması çok önemli bir konudur ve yargılama konusudur. 


Önce emir verenlere ulaşmak gerekir


UCM Savcısı Özel Lübnan Tribunalı Savunma Avukatı Tom Hannis: Öncelikle devletin başındaki kişilerin yargılanmasının sağlanmasının çok önemli olduğunu belirtmek isterim. Bu kişilerin yargılanmasını sağlamak için işlenen suçların emir komuta zinciri içerisinde yapıldığı gösterebilmek ve en alt halkasından üst halkasına kadar gidecek bir süreçte delillerin toplanılmasını sağlamak gerekiyor. Bir uyuşturucu satıcısına dava açmak kolay ama burada bir devlet başkanı, askeri yetkililer var. Mesele sadece emirleri uygulayanlar değil verenlere de ulaşmak bunun için de uygulayanlarda başlamak gerekebilir.

Sri Lanka modeli uygulanmak isteniyor

Eski Sierra Leone Özel Mahkemesi Başkanı Geoffrey Robertson: Adalet olmadan barışın sağlanması imkansız. Türkiye’nin uygulamaları Sri Lanka hükümeti tarafından da kullanılan bir taktik. Basın ülkeden atıldı, insan hakları örgütlerinin çalışmaları engellendi. Şu an aynı durum Türkiye’de yaşanıyor. BM, oradan kaçanlarla konuştu ve bir tablo ortaya çıkardı. Sri Lanka hükümeti, şu an tıpkı Türkiye’nin PKK ile ilgili dediği gibi bütün suçları Tamil Kaplanları’na yükledi. Fakat şimdi savaş suçlarından Sri Lanka ilgili davalar açılmaya başlandı.

Erdoğan ve Türkiye batılı güçler için hala önemli aktörler. Bu da reel siyaseti gösteriyor. Fakat burada yaşananlar dünyada görülmüyor, bilinmiyor. Bunu sağlamanız gerekiyor. Sri Lanka’daki savaş suçlarından dolayı mahkemeler kurulmaya başlandı. Türkiye’de de aynısı olabilir. Suriye’deki savaş bittikten sonra, Esad gittikten ve DAİŞ yenildikten sonra belki Türkiye ile ilgili bir mahkeme kurulabilir. Çünkü Türkiye’nin Güneydoğusu’nda sivillerin toplu bir şekilde cezalandırılıyor. Yaşananlar ülke içi bir çatışma, bundan ötürü uluslararası insancıl hukukun uygulanması gerekiyor.  (Politika)

Bu haber 511 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Dersim İnşa Kongresi (DİK) dahil Avrupa'daki 8 sivil toplum kurumları, ..