‘Adalet Yürüyüşü’ başladığından beri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Edirne’ye kadar yürüyüp yürümeyeceği tartışılıyor. Geçtiğimiz cumartesi günü Artı TV’de yaptığım “USTURA” programımda bu tartışmada başka bir tez ortaya attım. Bana göre HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın tutuklu bulunduğu Edirne Cezaevine mutlaka gidilmeliydi ama öncelikle yapılması gereken başka bişey vardı, o da yollarının üstünde olan ve HDP eski eşbaşkanının yattığı Kandıra Cezaevi’ne gidip ziyaret etmekti…
Aynı gün haber programına konuk olarak katıldım ve Artı TV’ye telefonla bağlanan CHP Mersin milletvekili Fikri Sağlar’a böyle bir olasılığın olup olmadığını sordum. Fikri Sağlar da böyle bir planları olduğunu söyledi. Ancak Fikri Sağlar’ın bu açıklamasından sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan bu konuyla ilgili bir açıklama gelmedi…
“Adalet Yürüyüşü”yle ilgili ikinci bir tartışma başladı, o da HDP’nin bu yürüyüşe katılıp katılmayacağıydı… HDP’nin yürüyüşe katılıp katılmayacağı AKP ve MHP kanadını ciddi bir şekilde rahatsız etmeye başladı. Ortak mantık “Teröristlerin yürüyüşe katılmaları sakıncalı olacaktır, provokasyona açıktır…” üzerine kuruluyordu, böylece CHP’nin HDP’ye “HAYIR” denmesi teşvik edildi ve bunca zaman beklendi… Burada yapılmak istenen PKK üzerinden konuşarak HDP’nin halka terörist parti olarak tanıtılmasıydı…
Herkesin, daha doğrusu devrimcilerin de kuşkuyla baktıkları bir nokta vardı, o da Bolu’dan sonra yürüyüşün kendilerine göre sakıncalı bölgelere geleceğiydi. Sapanca, Akyazı, Düzce MHP, BBP ve AKP’nin ağırlıklı olduğu bir yerdi ve kimse sesini çıkarmasa da ürküntü vardı.
İşte tam da bu noktada Düzce Valisi Zülkif Dağlı AKP ve MHP il başkanları ve CHP il başkan yardımcısıyla bir toplantı yaparak, “Yürüyüşü provoke etmeye çalışanlara fırsat vermemeliyiz…” dedi. Burada esasında söylemek istedikleri HDP’nin katılımını engellemekti ama CHP bu konuda açıklama yapmadı. Esasında CHP’nin açıklama yapmaması gayet normal, çünkü bu bir parti yürüyüşü değildi ve Kemal Kılıçdaroğlu bunu üstüne basa basa bikaç kez söyledi…
“Adalet Yürüyüşü” başladığından beri bir endişe vardı, herkes yürüyüşün ne kadar büyüyeceği üzerine neredeyse loto oynamaya başladı. Bu durumdan en çok endişelenen de her zamanki gibi Recep Tayyip Erdoğan oldu, çünkü o da yürüyüşün büyüyüp GEZi olayına dönüşmesinden korkuyordu.
Ve sonunda cumartesi olan oldu ve HDP beklenen açıklamayı yaptı, HDP “Herkes İçin Adalet” yürüyüşüne Eski Eşbaşkan Figen Yüksekdağ ile birlikte milletvekilleri Ferhat Encü, Çağlar Demirel, Gülser Yıldırım ve Besime Konca’nın da tutuklu bulunduğu Kandıra Cezaevi’ne 20 kilometre uzaklıkta bulunan Kandıra sapağında katılacaklar. HDP ayrıca konvoyu İstanbul girişinde de karşılama kararı aldı…
İşte ne olduysa bu haber doğrulanınca oldu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bayram namazını kılmak için geldiği Mimar Sinan Camii’nde şekere dayalı tansiyon sorunu yaşadı… CHP o buluşmada cezaevine ziyarete gitmeyi düşünür mü bilemem ama buluşmaya 2-3 gün kalmasına karşın Erdoğan’ın tansiyonu zıplamış yerinden… Bu zıplama nelere mal olur bilemiyorum ama halkların adalete olan güvensizliğini göstermesi ve ona sahip çıkması açısından çok önemli.
Bu yazıyı okumaya başladığınız an bile bu yazdıklarım yerinden uçmuş ve değişiklikler olabilir, Erdoğan’ın tansiyonu daha da düşebilir yada çıkabilir, onu bilemem ama beklediğimiz yada beklemediğimiz gelişmelere açık bir 48 saatin içindeyiz. Bir anne düşünün ki açlık grevinde ölümün sınırına gelmiş kızına sarılamamasını “Sarılırsam kemikleri kırılabilir diye korktum…” olarak anlatıyor. O yüzden bundan sonra senin tansiyonun çok da TINNNN artık Erdoğan…
Ahmet Nesin / Politika