ABF içindeki tartışmaların Alevi toplumuna zarar verdiğine dikkat çekilen açıklamanın tamamını yayınlıyoruz. İşte o açıklama…
Aleviler Kerbela’dan beridir Yetmiş iki millete bir nazarda bakabilmek uğruna “ incinsen de incitme” hoşgörüsüyle kendilerine yapılan baskı,zulüm,ötekileştirme yok sayma yaklaşımlarına karşı insan sevgisi temelinde dik durarak bazen İmam Hüseyin, bazen Nesimi,Hallacı Mansur ,Pir Sultan bazen de Berkin Elvan oldular.
Yıllardır zalimin zulmüne Hızır paşaların oyunlarına direndiler, haksızlığa boyun eğmediler,toplumsal yaşamları inançsal değerleri uğruna bedeller ödediler
Yakın tarihimizde Maraş, Çorum, Sivas katliamları gibi insanlık onuruna yakışmayan bağnaz zihniyetin yok etme ve kardeşi kardeşe kırdırma çabalarına ,asimilasyonla toplumsal belleğini silme ,ötekileştirme, ayrıştırma gayretlerine karşılık soğukkanlılığını koruyarak bu ülkenin asli unsurları olduklarını her zaman ispat ettiler.
Köylerde,dergahlarda yaşadığımız inancımızı ve geleneklerimizi köyden kentlere göçerek ,kentlerde Hacı Bektaşi Veli ve Pir Sultan Abdal gibi yol ulularımız adına kurduğumuz dernek ve vakıflarda örgütlenerek yaşatmaya ve birbirimize tutunmaya çalıştık.
Bu süreçte Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi yargıcı Yılmaz İğrek’in “Benim, Alevi toplumuna sempatim var. Yasaları uyguladım” diyerek Ankara’da 7 Mayıs 2001 yılında kurulmuş Alevi-Bektaşi Kuruluşları Birliği Kültür Derneği’ni mevcut yasalara göre Alevi-Bektaşi adı altında dernek kurulamayacağı, Alevi sözcüğünün bir mezhep ve dini terim olduğu gerekçesiyle kapatma kararı vermişti.
Bütün dost kurum ve kuruluşlarla el ve gönül birliği ederek verilen hukuksal mücadeleler sonucunda 2002 yılında alevi derneklerinin üst çatı kurumu olarak heyecanla Alevi Bektaşi Federasyonunu kurmuş arkasından Alevi Bektaşi Araştırma Enstitüsünü kurarak kurumsallaşmanın işaretlerini vermiştik.
Daha sonra federasyon bileşenlerinin ve bileşen derneklerin üye sayısı arttı. Artık federasyonumuz zorluklarımızı aşmada bize yol gösteren , alanlarda yüzbinleri toplayan örgütleyen bir kuvvet haline gelmeye başlamış Kızılay, Gündoğdu, Kadıköy meydanları sesimize ses veriyor, gücümüze güç katıyordu.
Örgütlenmedeki başarımız hükümetler nezdindeki temel hak ve taleplerimizin karşılanması noktasında tam karşılık bulmazken alevilerin kendilerine olan güveni artmış artık bizleri karşı mahallenin bilinmeyeni olarak görenler muhatap kabul etmeye başlamışlardı.
Ne oldu da gittikçe yükselen bu bilinç sıçraması ve örgütlenme atağı istenilmeyen noktaya geldi. Bir tarafta sonuçsuz ve içi boş alevi çalıştayları, diğer tarafta yandaş çakma alevi kurumları oluşumları ve yönetenlerin kendi alevilerini yaratma ve rol tayin etmeleri , kişisel çıkarların ön plana alındığı makam mevki hırsları diğer taraftan artık alevilerin ve alevi kurumlarının bir kuvvet olduğunu anlayan siyasi oluşumların yapılarımıza sızmaya başlaması örgütlerimizin zayıflamasına ve giderek ana eksenlerinin kaymalarına neden olmaya başladı.
Federasyon tüzüğümüze göre, alevi edep erkanına uymayan davranışlardan uzak durmak ve hiçbir siyasi partinin uzantısı, arka bahçesi olmamak, “Bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır “ diyen Hünkarın düsturuyla eğitim ve bilimi esas alarak Atatürk devrim ve Cumhuriyet ilkelerini .laikliği savunmak eşit yurttaşlık temelinde her türlü gericiliğe ve bölücülüğe karşı çıkmak ,kısaca elimize,belimize dilimize sahip olmak temel ilkelerimiz olarak belirlenmişti.
Yıllardır ABF’nin omurgası, bu temel ilkelerden vazgeçmeyen 98 şubesi 60.000 üyesi bulunan Alevi Kültür Dernekleri olarak kötüye giden gidişatı durdurmak ve örgütlülüğümüzü sağlamlaştırmak için bütün faaliyetlere katıldık, her türlü maddi ve manevi katkıyı sunduk.
ABF üzerinden yürütülmeye çalışılan Aleviliğin siyasallaştırılmasına , bazı marjinal siyasi yapılara eklemleme çalışmalarına karşı çıktık. “Yol Cümleden Uludur “ diyerek alevi edep erkanına yakışmayan davranışlara izin vermeyerek ülkemizin içinde bulunduğu siyasal durumu da gözeterek sorumlu ve sağ duyulu yaklaşımlar içinde bulunmaya çalıştık.
AKD olarak hiç kimsenin siyasi partilerde çalışmasına, mevkiye sahip olmasına karşı olmadığımız gibi aksine alevi taleplerini destekleyen bütün kurum ve kuruluşlara destek olacağımızı defalarca belirttik. Bizim itirazımız kurumlarımızın kişilerin siyasal çıkarları ve mevki , makam hırsları için basamak olarak kullanılmasınadır.
ABF de zor şartlarda yapılan seçimler sonucunda bizimde desteklediğimiz yönetim kurulunun görev sürecinde maalesef birliğimizi dirliğimizi sağlamada yeterli başarıyı gösteremediği, sen ben kavgalarının doruğa çıktığı, kapalı kapı arkalarında siyasal ikbal hesaplarının yapıldığını, kendi yönetim kuruluna bile bilgi verilmeden birkaç kişiyle kararlar alınıp uygulandığını, ABF’nin yalnızlaştırıldığını ,itibarının kalmadığını ,mali kaynakların çar çur edildiğini, ABF’nin borç bataklığına çekildiğini gördük. Gerekli yönetim içi değişikliğin gerçekleştirilmesine ve uyarılarımıza rağmen verilen sözlerin tutulmadığı bir süreci yaşamaktayız.
Bu güne kadar kol kırılır yen içinde kalır dedik sustuk. Ancak mızrak çuvala sığmaz hale gelmiştir. Bu güne kadar ABF yönetiminde samimiyetle görev yapan emek veren sorumluluk sahibi canlara teşekkür ederiz.
Kötüye gidişin sorumluluları olan mevcut yönetim kurulunda aktif görev yapan bazı kişilerin ELİNE, BELİNE, DİLİNE sahip olmayarak hukuki ve mali sorumluluklarını da paylaşmak zorunda kalan AKD kurumumuz ve yöneticilerimiz hakkında mahalle dedikoduları üreten, gerçeğe aykırı beyanlar sarfeden ve kendi bileşeni AKD yi itibarsızlaştırmaya çalışanlara karşı sözün ve hoşgörünün bittiği noktaya geldiğimizi belirtmek zorundayız.
AKD Genel Merkez Yöneticileri olarak bu gün yaptığımız görüşme ve değerlendirmeler sonucunda “ gönül kalsın yol kalmasın” diyerek artık ABF’nin mevcut yapısının Alevilerin birikmiş çözüm bekleyen sorunlarına çözüm bulmaktan uzak ideolojik temelli sen-ben kavgasına sürüklendiğini, yeni bir çalışma üretemediğini tespit ederek kötü gidişi durdurmak ,alevi toplumunun ve örgütlerimizin daha fazla zarar görmesini engellemek için derneğimizi temsilen ABF nezdinde görev alan yönetim,denetleme,disiplin kurulu asil ve yedek üyelerinin görevlerinden istifa etmelerine ve mevcut ABF oluşumundaki yerimizin değerlendirilmesi ve örgütsel geleceğimizin tartışılmasını sağlamak amacıyla bölgesel şube başkanları ile toplantılar yapılmasına karar verdik.
AKD olarak yolumuz, inancımız için her zaman sorumlu davranmaya ve kararlı duruşumuzu sergilemeye ,ülkemiz ve geleceğimiz için her kesimle görüşmeye, sorunları sloganla, kavgayla değil uzlaşma ve barışla çözmeye ,umutlarımızı canlı tutmaya ve semahlarımızı dönmeye, kardeşlik deyişlerimizi söylemeye devam edeceğiz.
Bir Gerçeğe Bel Bağladım Erenler
Aldı Benliğimi Bitirdi Beni
Damla İdim Bir Irmağa Karıştım
Denizden Denize Götürdü Beni
Bizler Aşık Daiminin söylediği gibi sadece sevgi, saygı, paylaşım ve birlikten kuvvet doğar gerçeğine bel bağladık. Gerçek erenlerin demine, devranına muhabbetle. Kamuoyuna saygıyla duyulur. 17.06.2017
ALEVİ KÜLTÜR DERNEKLERİ
GENEL MERKEZİ YÖNETİM KURULU