İstanbul Bostancı Kültür Merkezi'nde gerçekleşen kongrenin yapılacağı salona, "Sur'da yıkıma hayır", "Kadınlar cesaretle direniyor özgürlük için örgütleniyor", "Gazetecilik suç değildir gazetecilere özgürlük", "Jin jîyan azadî", "Zeytinlikler meralar kıyılar sanayiye ve madene açılamaz", "Grev haktır yasaklanamaz" pankartlarının yanı sıra tutuklu HDP eski Eş Genel Başkan Figen Yüksekdağ, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İl Eş başkanları Aysel Güzel ve Doğan Erbaş ile HDP ve DBP'lilerin fotoğraflarının yer aldığı, "Halkın iradesi teslim alınamaz" ve "Tutuklamalar, gözaltılar bizi yıldıramaz" yazılı pankartlar asıldı.
Kongreye HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, HDP Milletvekilleri Pervin Buldan, Filiz Kerestecioğlu, Dilan Dirayet Taşdemir, Hüda Kaya, Garo Paylan, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Sezai Temelli, ESP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Bakır ve İstanbul İl Başkanı Pınar Türk, TKP Genel Başkanı Erkan Baş'ın katılımıyla gerçekleşen kongre Kürt sanatçı Mervan Tan'ın ezgileriyle başladı.
KHK'LARLA İHRAÇ EDİLEN AKADEMİSYENLER DE KONGREDE
Kongreye, HDP milletvekillerinin yanısıra çok sayıda siyasi parti, sendika ve kitle örgütü temsilcisi katıldı.
KHK’larla ihraç edilen çok sayıda akademisyen de kongre salonunda yerini aldı. HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay'ın konuşmasıyla başlayan kongrede, divan oluşumu ve gündeme dair konuşmaların ardımdan yapılacak seçimle yeni yönetim belirlenecek.
DEMİRTAŞ 'DEMOKRASİ CEPHESİ' DEDİ, YÜKSEKDAĞ GEZİ'Yİ HATIRLATTI
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş cezaevinden kongreye gönderdiği mesajda, "bildiğiniz nedenlerden dolayı fiziken aranızda olamıyorum, inanıyorum ki, vekili de olduğum İstanbul örgütümüz hem ilçe hem de il kongrelerinde örgütlülük düzeyine aldığı oy oranına, siyasal önemine ve gücüne uygun kapsayıcı bir çalışmayı sürdürmektedir."
Mesajında, bütün kesimlere açık bir demokrasi cephesi ve mücadelesi fikrini yineleyen Demirtaş şunların altını çizdi; "Bugün asgari demokratik ilkelerde uzlaşan, bu ilkelere saygı duyan ve hayata geçmesi için mücadele iradesi ortaya koyan bütün kesimlere açık bir demokrasi cephesi ve mücadelesi, demokratik, ortak ve eşit geleceğimizi inşa etme iradesine ve umuduna sahip olabilecek tek güçtür.
Demokrasi ve barış mücadelesi her şeyden önce sabır, inanç, samimi ve gönüllü katılımı gerektirir. Demokrasi olmadan toplumsal barış olmaz. Kürt sorunu çözülmeden toplumsal barış da olmaz. Farklı halkların ve inançları, kültürlerin, kimliklerin ve anadillerin eşitliği ve rızası sağlanmadan yeni bir toplumsal sözleşme de oluşturulamaz.
HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'da cezaevinden gönderdiği mesajda, Gezi'yi hatırlatarak şunları söyledi; "4 yıl önce bugün, hatta tam da bu saatlerde faşist AKP/Saray rejimi Gezi Parkı'nda inşa ettiğimiz özgür ve komünal bir yaşamın imkanına saldırmaya başlamış ve direnenleri devlet terörü ile parktan çıkarmaya çalışmıştı. Ancak Gezi'nin üzerinde yükselen umudu ve ezilenlerin ortak mücadele ruhunu bastıramamış, aksine Gezi'nin pınarından fışkıran HDP'nin yeşerip büyümesine ve iktidarlarının sarsılmasına yol açmıştı.
Bize ne kadar saldırırlarsa saldırsınlar, bizleri ne kadar tutsak ederlerse etsinler, umudun, özgürlüğün ve demokrasinin yürüyüşü sürüyor.
Atılımımızda bize rehber olacak olan, 4 sene önce Lice ile Taksim arasında, yani ezilenler arasında kurduğumuz o köprü olacaktır."