Şırnak'ın Sêgirk (Şenoba) beldesinde dün gece içinde 13 rütbeli askerin bulunduğu helikopterin düşmesinden birkaç dakika sonra Şırnak Valiliği'nin yaptığı "Helikopterimiz yüksek gerilim hattına çarparak düştü" açıklaması kamuoyunu tatmin etmedi. Şırnak Valisi Ali İhsan Su'nun daha önce benzer olaylarda yaptığı ve her seferinde yalanlanan açıklamaları, helikopterin düşmesi olayında da soru işaretlerine neden oldu.
Kato dağından yürütülen operasyonun komuta kademesinin öldüğü helikopter olayından kısa bir süre sonra açıklama yapan Şırnak Valiliği şu bilgileri paylaştı: "İlimiz Uludere ilçesi Şenoba beldesinden kalkan coogeer tipi helikopterimiz kalktıktan 3 dakika sonra yüksek gerilim hattına takılması sonucu düşmüştür. Olay yerine kurtarma ekiplerimiz intikal etmiştir." Helikopterin tellere takılması açıklaması, daha sonra Türk ordusu tarafından da tekrarlandı.
SAAT ÇELİŞKİSİ
Bu arada helikopterin düşme saatine TSK'den yapılan açıklama ile medyanın verdiği saatlerin birbirini tutmaması dikkat çekiyor. Doğan Haber Ajansı servis ettiği ilk haberinde, "Saat 19:40 sıralarında 23. Tümen Komutanlığı'na ait helikopter, Şırnak'ın Şenoba bölgesinde düştü" denilirken; Türk ordusundan yapılan açıklamada da uçağın düşme saati 20.55 olarak verildi. Türk ordusunun açıklamasında "31 Mayıs 2017 Çarşamba günü, Şırnak/Şenoba Tugay Komutanlığından kalkış yapan ve içinde 13 personelimizin bulunduğu AS 532 COUGAR tipi bir helikopter, kalkışından kısa bir süre sonra, ilk alınan bilgilere göre, yüksek gerilim hatlarına takılması sonucunda saat 20.55 sularında kaza kırıma uğramıştır" denilmesi dikkat çekti.
'KATIRLAR İNTİHAR EDİYOR' DEMİŞTİ
Şırnak Valiliği'nin helikopterin düşmesinden yaklaşık 55 dakika sonra yaptığı açıklama, valiliğin daha önce benzer konularda yaptığı açıklamaları hatırlattı. Şırnak Valisi Ali İhsan Su, Nisan 2015'te askerlerin Roboski'nin Şirit yaylasında katlettiği katırlar "intihar ettiler" demişti. Askerlerin katırları vurmadığını iddia eden Su, "Katırların vurulup öldürülmediğini, ancak silah sesinden korkup, uçurumdan düştüklerini" söylemişti. Ancak daha sonra ortaya çıkan görüntülerde bir grup askerin, "atış serbest" komutuyla katırlara ateş açarak katlettiği ve kendi aralarında da “Piskopat mısınız lan?” diyerek kahkahalar attıkları ortaya çıkmıştı. Görüntüler Meclis gündemine de taşınmıştı.
YİNE YALANCI ÇIKTI
Şırnak'ın Cizre ilçesinde de "sokağa çıkma yasağı" adı altındaki soykırım saldırılarında, operasyonlara katılan devlet güçleri, iki kadının çıplak bedenini teşhir etmişti. Konunun kamuoyunda yer alması üzerine açıklama yapan Şırnak Valisi Su, fotoğrafların "Cizre'de başarıyla sonuçlandırılan operasyonlara gölge düşürmeyi ve güvenlik güçlerini itibarsızlaştırmayı amaçladığı"nı iddia ederek, şunları söylemişti: "Sosyal medyada yayınlanan fotoğrafların İlimiz Cizre ilçesiyle hiçbir alakası bulunmamaktadır." Ancak fotoğrafların analizinde Cizre'ye ait olduğu ispatlanmıştı.
'HİZMET AKSAMADI' DEMİŞTİ
Şırnak Valisi Su, Cizîr'de 4 Eylül ile 12 Eylül 2015 tarihleri arasında 21 sivilin yaşamını yitirdiği sokağa çıkma yasağı sonrasında da "Hizmet aksamadı" açıklaması yapmıştı. Su, Cizre'de daha sonraki sokağa çıkma yasağında da bodrumlarda ambulans bekleyen yaralılar için "ambulanslarımıza ateş ediyorlar" diyerek, katliamın zeminini hazırlamıştı.
VALİ SU'YA GÖRE KADERMİŞ!
Vali Su, Eylül 2015'te Şırnak'ta katledildikten sonra cansız bedeni panzerin arkasına bağlanarak sürüklenen Hacı Lokman Birlik olayında da kamuoyunun tüm çağrılarına rağmen susmayı tercih etmişti. 4 Mayıs 2017 tarihinde ise Şırnak'ın Silopi ilçesinde alkollü olduğu belirtilen polislerin zırhlı araçla girdikleri bir evde 6-7 yaşlarındaki Muhammet ve Furkan Yıldırım kardeşleri katletmesi olayında ise vali Su, "kader" demişti. Daha sonra ise yapılan resmi açıklamada panzerin frenlerinin tutmadığı iddia edildi. Ancak hazırlanan bilirkişi raporunda zırhlı aracın frenlerinin sağlam olduğu ortaya çıktı.
DAHA ÖNCE DE ‘KIRIMA UĞRADI’ DEMİŞLERDİ!
Öte yandan TSK'nin benzer durumlarda yaptığı açıklamaların sicili ise yalanlarla dolu. 2008 yılının başında Zap savaşında düşürülen bir helikopter için 24 Şubat 2008 tarihinde açıklama yapan Türk Genelkurmayı ‘’Bir helikopterimiz, bilinmeyen bir nedenle, sınırımıza yakın bölgede kırıma uğramıştır" açıklaması yapmıştı. Ancak, daha sonra helikopterin HPG tarafından düşürülme görüntüleri yayınlanmıştı.
15 Mayıs 2016 tarihinde de Hakkari'de HPG tarafından düşürülen helikopter için Türk Genelkurmayı'ndan yapılan açıklamada, "helikopterimiz kaza sonucu düşmüştür" denildi. Ancak bir gün sonra HPG Basın İrtibat Merkezi tarafından yayımlanan görüntülerde helikopterin omuzdan fırlatmalı füze ile vurularak düşürüldüğü ortaya çıkmıştı. Görüntülerde bir kişinin birden 15'e kadar saydığı ve atılan füze ile helikopterin düşürüldüğü oraya görülüyordu.
Yine 12 Aralık 2016 tarihinde de Amed'de düşen F-16 savaş uçağı için TSK'den yapılan açıklamada, "olayın teknik bir arıza nedeniyle yaşandığı" öne sürülmüştü. Ancak düşen uçaktan sağ kurtulan pilot ise, "saldırıya uğradığını" söylemişti. Daha sonra HPG tarafından yapılan açıklamada uçağın kendileri tarafından düşürüldüğü açıklanmıştı.