Yankesicilik yöntemidir bu “Cambaza bak” oyunu.
Eskiden şenliklerde, panayırlarda cambazlar eksik olmazmış. Yankesiciler saf gördükleri kişilerin dikkatini “Cambaza bak” diye oyalayıp ceplerini boşaltırlarmış.
Bu yandaş yazarlar da, Erdoğan’ın ABD’de Başkanı Trump’la görüşmesindeki fiyaskoyu gizlemek için “Cambaza bak” diye okurların dikkatini dağıtmaya, gerçekleri görmesini engellemeye çalışıyor.
Erdoğan’ın ABD gezisi öncesi hepsi aynı havadaydı:
“Erdoğan aslanlar gibi ABD’ye gidecek, Trump’ın önüne ‘PYD’ye silah yardımını kes’, ‘FETÖ elebaşısı teröristi iade et’, ‘Zarrab’ı da ver gideyim’ diyecek.”
Ancak Türkiye’deki hesap ABD’ye uymadı.
Yandaş yazarlar da arkalarına baka baka geri döndüler.
Erdoğan’ın Trump’la görüşmesi sonrasında PYD’yi de, Gülen’i de, Zarrab’ı da unuttular.
Hani görüşmenin üç odak noktası vardı?
Türkiye’nin “kırmızı çizgileri” gibi, görüşmenin de ekseni kaymış; yok Erdoğan’ın kırmızı kravatındaki mesaj, Trump’un Erdoğan’ın elini sıkışındaki vücut dilinin ifadesindeki sıcaklık, “Reis”in duruşundaki dünyaya meydan okuma hali, falan filan…
Ama iş PYD’ye, Gülen’e, Zarrab’a gelince “tısss”. Birkaç mahcup ifade dışında ses yok.
Bir de “Zavallı Obama” kıvamından “Zavallı Trump” çizgisine gelmişler.
Kasıtlı olan yapılan yanlış çeviri de “Erdoğan’ın diplomatik dili” olmuş.
İşte birkaç yandaş yazardan “Cambaza bak” numarasına buyurun…
Kemal Öztürk (Yeni Şafak)
Söylenen, Twitter hesabını elinden almışlar. Erdoğan’a devlet sırrı vermeye kalkar diye, görüşmeyi 20 dakikayla sınırlamışlar. Her an ağzını kapatacak bir görevli de yanında hazır beklemiş. Fake news olabilir, bilemiyorum.”
Abdülkadir Selvi (Hürriyet)
Cumhurbaşkanı Erdoğan, güveni yansıtan kırmızı bir kravat takmıştı. Kırmızı aynı zamanda Cumhuriyetçilerin rengi. Trump seçim kampanyasında ve Obama ile yaptıkları devir teslim sırasında kırmızı renk kravatı tercih etmişti. Erdoğan, bu tercihi ile bir jest yaptı. Aynı jesti ortak açıklama sırasında Trump’ın seçim zaferine iki kez vurgu yapmak suretiyle gerçekleştirdi. O sırada Trump’ın yüzünde coşkulu bir mutluluk olmuştu.”
Ardan Zentürk (Star)
“Erdoğan ortak basın toplantısında sözünü sakınmadı, YPG-PYD meselesini son derece diplomatik bir dille gündeme getirerek topu, altı pasa kadar taşıdı.”
Ahmet Kekeç (Star)
En azından, bir “görüşme zemini” bulundu. Bunu. Olumlu bir gelişme saymak lazım. Erdoğan “Nokta koyacağız” demişti. Bir anlamda öyle oldu.”
Mehtap Yılmaz (Yeni Akit)
(…) el sıkışmalarını dikkatle, tekrar tekrar izledim...
Trump’ın el sıkışmaları malum...
Muhatabının elini kerpeten gibi tutarak domine eder ve kendine doğru hızla çeker. Muhatabı elini geri çekmek istese de, Trump bırakmayıncaya kadar, asla geri çekemez.
Trump’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kapıda karşıladığı sıradaki el sıkışmalarında, Erdoğan’ı domine etmeye çalışmadı.
Ama oturdukları sırada, sanırım denedi... Erdoğan’ın elini çekmek öyle kolay değil tabii... Başaramayınca da elini çekerek, samimi bir şekilde Erdoğan’ın omzuna dokundu.
-Bu da Trump’a Osmanlı “Toka”sı oldu!-
Erdoğan, Trump ve beraberlerindeki heyetlerin yüz ifadelerine bakılırsa, görüşmeler kesinlikle olumlu geçti.
Abdurrahman Dilipak (Yeni Akit)
Bana kalırsa ABD adına Trump tek başına karar verme konusunda sıkıntısı olan bir lider… (…) Erdoğan bugün Trump’la işi bir noktaya getirdiler. Yani, sanırım, ne virgül ne nokta, ama noktalı virgül kondu.”
Ersin Ramoğlu (Sabah)
Erdoğan’ın karşılanışı, basın toplantısındaki rahat tavrı Trump’ı bile mest etti. Trump’ın ikide bir Reis’e bakması, Reis’in ise aldırmaması hoştu.
Erdoğan, “eyvallahı”nın olmadığını; duruşu ve konuşmasıyla yine dünyaya gösterdi."