Türkiye Almanya'nın Meclis Savunma Komisyonu üyesi vekillerin İncirlik Üssü'ndeki Alman askerlerini ziyaret etme talebini geri çevirdi. Federal Meclis Savunma Komsiyonu Başkanı, bu kararın ardından Alman askerlerinin İncirlik'ten çekilmesi gerektiğini söyledi. İncirlik'li ilgili gelişmeler Alman basınında da geniş yer aldı.
Die Welt gazetesi konuyu Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gariel’in geçen hafta Perşembe günü Binali Yıldırım’la yaptıkları görüşmenin üzerinden değerlendiriyor: Gabriel, Yıldırım ile görüşmesinden sonra yaptığı açıklamada “İlişkilerimizi tekrar nasıl mantıklı bir hale getireceğimizi karşılıklı konuştuk”, demişti. Ama bu sözlerinin üzerinden daha iki gün geçmişti ki Gabriel’in umutları Türk hükümetinin Cumartesi günü sözlü bildirimiyle Alman milletvekillerinin İncirlik üssü ziyaretine izin vermemesi üzerine havada kaldı.
Haftaya Brüksel’de NATO zirvesi olacak. Erdoğan ile Merkel Brüksel’de bir araya gelecekler. Bu iki NATO partneri arasında sorunu çözmek için son şans olabilir, ama daha önceden de Varşova’daki NATO toplantısında İncirlik meselesi gündeme gelmişti ancak sonuç hala sıfır. Şimdi bu sorunda anlaşmaları ihtimali daha da az. Çünkü Almanya Türk subaylarına verdiği iltica hakkını geri alamaz. Almanya hükümeti için de kendi milletvekillerinin Alman askerlerini ziyaret etme hakkını kullanması asla pazarlık konusu değildir.
Türkiye’den başka bir NATO üssüne taşınmak Almanya için şu anda Türkiye ile anlaşmaktan çok daha yakın bir ihtimal. Ama Almanya’nın Türkiye’den askerlerini çekme kararı alması NATO ortağı olarak Türkiye’ye güvensizlik göstergesi olacak, bu da IŞİD’e karşı mücadeleyi etkileyecektir. Bu nedenle Sigmar Gabriel bu konuyu haftaya Çarşamba Washington’a yapacağı ziyarette NATO’nun en önemli üyesi ABD ile görüşmek istiyor.
İki NATO ortağı arasındaki bu çatlak ABD’nin planlarına kesinlikle uymayacak.
Die Tageszeitung konuyla ilgili yorumunda Alman hükümetinin İncirlik’ten Alman askerlerini çekeceğini belirtiyor: "Türkiye’yi NATO’da göstermelik ortak olarak tutmak ne ölçüde anlamlı?" sorusu ile şu satırlara yer veriliyor:
"Kuzey Atlantik İttifakı Sözleşmesi’nde NATO üyeleri demokrasi, kişisel özgürlük ve hukukun üstünlüğü ilkelerini özellikle vurguluyor. Ancak İttifak’a üye alınırken bu kriterler hiçbir zaman bir ülkenin İttifak dışı bırakılması yönünde uygulanmadı. 1980 askeri darbesi bile Türkiye’nin İttifak dışında bırakılmasını gündeme getirmedi. İttifak için önemli olan Orta Doğu’nun eşiğindeki müttefikini kaybetmemesiydi. Ancak 2017 yılında NATO bu ortaklıktan jeo-stratejik anlamda bile yarar sağlayamıyor. Ortak yapılanmalar üzerinden Türkiye’nin iç politikasına etkide bulunma düşüncesi bile artık hayal oldu. Türkiye’yi en azından güvenlik politikaları açısından belirli bir çizgide tutmak da mümkün olmadı. Türk hükümetinin Kürtlere karşı ülkede, Suriye’de ve Irak’ta kendi başına girişimlerde bulunması bu durumu gözler önüne seriyor. Ve Türkiye ile müttefiklik ilişkileri sayesinde Orta Doğu’ya sınır bölgede bulunan askeri üslere kolayca giriş yapmak da artık mümkün değil. İncirlik konusundaki zikzaklar bu durumu gösteriyor. Türkiye’yi NATO içinde tutmanın sadece bir gerekçesi kalıyor, o da Erdoğan sonrası dönemde Türkiye’yi eski işbirliğine geri döndürebilmek. Ancak bunun ne zaman olacağı belli değil. Sadece ümit etmek ise ortak savunma ittifakı yanında biraz zayıf kalıyor.”
'KATLANILMAZ'
Mannheimer Morgen gazetesinde Walter Serif 'in 'Katlanılmaz' başlıklı yazısında, "Alman askerlerinin bir an önce İncirlik'ten çekilmesi gerektiğini yazıyor:
"Alman askerlerinin İncirlik'ten çekilmesinden başka bir seçenek kalmıyor. Alman askerlerinin her türlü silahlı operasyonu konusunda karar hakkı bulunan Alman parlamenterler Türkiye'nin lütuflarına bağlı kalamaz. Ayrıca Türkiye ile Almanya NATO üyesi. Ortaklar birbirleriyle bu tür ilişikler içinde olmazlar."
Volksstimme gazetesi İncirlik'ten sonra yeni bir askeri üssün arandığına dikkat çekerek, bozulan ilişkilerin nereye doğru yol alacağını tartışıyor: "Alman askerlerinin yeni konuşlandırılacağı üssün Ürdün'de olması planlanıyor. NATO ortakları Almanya ile Türkiye'nin bu konuda yolları tamamen ayrıldığı için şimdi üçüncü bir ülke yardım elini uzatıyor. Şizofren bir durum gibi görünüyor ama Almanya Başbakanı ile Federal Hükümet bu girişimle nihayet kesin tavır sergilemiş oluyor. İlginç olansa şu: Alman askerleri İncirlik'te görev yaparken, diğer yanda Türk birlikleri içinde Gülen yandaşları aranıyor, Alman gazeteciler hapse atılıyor. Şu nokta açık ve net: Erdoğan idam cezası konusunda nerede isterse orada oylama yaptırabilir, ama bunu Almanya'da yapamaz."
Südkurier gazetesinin politika bölümü şef redaktörü Dieter Löffler'in köşe yazısında şu görüşleri dile getiriyor:
"Alman ordusu bir parlamento ordusudur. Ordu bir harekata Başbakan ya da Savunma Bakanı'nın kararı ile gönderilmez. Buna Alman Federal Meclisi'nin vekilleri karar verir. Anayasa Mahkemesi böyle karar almıştır. Bundan dolayı parlamenterlerin Alman askerlerinin dış ülkelerdeki misyonlarına ilişkin kişisel olarak bilgi edinmeleri gerekir. Sadece bu yoldan askerlerin harekata gönderilmesinin askeri ve siyasi sorumluluğunun üstlenilmesi ya da üstlenilmemesi mümkün olur. İncirlik'te işte bu ön şart uzunca bir zamandan bu yana yerine getirilemiyor. Türk hükümeti bir kez daha parlamenterlerin İncirlik'i ziyaretine izin vermiyor. İzin vermeme gerekçesinin NATO misyonunun hedefleri ve amaçları ile hiçbir ilgisi yok. Bunun sadece Türkiye'yi diktatörlüğe doğru dönüştürmek isteyen ülkenin iç politikaları ile ilgisi bulunuyor. Almanya açısından bu durum ‘tüm askerler geri marş' anlamına gelir. Çekilmenin zamanı çoktan gelmiştir."
260 ASKER GÖREV YAPIYOR
İncirlik Üssü'nde ABD öncülüğündeki uluslararası IŞİD'le mücadele koalisyonuna Tornado tipi keşif uçaklarıyla destek sağlamak amacıyla yaklaşık 260 Alman askeri görev yapıyor.