Referandum sonrası Avrupa'yla gerilim tırmanıyor. Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi’ni Türkiye konusunda zirve yapmaya çağırdı. Haberi, CNN Türk’ün Brüksel temsilcisi Güven Özalp duyurdu.
Avrupa Parlamentosu’nda dün düzenlenen Türkiye oturumunda, bir dizi parlamenter Ankara’yla üyelik müzakerelerinin askıya alınması çağrısı yapmıştı. Parlamentonun Türkiye raportörü Kati Piri de referandumda kabul edilen anayasanın ‘otoriter’ olduğunu, bu haliyle yürürlüğe girmesi halinde müzakerelere devam etmenin ‘bir anlamı olmadığını’ söylemişti.
Kati Piri’nin hazırladığı Türkiye raporunun taslağında Türkiye’deki referandumla kabul edilen anayasa paketinin değiştirilmeden uygulanması halinde üyelik müzakerelerinin askıya alınması istendi.
TASLAK RAPOR
Taslak rapor, 2 Mayıs’ta Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonu’nda görüşülecek.
Taslakta öne çıkan vurgular şunlar:
– Komisyona ve üye devletlere, anayasa paketinin değiştirilmeden uygulanması halinde Türkiye ile katılım müzakerelerini askıya alma çağrısı yapıyoruz.
– İdam cezasının yeniden getirilmesinin AB müzakerelerinin derhal sona ermesine yol açacağının altını çizeriz.
– AB Konseyi’ne, AB-Türkiye ilişkilerinde karşı karşıya olduğumuz bariz krizi tartışmak için Türk hükümetini acilen bir zirveye davet etmesini öneriyoruz.
– Komisyona, güncellenmiş Gümrük Birliği’ne insan hakları ve temel özgürlüklerle ilgili siyasi kriterler katması çağrısı yapıyoruz.
– Komisyona Türkiye’nin Kopenhag kriterlerine uymaması durumunda tüm katılım öncesi fonları askıya alması ve bu fonları Türk sivil toplumunu destekleme amaçlı kullanması çağrısında bulunuyoruz. (Katılım öncesi fonlardan Türkiye’nin payına 2017-2020 dönemi için 2.57 milyar Euro düşüyor)
– Katılım araçlarının bütünüyle kullanılmaması ve yıllar içinde Türkiye’nin AB’ye tam entegrasyonuna yönelik desteğin her iki tarafta da halk desteğini kaybetmesi üzüntü verici.
– Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bazı AB liderlerini, ‘Nazi uygulamaları’ yürütmekle suçlayan son açıklamalarını güçlü şekilde kınıyoruz ve bu tür yersiz açıklamaların devamının bir siyasi ortak olarak Türkiye’nin kredibilitesinin altını kazdığı uyarısında bulunuyoruz.
– Türk halkı için 2016 zor bir yıl oldu. Bununla birlikte Olağanüstü Hal altında alınan önlemler, geniş kapsamlı, orantısız ve ülkede temel özgürlüklerin korunmasında uzun süre olumsuz etki yapacak nitelikteydi.
– Olağanüstü Hal ve adil bir kampanya olmasını önleyen şartlar altında 16 Nisan’da yapılan referandumun sonucunu not ediyoruz. Tüm usulsüzlük iddialarına ilişkin bağımsız bir değerlendirmeyi destekliyoruz
– 150’den fazla gazetecinin tutuklanmasını endişeyle not ediyor ve Türk hükümetini tüm gazetecileri derhal serbest bırakmaya ısrarla teşvik ediyoruz.
– 2002’den beri AB’nin terör listesinde yer alan PKK’nİn şiddete dönüşüne yönelik kınamamızı tekrarlıyoruz. AB ülkelerini, AB’nin terör listesinde yer alan örgütlerin işaret ve sembollerini yasaklayan yasal düzenlemeleri güçlendirmeye davet ediyoruz.
– Hakim ve savcıların güçlü siyasi baskı altında olmayı sürdürmesinden endişe duyuyoruz.