Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / Cinnet geçirdi suçu yüzüne vurulunca

Cinnet geçirdi suçu yüzüne vurulunca

26 Nisan 2017, 17:54

Erdoğan, CHP, MHP ve Vatan Partisi neredeyse aynı kalemden çıkmış bildirilerle AKPM’nin kararını tersledi. Tüm bu tepkiler cehalet ürünü, cinnet belirtisi ve ne yazık ki yok hükmünde.

ANKARA- Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin (AKPM) Salı günü aldığı Türkiye’de ‘’monitoring’’ (İzleme/Denetleme) kararına karşı Türkiye’de neredeyse anında beş tepki birden geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dışişleri Bakanlığı ile CHP, MHP ve Vatan Partisinin açıklamalarını okuduk.

- AKPM kararına Türkiye’den ilk tepkiler: Siyasi operasyon, teröre hizmet ediyor

- Devlet Bahçeli'den AKPM kararına tepki

Dışişleri'nden AKPM kararına tepki!

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan AKPM kararına tepki

Baykal'dan AKPM kararına tepki

- CHP'den AKPM'nin kararına tepki

- Doğu Perinçek'ten AKPM'nin kararıyla ilgili açıklama

Bu beş görüş de ‘’milli ve yerli’’ tepkiyi ifade ediyor. Aynı bağlamda bazı bakanlar, milletvekilleri hatta Kırım Türkleri Derneği de benzeri açıklamalar yaptı. Hepsinin ortak özelliği milliyetçi, gerici, Avrupa karşıtı, komplo teorisi yanlısı, şiddetli ve gerici/tepkisel (Réactionnaire) olması. ‘’Tanımıyoruz’’, ‘’Kabul etmiyoruz’’, ‘’Kaale almıyoruz’’ ibarelerinin geçtiği bu açıklamalar, AKPM’nin tüzüğünden, çalışma yöntemlerinden ve Ankara-Avrupa Konseyi ilişkilerinden bihaber kişilerce kaleme alınmış izlenimi veriyor. Çünkü, AKPM’nin kararı, aralarında AKPli milletvekillerinin de bulunduğu Türkiye heyetinin de katıldığı oturumda büyük bir oy farkı ile çıktı. Bu kararın, Ankara tarafından kabul edilmesi ya da edilmemesi diye bir şart yok. Karar çıktı ve denetim süreci de başladı. Ankara, ‘’Kabul etmiyorum’’, ‘’Yok hükmünde’’ dese de bunun pratikte ve teoride herhangi bir karşılığı yok. Belki iç politikada propaganda malzemesi olarak kullanılabilir ama onun da bir etkisi bulunmuyor.

Ortak tepkide öne sürülen iki gerekçe kararın ‘’Siyasi olduğu’’ ve ‘’Türk düşmanlığı’’ içerdiği. Evet doğru, karar siyasi bir karar. Yani sportif ya da kültürel bir karar değil. Avrupa Konseyi Konvansiyonu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve AKPM tüzüğü gereği alınan bir karar. Bir arkadaş twitter de durumu net bir şekilde açıkladı: Evet siyasi bir karar bu…Eurovision jürisi kararı değil!

‘’Türk düşmanlığı’’ teması da geçersiz. Çünkü AKPM herhangi bir millet ya da milliyet hakkında karar almıyor, Erdoğan’ın belirttiği üzere siyasi bir karar alıyor. Türk hükümetinin uygulamaları hakkında bir karar bu. Üstelik oy veren milletvekilleri arasında Türk egemen medyasının ‘’Türk dostu’’ olarak nitelediği onlarca parlamenter bulunuyor. Kararı alanlar, Avrupa Konseyi’nin 47 üye ülkesinin seçilmiş milletvekilleri, yani kendi ülkelerinin ‘’milli iradesi’’nin temsilcileri. Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nin kurucu üyesi olduğunu da hatırlayalım.

Aslında yılda dört kez toplanan AKPM, henüz Ocak ayında Türkiye hakkında ‘’acil tartışma’’ düzenlemek istemiş ancak AKP’nin Başkanlık nezdindeki siyasi ve mali girişimleri sonucunda bu hamle engellenmişti. Yılın 2. dönem oturumunda da AKPlilerin oyalama/erteleme taktikleri başarılı olmuş nihayet bu hafta yapılan 3. oturumda konu gündeme geldi ve karar çıktı.

AKPM kararı, hukuka, tüzüğe, meşruiyete, kurallara tamamen uygun bir karar. Başka ülkeler için alınmış olan denetim süreci kararlarına baktığımızda aynı gerekçeleri görmek mümkün. Perinçek, ki hukuk doktorudur, kalkmış ‘’Türkiye egemen devlettir, hiçbir uluslararası kurum bu devleti denetleyemez’’ diyor. Avrupa Konseyi Konvansiyonu ve AKPM tüzüğünü bilmiyor olamaz. O da iç politikada propaganda malzemesi olarak kullanmaya çalışıyor AKPM kararını.

Dışişleri Bakanlığının bildirisi de bu minvalde. Üstelik sert ve küstahça bir söyleme sahip.

Beş tepki açıklamasını okuyan herhangi bir uzman, AKPM kararının ne kadar doğru bir karar olduğu sonucuna varır.

Karar metnini okuyanlar, AKPM’nin aslında Türkiye’de milyonlarca muhalifin söylediklerinin yazdıklarının derli toplu bir sentezini kaleme aldığını görecek. Türkiye’de demokratik kurumlar işlemiyor, OHAL ve KHK’larla onbinlerce insan sorgusuz sualsiz işinden oldu, hapse atıldı, medya üzerinde çok büyük baskılar var, keyfi bir yönetim yerleşiyor, hukukun üstünlüğü yok…vs…

CHP’nin durumu yürekler acısı. Türkiye içinde kendi söyledikleri kendi itirazları, Strasbourg’da yazılı karar haline gelince karşı oy kullanıyorlar. CHP artık karar versin: Resmi tutumu Strasbourg’daki tutumu mu yoksa Türkiye’deki muhalif(?) kimliği mi? İçeride başka deplasmanda başka konuşmak inandırıcılıktan çok uzak.

CHP, aklınca yurtdışında Türkiye’yi savunuyor. Oysa ki karar Türkiye hakkında değil Türkiye’deki siyasi idare konusunda. CHP yönetimi bir de HDP ile aynı safta görünmeyeyim derken AKP ile kucak kucağa düştüğünün herhalde farkında. MHP’ye gideceğine yanlışlıkla CHP’ye gidip Genel Başkan Yardımcısı ve uluslararası ilişkilerden sorumlu olan zata söylenecek bir şey yok…

Sözkonusu beş tepki, abilerinden uyarı alan küstah ve şımarık kabadayının tepkisine çok benziyor. Mahallede evleri yakıp yıkan, kadın-çocuk-ihtiyar demeden herkesi kesip biçen, gasp, haraç… her türlü suçu işleyen kabadayı, kent meclisinden uyarı aldığında böyle hırçınlaşır. Onun sözü mahallede belki geçer ama sorun kent boyutuna çıkınca kimse iplemez bu küçük kabadayıları… Onu haşlarlar, o da bağırır çağırır ama süngüsü artık düşmüştür…

Bu haber 732 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Prof. Dr. Bedriye Poyraz, Dersim’deki tarikat örgütlenmesinde Munzur Üniver..