Referandum’dan ‘Evet’ çıkması için vali, kaymakam, asker, polis, belediye araçları, okullar, kamu kurumları gibi her türlü devlet imkanlarını kullanan iktidar; her şeye rağmen Kürdistan’daki mitinglerde beklediğini bulamadı. HDP, ‘İşgale gelmiş gibiydi, hüsran yaşadı’ dedi
AKP’nin 16 Nisan’da referanduma sunulacak “tek adam rejimi”ni esas alan anayasa kampanyası, Kürdistan illerinde hüsranla yanıt buluyor. HDP Milletvekili Nadir Yıldırım, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Amed’de, Başbakan Binali Yıldırım’ın Wan’da düzenlediği mitinglere ilişkin Gazete Karınca’dan Altan Sancar’a değerlendirmelerde bulundu. HDP Milletvekili Yıldırım, Erdoğan’ın konuşma yapmaya son anda ikna edildiğini söyledi ve “Erdoğan, son Diyarbakır ziyareti ile AKP tarihindeki en büyük yıkımı yaşadı, çünkü beklediği ilgiyi göremedi. Taşımalı kitleye rağmen Erdoğan Diyarbakır’da büyük bir hüsran yaşadı” dedi.
Erdoğan ‘rezalet’ dedi
Erdoğan’ın miting öncesi kendisini dinlemeye gelenlerin sayısının düşük olması nedeniyle konuşmasını iptal etmeyi düşündüğünü belirten HDP’li Yıldırım, “Aldığımız bilgilere göre, Erdoğan kitlenin sayısını ‘rezalet’ olarak değerlendirdi ve mitingi iptal etmeyi düşündü. Ancak, mitingin iptal edilmesinin daha büyük bir olumsuzluk olacağına ikna edilmesi ile konuşma yapmaya karar verdiğini öğrendik” dedi. Erdoğan’ın belediye başkanı iken görevden alınmasını hatırlatmasını ve kayyum politikasını övmesini de değerlendiren Yıldırım, “Erdoğan, kayyumlar ile Diyarbakır’da birçok şeyin değiştiğini belirtti. Evet, kayyumlar ile belediyelerin Kürt diline yönelik faaliyetleri ile kadın politikalarına yönelik çalışmaları ve kurumları yasaklandı veya kapatıldı. Belirtmek gerekiyor ki Erdoğan, Diyarbakır’a miting yapmaya değil de işgale gelmiş gibi bir izlenim oluşturdu. Ancak taşımalı kitleye rağmen Erdoğan Diyarbakır’da büyük bir hüsran yaşadı” dedi.
‘Yıldırım’a katılıyorum!’
Başbakan Yıldırım’ın Wan’da dile getirdiği “Bir dili inkar etmenin insanlık suçu olduğunu biliyoruz” sözlerini de değerlendiren HDP’li Nadir Yıldırım, “İnkar insanlık suçu ise AKP hükümetindeki tüm başbakanların uluslararası mahkemelerde yargılanması gerekir” dedi.
Yıldırım, “Kürtçe başta olmak üzere, Türkiye’deki birçok kültür ve dil ciddi bir asimilasyon kıskacında. Bunun en yakın örneği, Kürtçe referandum afişlerimiz hakkında verilen toplatma kararları ile Kürtçe propaganda şarkımızın yasaklanmasıdır. Görüyoruz ki buradaki esas hedef Kürt dili. Binali Yıldırım’a bu noktada katılıyorum, asimilasyon ve inkar insanlık suçudur ve Yıldırım’ın başında bulunduğu hükümet bu suçu işlemektedir” dedi.
AKP’nin saltanatı çökecek
16 Nisan referandumunda, sonuçları merak konusu olan Kürt illerinden yüksek oranda ‘Hayır’ oyu çıkacağına dikkat çeken Yıldırım, son olarak şunları söyledi: “Diyarbakır, Cizre, Van, Hakkari olmak üzere tüm Kürt illeri Newroz kutlamaları ile AKP’ye referandum tercihini ortaya koydu. Halkımıza müjdemizdir, referandum sonuçları Türkiye’de AKP ve Erdoğan saltanatının çöküşü olacaktır” dedi.
Gazete Karınca / İstanbul