Lütfen bekleyin.. Lütfen bekleyin..
Özgür basın geleneğinin ve özgürleşen Dersimlilerin haber sitesi Newededersim 'yeni' mizampajı ile siz değerli okurlar ile tekrar birliktedir..
Newede Dersim; umudun süvarisi, onurun yüksekten uçan kartalı Dersimlinin gür sesidir.
Newede Dersim; dünün hançer yarasını unutmayan, çağın bilincindeki Dersimlinindir.
Newede Dersim; haysiyeti ve onuru olan kimliğini ekmeğine katık yapan Dersimliye ses; Seyid Rıza'nın torunlarına yoldur.
Newede Dersim; söz sahibi, yol yordam ve erkan sahibi Dersimlinindir.
Newede Dersim; geçmişe, şimdiye ve geleceğe tutulan aynadır.
Newede Dersim; süngülenmiş bebek kardeşlerini unutanları, Dersim'in kemik tarlalarını görmek istemeyenleri, öldürülmüş anneleri, nineleri, kurşunlanmış baba ve dedelerinin katiline tapınarak, hizmete koşanları topluma ifşa etmek içindir.
Newede Dersim senindir, sizindir; vicdan sahibi her Dersimlinindir.
Bir kere daha diyoruz, çünkü 1930’dan itibaren, seni ölü olarak kendi yurduna gömme kararı aldılar. 1935’den itibaren „medeni“ olacaksın diye adını değiştirdiler, baskın yolları, kışlalar yapıldı.
Seni akılsız, avanak yerine koyup, bu gün “operasyon” denilen taarruz hazırlıklarını, “Dersime medeniyetin alt yapısı” diye sundular.
İnanan Dersimli vardı, sevinen bile oldu.
Hatta;, “Onun bölgesinde çok, benimkinde az yatırım var.” kavgaları bile oldu.
Bir yandan da, “Sen bizdensin!” denilerek, kimilerinin sırtı sıvazlanıyor, “Seni nahiye müdürü, seni müteahhit yaptım” payesiyle ücret veriliyordu.
Seyid Rıza, nafile bir çabayla, sesini yükseltip; “Kanmayın, bexte Roma Reş çino (tuneye), bunlar baskın yolları, ikmal kışlalarıdır” diyordu, ama çok kişiye laf anlatamıyordu.
Seyid Rıza'nın didinmelerine karşılık, Vali Cemal Bardakçı “Dersimli ağalar” dediği “müteahhit”leri kutsal Halburi gözelerinde ağırlıyor, bardağını havaya kaldırırken, “Sizler Kürt değil Alevisiniz! Horasan'dan gelmesiniz!” dedikten sonra; “Atatürk de Alevidir!” diyordu.
Vali, bir inancı halkın kökü, kökeni, kimliği olarak gösteriyor, planlar kurup, sonra “vur” emri verenleri de, onların koruyucusu yapıyordu...
Dersim’de kimileri için 21 Mart 1937 sabahına kadar şenlik vardı. Ama, o sabah gün doğarken, Türk uçakları bomba yağdırmaya başladı.
Atatürk gibi Alevi(?) olan Dersimliler, bir anda “eşkıya” oldu. Bardakçı; “Atatürk de Alevi” dedikçe, coşan, “hu” çekip rakı bardağını havaya kaldıran “ağalar” yok edilmek üzere tutuklanıyordu.
Onların tek tek isimlerini saymaya gerek yok.
Ama “korucu başı” Rayber'i bilmeyen Dersimli var mı? İşi bitince, başına çuval geçirildiğini de...
Sonra mı?
Sonra, gövde üstünde baş, taş üstünde taş kalmadı. Kırım ve sürgün durduğunda; devlete göre 12 bin, Kürtlere göre beş altı kat daha fazla Kürt yaşamını yitirdi. Dersim’de topu topu bir kaç on bin insan kalmıştı.
Bahsettiğimiz bu rantçılar; “Fevzi Çakmak, Dersim'i kurtardı!” deyip, soyunu yokeden baş mimarı, kurtarıcı yaptılar.
Dersimlinin defalardır seçtiği milletvekilini düşünün.
Karısının dedesi, atından indirilip başı kesiliyor. Ama niye bu adamı kestiniz, diyecek onur ve cesaret gösterip bir soru önergesi veremediği gibi, üstelik kimliğini inkar ediyor.
Son Kürt serhildanında yine Dersimli siviller hedef alındı. Savaş alanına sürülen, mafyadan devşirme kiralık katillerin adam kaçırarak katletmeleri, işkence ve soygun faaliyetleri, onları istihdam eden CHP’nin bile tepkisine neden oldu.
Dersim'de 290 köy haritadan silindi. Onbinlerce kişi mültecileşti. Gıda ambargosuyla bebeklerin mamasına, ihtiyarların lokmasına el konuldu. Yaylaya, bağa, bahçeye, tarlaya, otlağa yasakla, sefalet derinleştirildi.
Ve şimdi, 1935’in oyuncuları yok, ama oyun aynı. Bu defa AKP, “rahman”, CHP “Alevi” rolünde.
Bu düzenin yeni bekçileri; biz Dersimlileri insan yapan üstün değer yargıları olan onur ve vicdandan yoksun, tarih bilinci ve belleğinin silik olduğunu sanıyorlar.
Bugün iktidar olan AKP, dün Erbakan’ın Başbakanlığında iktidardı. Dün CHP, Tansu Çillerle ortaktı.
Bu dönemde, vatan imdadına çağrılmış mafya can biçiyordu.
Dersim köyleri, ormanları, otlağı, yaban hayvanlarıyla yanıyordu.
Dün yangınlar ve ölümün diliyle Dersime yürüyenler, bir kere daha Dersim’e “Alevilik kimliği” biçiyor, öteki de, “Senin onurun, haysiyetin bir çamaşır makinalık, bir kilo makarnalık, seni onunla satın alırım.” dercesine, “sadaka” dağıtıyor, Seyid Rıza’nın kemiklerini bir kere daha sızlatıyor.
Öbür yandan Anayasa'nın pek çok maddesinde Kürtçe yasakken, TRT 6 ile Kürtçe yayın yapmak kandırmacasında bulunuluyor. Dersim'li Rayverlere, müteahhitlere, siyasal koruculara iş veriyor. Aziz Dersimli; bir kere daha onurunla oynanıyor, aşağılanıyorsun!
Bunları, NEWEDE DERSİM'de halkımıza teşhir etmek bir insanlık görevidir.
Dersim Kürt halkının bir bölümünün anadili olan KIRMANCİ (Dımılki, Kırdki, Zazaki) lehçesine „Desimce“ diyerek kavram kargaşası yaratıp, bölüp parçalayan çevrelere ve TRT'de Dersimce yayın için müracaat edenlere cevabımız NEWEDE DERSİM ile gelecektir.
NEWEDE DERSİM, Seyid Rıza'nın şanına, vicdanına uygun davranacak ve gerçekleri acı da olsalar tüm çıplaklığıyla verecektir.
Newededersim savaşın değil barışın, ayrımcılığın-ötekileştirmenin değil birlikteliğin adıdır..
Newededersim, Halklarımızın ve İnançlarımızın özgürleşmesi için üstüne düşeni yapacak ve kutsal topraklarımızın, ocaklarımız vve ziyaretlerimizin korunması, geliştirilmesi ve gelecek kuşaklara aktarmanın adıdır..
Kısaca NEWEDE DERSİM, ak vicdanların sesi olacaktır..
Editör
