AKP’li bakanların Almanya ve Hollanda’da yapmak istedikleri propaganda çalışmalarının ard arda iptal edilmesiyle patlak veren kriz dünya basınında geniş yer aldı.
İsviçre gazetesi Neue Zurcher Zeitung konuyla ilgili, “Merkel sakin davranmakla en doğrusunu yapıyor” diye yazdı. Yazının devamı şöyle: Karlsruhe Federal Almanya Anayasa mahkemesinin aldığı “yabancı devlet yetkililerinin Almanya’da yapacakları seçim mitingleri için bir hak iddia edemez” kararı sonucunda, Almanya hükümeti referandum çalışmaları yapmak için gelen ve istenmeyen politikacıları geri göndermekte haklı oluyor. Almanya ve Türkiye arasındaki ikili ilişkilerde Almanya’nın çıkarları Türkiyeli bakanın küstahlığına misillemede bulunmayacak kadar önemli. Sadece geçen yıl imzalanmış olan mülteci anlaşması nedeniyle değil, hem ekonomik ilişkiler açısından Türkiye Almanya için önemli, hem de Suriye-Irak savaşında Türkiye NATO’daki önemli bir partner. Her ne kadar Merkel’in rahatlığı sağ popülistlerin elinde bir koz olsa da, bir sonraki Almanya seçimlerine kadar Merkel’in gücü bunu taşımaya yetecektir.
The Times: AB çekingen davranıyor
Eğer batılı ülkeler düşünceyi ifade etme özgürlüğünü temel hak olarak tutmak istiyorlarsa, bu konuda tutarlı olmak zorundalar. Putin’e karşı ya da değil veya Kim Jong’ karşı veya değil barışçıl gösteriler anayasal haktır. Her kim bunu göz ardı ederse diktatör rejimi desteklemiş olur.
AB özellikle orta doğudan gelen mülteci akınını Türkiye üzerinden kontrol altına almaktadır, bu da Erdoğan’a stratejik bir üstünlük kazandırıyor. Bu durum Erdoğan’ı Avrupa ülkelerinden tuhaf isteklerde bulunması konusunda cesaretlendiriyor. Erdoğan, AB’nin göçmen akınından çok korkarak çelişkiye düşeceğini hesaplıyor. Bu konu onu iç siyasette güçlü adam olarak gösteriyor. AB kendine güvenmeli ve bunu Türkiye Cumhurbaşkanına göstermelidir. Erdoğan başka ülkelerin gözünü korkutmak için kendi pozisyonunu kullanıyorsa eğer, AB’de onu eleştirmekten çekinmemeli. İnsan haklarını çiğniyorsa bu konudaki protestolar açık ve net olmalı. Bir NATO üyesi ülkenin bakanının yapacağı toplantının iptal edilmesi sadece batılı ülkelerin tahammül sınırlarının ne kadar aşılmış olduğunu gösterir.
Danimarka gazetesi Berlingske: Erdoğan Hollanda’yla dalga geçti.
Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan mizah duygusu ile tanınmıyor. Yoksa kendisinin diktatoryal bir güç kurmak için Türkiye’de yapmak istediği anayasa değişikliği propagandası yapmak için Avrupa’nın düşünce özgürlüğünden faydalanmak isteğindeki paradoksal ironiyi fark ederdi. Bunun yerine Erdoğan Hollanda’yı Hollanda topraklarında, ‘Nazi ve Faşist’ olmakla suçladı. Bu sözlerle Erdoğan, İkinci Dünya Savaşı’nda Naziler tarafından yerle bir edildiğinden bu yana Avrupa’nın demokratik kurumlarının oluşumunda kilit rol oynamış bir ülkeyle dalga geçiyor.
İspanya’nın El País gazetesi: Erdoğan müttefik ülkelerle arasındaki bütün sınırları aştı.
Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Hollanda’ya karşı kullandığı kabul edilemez sözlü açıklamalarıyla müttefikleri arasındaki tüm sınırları aştı. Eğer Hollanda Nazi işgali zamanında büyük bedel ödememiş olsaydı, belki Hollanda hükümetinin kararının Nazilere benzetilmesi tatsız bir şaka olarak kabul edilebilirdi. Bu başka ülkelerde saygı görmek isteyen bir politikacı için bir paradokstur… Uluslar arası arenada görülmemiş gibi sözlü bir öfke yarattı.
Hollanda’nın De Volkskrant gazetesi: Türkiye ve Rusya’ya sürükleniyoruz
Hollanda’dayla Türkiye arasında kopan fırtına Avrupa’nın etrafındaki radikal değişimi gösteriyor. Kıtamızın kenarındaki iki büyük güç olan Rusya ve Türkiye’ye sürükleniyoruz. İkisinde de ülke içinde baskı var. İkisi de ülke medyasında ‘halkın isteği’ üzerinden kendilerini överek özgürlükleri kısıtlıyorlar. İkisinin de meşruiyetlerini kanıtlamak için içerde ve dışarıda düşmanlara ihtiyaçları var. İzledikleri dış politikalar öngörülemez… Avrupalılar bu iki güçten kaçacak bir yaşam biçimi bulmak zorundalar. Bununla Türkiye ile AB ilişkileri durdurmak gibi gerçekçi olmayacak bir çözümden bahsetmiyoruz. Avrupa politikasını, ekonomisini ve Avrupa değerlerini koruyacak bir diplomatik çözüm gerekiyor.