İstanbul Gazi Mahallesi’nde 12 Mart 1995’te başlayan ve 3 gün süren, 22 kişinin öldürüldüğü ve resmi kayıtlara göre de 300 kişinin yaralandığı katliamın üzerinden 22 yıl geçti. Gazi katliamı, aradan geçen 22 yıla rağmen asıl failleri karanlıkta bırakılan bir dosya oldu. Olay sonrası açılan davada sanık koltuğuna oturtulan 20 polisten sadece 2 polis ceza aldı. Cezaları ertelenen polisler, tekrardan polisliğe devam etti. 12 Mart 1995’ten bu yana katliam girişimlerine karşı sokağa çıkan Gazi halkı üzerindeki devlet baskısı ise tüm şiddetiyle devam ediyor.
Aralarında Demokratik Alevi Dernekleri, Pir Sultan Abdal Kültür ve Dayanışma Derneği, Hacı Bektaşi Anadolu Kültür Vakfı, Gazi Cemevi, Alevi Bektaşi Federasyonu bileşenleri, Alevi Kültür Dernekleri gibi çok sayıda Alevi kurumu, Gazi Katliamı’nda yaşamını yitirenleri anmak ve sorumlulardan hesap sormak üzere Gazi Cemevi önünde bir araya gelerek, eski Karakol’a yürüdü. HDP, HDK, BHH ve Sultangazi Hayır Platformu’nun da destek verdiği yürüyüşte, “İnsanlığa karşı işlenen katliamları kınıyoruz, Gazi, Ümraniye şehitleri ölümsüzdür” yazılı pankart açıldı. “Suruç için Hayır”, “Gazi için Hayır”, “Bu abluka dağıtılacak” yazılı dövizleriyle katliamda yaşamını yitirenlerin fotoğraflarının taşındığı yürüyüşte, “Gazi katliamını unutma, unutturma”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Gazi’nin hesabı sorulacak” sloganları atıldı.
Karanfiller bırakıldı
Yürüyüşlerini eski Karakol’da sonlandıran kitle, burada yaşamını yitirenler anısına saygı duruşunda bulunarak, katliamın gerçekleştiği yere karanfiller bırakıldı. Daha sonra geldikleri yönden tekrar yürüyen kitle, bu kez yol boyunca yaşamını yitirenlerin bulunduğu yerlere karanfiller bıraktı. Yürüyüş, Gazi Mezarlığı’nda sonlandı. Katliamda yaşamını yitiren Zeynep Poyraz’ın ablası Kibar Poyraz açıklama yaptı.
Poyraz, “22 yıldır acı çeken anne babalar olarak hangi sebepten dolayı böylesi unutulmaz bir acıyı bize yaşattılar anlamış değilim. Devletin kontrgerilla çeteleri kahvehanelerde oturan insanların üzerine ateş eden ve insanları sokağa dökenleri yargılamadığı gibi ölü ve yaralılarına sahip çıkan halka ise devlet güçleri tarafından saldırılmıştır” şeklinde konuştu.
Tek kurtuluşumuz birliktelikte
O dönem polisin uyguladığı “vahşeti” hatırlatan Poyraz, katliamı protesto edenlere de 15 Mart 1995 tarihinde saldırılar düzenleyerek yaşamını yitirenlerin sayısının 22’ye çıktığını söyledi. Devletin Koçgiri, Roboskî, Dersim, Maraş ve Gazi’de onbinlerce cinayet işlediğine dikkat çeken Poyraz, “Dostlar Gezi Parkı olaylarının birliğimize, beraberliğimize vesile olmasını beklerken olmadı, olmamaya da devam etmiştir” dedi.
“Tek kurtuluşumuz birlik ve dayanışmadır” diyen Poyraz, Nazım Hikmet’in “Hava kurşun gibi ağır, bağır bağırıyorum” dizeleriyle konuşmasına son verdi.
Açıklamanın ardından mezarlara karanfiller bırakıldı. Mezarlık ziyaretinin ardından yaşamını yitirenler için lokma dağıtıldı.
Dihahaber