Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın dönemin Başbakanı Ahmet Davuoğlu'na "hakaret etmek" suçlamasıyla yargılandığı davanın duruşması Çağlayan'da bulunan İstanbul 47. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmayı, Meclis Başkanvekili ve HDP İstanbul Milletvekili Pervin Buldan, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, Sanatçı Ferhat Tunç ve çok sayıda kişi izledi.
Demirtaş'ın SEGBİS ile katıldığı duruşmada, onlarca Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) üyesi ve HDP'nin avukatı da hazır bulundu. Davutoğlu'nun avukatları da duruşmaya katıldı.
Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada, Demirtaş, sabah katıldığı duruşmada olduğu gibi bir kez daha adresini TBMM olarak gösterdi. Mahkeme başkanının "Ev adresinizi bilmiyor musunuz" şeklindeki sorusu gülüşmelere neden oldu.
Avukatlar adına konuşan Av. Ercan Kanar, yasama sorumsuzluğuna atıfta bulunarak, yasama dokunulmazlığının yargılamayı engellediğini söyledi. Kanar, yasama sorumsuzluğu göz önünde bulundurularak, davanın düşürülmesini istedi.
Demirtaş, usule dair beyanda bulunmak istedi. Demirtaş, "Hakkımda bir iddianame hazırlanmış, saygı duyuyorum. Bir kelimesinin bile boşa gitmesini istemiyorum. Hepsini kayıt altına alınmasını istiyorum" dedi.
Mahkeme başkanının "Sanırsam siz savunmaya geçtiniz" demesi üzerine Demirtaş, "Ben ne söylediğimi biliyorum. Ben 10 yıllık parlamenter, 20 yıllık avukat ve 20 yıllık sanığım" dedi. Mahkeme başkanı da bunun üzerine sadece savunmayı yazdıracağını söyledi.
Demirtaş, bunun üzerine "Bu duruşmanın öznesi benim. Takdir sizin ama benim cümle cümle savunmamı kayıt altına almak zorundasınız. Ben şu anda siyaset yapmıyorum, ihtiyacım da yok" dedi.
'CİDDİYETSİZ BİR YARGILAMAYA ALET OLUYORSUNUZ'
Demirtaş, devamında usule dair savunma yapmaya başladı. Demirtaş, şunları ifade etti:
"Öncelikle Sayın Davutoğlu'nun incindiğini belirttiği bir cümleden kaynaklı suç duyurusunda bulunma hakkı vardır, benim de kendimi savunma hakkım var. Eğer kamu davası olmasaydı başka bir davadan açılacaktı. Davada müştekinin kimliği ne kadar önemliyse, yargılanan kişinin kimliği de aynı şekilde önemlidir. Benim kim olduğumu anlamadan beni suçlu ilan edemez. Müştekinin suç duyurusunun başlığını değiştirip, başlığa iddianame yazılması, iddianame olduğunu ortaya çıkarmaz. Benim konumumu tespit etmeden siz bana iddianame hazırlanmasını kabul edemezseniz, ben de bu iddianamenin yüzüme okunmasını kabul edemem. Bu usulü itirazın hayati önemi vardır. Yargılanmaktan korkuyor değilim. Yargılanmaktan kaçmak için bu itirazı yapmıyoruz. Dokunulmazlıklarımız Anayasa'ya aykırı kaldırıldı. Şimdi sorumluluğumuzu da siz dikkate almazsanız o zaman felaket olur. Benim savunmam eksik sadece. Ben savunma yapmış olduğumda yargılama bitmiş olacak. Bu sıradan bir usul itirazı yapmıyoruz. Türkiye'de 550 kişiye verilen bir haktır bu. Siz bunu yeterince tartışmadan direkt bir Anayasa ihlali yaşamış olursunuz. Böyle bir yargılama olabilir mi? İddia makamı iddiasını ispatlamakla yükümlüdür. Mahkemeniz şimdiden yargılamayın durdurma kararı vermelidir. Konuşmalarımın tamamı bilirkişiye gönderilmelidir. Siz bu hakkımı ciddiye almayacaksınız savunma yapmayı kabul edemem. Nasıl Davutoğlu devlet adına şikayetçi ise ben de parlamentonun bir mensubuyum. Böylesine ciddiyetsiz bir yargılamaya siz nasıl alet olabilirsiniz?"
Demirtaş'ın ardından mahkeme başkanı, dosyanın usul yönünden incelenmesi üzerine duruşmaya ara verdi.
Demirtaş, duruşmanın devam etmesi durumunda savunma yapmayacağını belirterek, SEGBİS'ten ayrıldı. Demirtaş'ın SEGBİS'ten ayrıldığı sırada izleyiciler "Direne direne kazanacağız" sloganları attı.
Duruşma heyetin vereceği ara kararın ardından devam edecek.
ADLİYE ÖNÜNDE PROTESTO: ADALETİ BİZ GETİRECEĞİZ
Duruşmaya ilişkin Çağlayan Adliyesi önünde de protesto vardı. Adliye önünde bir araya gelen HDP-HDK üyeleri, demokratik siyasete dönük yapılan bu saldırıları kabul etmediklerini vurguladılar. Barış Anneleri'nin ön saflarda yerini aldığı eylemde, yüzlerce insan iradelerine sonuna kadar sahip çıkacaklarının mesajı verdiler.
HDP İstanbul İl Yönetim Kurulu Üyesi Şadi Özdemir, AKP hükümetinin demokrasi siyasetinin önünü engelleyerek ve halkların haklarını çiğneyerek iktidarını sürdürmek istendiğini vurguladı.
Avukat Sinan Zincir de "Halkımızın önderleri yargılandığı gibi, halkımızın çocukları da yargılanıyor” dedi.
Av. Zincir, "Adaleti biz getireceğiz, bizim mücadelemiz getirecek. Demokratik siyaset yapan Kürt halkının siyasal önderleri, Kürt gençleri ve Kürt dostları potansiyel suçlu olarak görülerek Saray’a bağlı savcılar tarafından rehin tutuluyor" dedi.
HDP MYK üyesi Gülsüm Ağaoğlu ise, AKP ve Saray iktidarının mutlak iktidarlarını pekiştirmek için haklara tekçi bir referandum paketi empoze ettiğini vurguladı. Ağaoğlu, 8 Mart’a giderken kadınların tekçiliğe, padişahlığa karşı halkların yanında yer alacağının altını çizdi.
Eylemde Mardin'in Nusaybin ilçesine bağlı Xerabê Bava köyündeki devlet saldırıları da protesto edildi ve "Zulmün karşısında susmayacağız" mesajı verildi.
ANF