Kobane / Haydar IŞIK yazdı
31 Ocak 2017, 18:32
İki sene önceydi “KOBANE düştü, düşecek!” dediler. Düşmedi. İslamın bin üç yüz yıldır uyuşturduğu eve kapattığı Kürt kadını etrafını gördü uyandı ve yaşlı genç kendisini sipere attı.
Barbar İslamcı DAİŞ'e karşı efsanevi direniş sergiledi. Saldırgan, kafa kesen, en iyi İslam benim diyerek ortaya çıkan, çağdışı, barbar faşist İslamcılara KOBANE'de diz çöktürdü. Bu olay insanlık tarihinde bir ilktir, özellikle Kürt tarihinde bir milattır. Kürt kadınının asil direnişi sayesinde KOBANE kurtarıldı. Bugün ikinci özgürlük yılını yaşıyorlar. İnanıyorum ki, Kürtler bu olayı layıkıyla değerlendirip, Kobane'yi Kürt kadın direnişi abidesi yaparlar. Kobane bir kadın şehridir. Orada genç hayatını cansiperane teslim eden genç kız ve kadınlarımız tarih boyunca anılacaklardır.
Kobane'nin ikinci özgürlük yılında kanserden kurtulmuş olmakla beraber yarattığı tahribatla uğraşırken bu yazıyı bir kaç gün geciktirdim. Kürt kadınının uyanışını gözlerimin önüne getirdim. Erkek egemenlikli toplum kadını ya kapatıp karanlığa bırakıyor, ya da güzellik salonlarında süsleyip püslüyor. Kadını çocuk doğuran makine, evi temizleyen, erkeği eğlendiren alet görüyor.
Bu sene Hewler'den haber veren Alman gazeteci, başında bulunduğu sokağa kamerasını çevirip şunu demişti. “Bu sokakta pek çok güzellik salonu var.” Hewlerli kadınlar pedikür-manikür, kuaförde saçlarını yaptırıp güzellik salonlarından çıkarken, Şengalli kadınlar bu İslamcı barbarların esiriydi. Kobaneli kadınlar welatını kurtarmak için siperlerde cansiper savaşırken, Güneyli Kürtlerin “Küçük Ankara” dedikleri Hewler sosyetesi ise, Kürt ulusuna yönelen bu beladan kurtulmak için elini taşın altına koymamıştı. Hewlerli kadınların güzellik salonlarından güzelleşip sokağa çıkmalarını KOBANE Kadın Direnişi'yle mukayese edersek, Hewler sosyalitesinin tavrının korkunç bir paradoks olduğu görülür. On yıllardır yönettikleri toplumda ulus bilinci yok. Ulusal ordu yok. Ewtrafı düşmanla çevrili olduğu halde silahlanma yok. Kendilerini Ankara'nın düşman kollarına bırakmış, deyim yerindeyse, akrebi koynuna sokmuşlar.
Merak ediyorum, Hewler de Sayın Barzani'nin kabinesinde kaç kadın var? Kaç milletvekili kadın var? Hani yalancı pehlivan gibi “Tutun beni Kürdistan ilan edeceğim!” deyip duran Sayın Barzani kadının özgürlüğü için hangi önlemler aldı. Seküler bir devletin temelleri özgür kadınla atılır. Bu alanda çabası oldu mu? İki gün önce Almanya Parlamentosunda Güney Kürdistan'a gönderilen askerler tartışılırken, Sol Parti Milletvekili (Die LİNKE) Bayan partisinin görüşlerini açıkladı. Gerçeği söylemek istiyorum, beni fena üzen bir konuşma yaptı. İçerik şöyleydi: Siz diyorsunuz ki, Peşmerge DAİŞ'le savaşıyor. Oysa DAİŞ Şengal'i işgal ederken Peşmerge kaçtı. Öbür yandan gazeteciler işkence görüyor, öldürülüyor. Demokrasi yok. Sizin bunlara verdiğiniz silahların yarın oranın muhalefetine dönmeyeceğini kim garanti eder? Söylenenler doğruydu.
Ben daha çocukken, Dersimli erkekler birinin rüyasını anlatırlardı. “Bir Mustafa geldi soyumuzu kırdı, bir Mustafa'da gelecek bizi kurtaracak.” derlerdi. Bu kurtarıcı zat Molla Mustafa Barzani'ydi. Kurtaramadı. Hatta saflarına katılan Dr. Şivan'ı öldürttü. Türkiye ile ilişkilerini ulus çıkarı yerine ailenin stratejik çıkarı haline getirmişti. Bugün oğlunun sürdürdüğü politika daha da ileri düzeyde. Türkiye dosttur. Onların dünyaya açılan kapısıdır. Türk firmaları ve malları Kürdistan'da her tarafta görülmekte, en temel ihtiyaçlar bile Türkiye'den getirilmektedir. Ne ayran yapabiliyorlar, ne yumurta, et, süt, peynir, giyim vs...vs. Üretiyorlar. Her şey Türkiye'ye teslim. Bu halde nasıl ulus devlet kuracak anlaşılır gibi değil. 1996 yılında Münih Yahudi Cemaati ikinci Başkanı şöyle söylemişti: “Biz İsrailliler olsaydık şimdiye kadar devlet kurmuştuk.” Gerçekliğimiz oldukça acıklı.
Bakur ve Rojava hariç, Kürtlerin politikacıları hemen hemen erkektir. Bu erkekler gözlerini açıp KOBANE KADIN EFSANESİ'ne baktılar mı? Kadının hayatın her dalında, özellikle demokratik ulusal hakları kazanmada önemli unsur olduğunu algıladılar mı? Güney'in güzellik salonlarından çıkan kadın Kobaneli kadın gibi olabilir mi?
İşte bu nedenle Kobane'de cansiperane savaşan kadın saygındır. İslam'ın çürümüşlüğünden, uyuşukluğundan çıkıp kendisini ve halkını savunan kadın, eli ve ayağı öpülesi kutsal varlıktır. Bir de bunların evrensel bilgi ile donandıklarını düşünün. En sağlam demokrasi temelini onlar atarlar. Bu düşünceden hareketle KOBANE'de kızlarımıza eğitim vermesi için bir okul projesi kurduk. Alman arkadaş ve dostların yardımıyla, çok sayıda Kürt yurtseverinin maddi katkılarıyla Okul Projesi'ne önemli miktarda para toplandı. Ancak bu para daha yeterli değil. Okurlarımın maddi katkılarını bekliyorum. Bu katkılar kadın özgürlüğüne yardımcı olacaktır. Aşağıda banka ilişkisini vereceğim. Alman Öğretmenler Vakfı'nda (GEW) para toplanıyor. Gönderdiğiniz parayı vergi iadesinde düşürebilirsiniz.
ADRES: Heinrich-Rodenstein-Fonds der GEW
SEB Bank Frankfurt / Main
IBAN: DE97 5001 0111 1707 2747 00
BIC : ESSEDE5F
Not: Banka havalesinde mutlaka KOBANE yazınız.
Makbuzun size ulaşması için adresinizi yazınız.