Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında 2010 yılında Van Erciş’te yaptığı bir konuşma nedeniyle “Örgüt propagandası yapmak” ve “Halkı galeyana getirmek” iddiasıyla Erciş 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nce açılan davanın ilk duruşması görüldü. Duruşmaya Demirtaş’ın avukatları ile birlikte HDP Van Milletvekili Bedia Özgökçe Ertan ve HDP ile DBP’li yöneticiler katıldı.
Yargılamaya itiraz eden Demirtaş’ın avukatı Esra Akgün, müvekkilinin halen milletvekili olduğunu ve Meclis’teki 3’üncü büyük partisinin Eş Genel Başkanı olduğunu hatırlattı. Müvekkilinin yasama dokunulmazlığı olduğunu belirten Akgün, Demirtaş hakkında hazırlanan fezlekenin Meclis komisyonu ile görüşülmesi gerektiğini belirtti.
'SAVCI SUÇ İŞLİYOR'
Demirtaş ise tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Cezaevi’nden SEGBİS ile duruşmaya katılarak, savunma hakkının ihlal edildiğini ifade etti, avukatının beyanlarına katıldığını ve itiraz değerlendirilmeden savunma yapmayacağını kaydetti.
Demirtaş’ın talebi sonrası yargılamayı yapan mahkeme heyetinden Betül Gül Karakuş, yargılamayı vekaleten yaptığını, asıl hakimin yargılamayı sürdürmesi için avukatın itirazını tutanak altına alacağını belirtmesi üzerine Demirtaş, savunmasına şu sözlerle devam etti:
“Dokunulmazlık dışında sorumsuzluk diye bir müessese vardır. İddianameyi hazırlayan savcı sorumsuzluk hususunu yok saymıştır. Hiçbir milletvekili kovuşturulamaz ve hakkında soruşturma başlatılamaz. Her şeyden önce bu iddianame 7 yılı aşkın bir süre önce hazırlanmış bir fezlekeden ortaya çıkmıştır. O tarihte yapılan anayasa değişikliği referandumda sunulmuş bizler de bu anayasa referandumuna karşı lehte ve aleyhte karşı beyanda bulunduk. Bugüne kadar çok sayıda miting gerçekleştirdim. Bu miting de anayasa referandumuna karşı seçmenimizin sandığa gitmemesi için çağrıda bulunduk. Burada yaptığım konuşmanın tamamını hatırlıyorum. Her şeyden önce iddia makamının hazırladığı iddianameye konuşmanın tamamını eklemesi gerekiyordu. Bir konuşma bütünü ile değerlendirildiğinde içeriğinin ne olduğu ancak böyle açığa çıkar. Burada açıkça bir çarpıtma var.”
Demirtaş, yapmış olduğu eleştirilerin suç unsuru olarak sayılmasının vahim bir hata olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti: “Kullandığım cümleler ifade özgürlüğü kapsamında ele alınmalıdır. İddianamede suç olarak sayılan kısımda yine somut bir tespit ve somut bir suçlama yoktur. Örneğin halkı tahrik etmek suç işlemeye teşvik etmek ve propagandayla ilgili somut bir delil yoktur. Böyle bir suçu ancak tertip komitesi işler. Burada benim herhangi bir pankart hazırladığım ya da slogan hazırladığım ifade edilmiyor. Son derecede ciddiyetsiz ‘Ben de Demirtaş’a iddianame hazırlayayım, benim de çorbada tuzum olsun’ düşüncesi ile hazırlanmış bir iddianamedir. Bu iddianamenin mahkeme tarafından en başında reddedilmesi gerektiğini düşünüyorum. Burada bana karşı açıkça suç işlenmiştir. Siyaset yapma hakkımı, halkımı temsil etme yetkimi kullanmak istemem sebebi ile savcılar tarafından bana karşı suç işlenmiştir. Bu savcılar her kimse araştırılmasını istiyorum.
Ciddiyetsiz soruşturma ve ciddiyetsiz, kapsamlı araştırma yapılmadan, biz bunları basit tutuklama gerekçesi olarak görüyoruz. 17 dosyanın birleştirilmesi ve iftira denilebilecek basit iddianamelerle tutuklu bulunuyoruz. Verilen karar 6 milyon seçmene hakaret nezdindedir."
Duruşma 27 Nisan’a ertelendi.
ERTAN: ADİL DEĞİL
HDP’li Bedia Özgökçe Ertan da duruşmanın ardından adliye binası önünde açıklama yaptı. Yargılamanın adil olmadığını ifade eden Ertan, “Bugün burada Türkiye’nin üçüncü büyük partisinin liderinin yoğun güvenlik önlemleri altında yargılandığına tanık olduk. Bu da Türkiye’nin Kürt siyasetçilerine olan hukuksuz yargılamanın ne aşamada olduğunu gözler önüne seriyor” dedi.
Öte yandan duruşma esnasında telefonla kayıt aldığı iddiasıyla gözaltına alınan, kapatılan DİHA Muhabiri Selman Keleş ise bir süre adliye binasında bekletildikten sonra İlçe Emniyet Müdürlüğüne götürüldü.