Lütfen bekleyin.. Lütfen bekleyin..
Edirne F Tipi Cezaevi'nde tutuklu olan Demirtaş, SEGBİS adlı görüntülü sistem ile duruşmaya katıldı.
Avukatlar, Demirtaş'ın milletvekili olmasından dolayı yasama dokunulmazlığının bulunduğunu belirterek, yargılamanın durdurulmasını istedi.
Avukatların, Demirtaş'ın Mardin'deki cezaevlerine getirilmesi derhal yargılamanın durdurulması ya da beraat ettirilmesi talepleri karşılanmadı.
Duruşmada savunma yapan Demirtaş, ağır koşullarda savunma hazırlamak zorunda kaldığını belirtti, "Bir kısım avukatlarım duruşma salonunda, bir kısmı yanımda. Duruşma salonunda olan avukatlarımla iletişim kuramıyorum" dedi.
İddianamede geçen konuşmanın hiçbir yerinde Cumhuriyet'i ve TBMM'yi eleştiren bir bölüm olmadığına dikkat çeken Demirtaş, "Konuşmam Ahmet Davutoğlu hükümetine eleştiri ve çağrı niteliğindedir" diye konuştu.
Cumhuriyet tarihinde ilk kez geçici bir madde ile HDP'li vekillerin dokunulmazlığının kaldırıldığını belirten Demirtaş, "Parlamentoda şu anda görev yapan milletvekili ile benim aramda hiç bir fark yoktur. Soruşturma ve kovuşturma makamları kendi yargılama hakkını korumaya çalışırken yasamanın bir temsilcisi olarak benim de yasama hakkımı korumam gerekir. Bir yargı merci kararıyla yasama dokunulmazlığı olan benim yasama yetkimi zorla elimden alınmıştır" diye konuştu.
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, yargılama konusu yapılan yazının Cizre'deki katliamla ilgili olduğunu hatırlattı, şunları söyledi: "Arkadaşlarımız Cizre'ye ilişkin Sağlık Bakanı ve Başbakanlık ile görüşmeler yaptı. Bodrum'da mahsur kalanlara ambulans göndertmek için İçişleri Bakanlığı ile görüşüldü. Ambulanslar gittikçe, ambulanslara ateş açılıyordu. Bodrumda mağdur kalan sivillerden Mehmet Yavuzel ile hem vekiller, hem bakanlık ile telekonferans şeklinde görüşülüyordu. Yavuzel görüşmede 'Ambulans sokağa geldikçe ateş açılıyor, çıkmamıza izin verilmiyor' diyordu. Dönemin İçişleri Bakanı, arkadaşlarımıza 'Denetimsiz ve emirleri dinlemeyen kendi başına hareket eden bir kısım kolluk var' demişti. Mardin'de yaptığım çağrı, oradaki sivillerin kurtarılmasına yönelikti."
Cizre, Nusaybin ve diğer kentlerdeki sivil ölümler ile darbeye zemin hazırlandığını söyleyen Demirtaş, "Hükümet bizi dinleseydi darbeye zemin hazırlanan Cizre, Şırnak ve Nusaybin olmazdı" diye konuştu.
Cizre, Nusaybin ve Şırnak'ta yaşananların hukuki ve vicdani sorumluluğunun hükümette olduğunun altını çizen Demirtaş, şunları söyledi: "Darbecilere Cizre, Şırnak, Nusaybin'de yaşanılanlara ilişkin tek bir soru sorulmamıştır. O dönemde bakanlıklarla görüşen milletvekili arkadaşlarımın tanık olarak dinlenmesinde fayda görüyorum. O dönemde Şırnak, Cizre hattında görev yapan kaymakam, vali, komutanlardan kaçının darbe girişimine karıştıkları ve kaçının 'FETÖ'ye üye olmakla' suçlandıklarının bakanlıktan sorularak dosyaya konulmasını istiyorum."
Demirtaş'ın savunmasının ardından avukatlar dosyaya ilişkin taleplerini sundu.
Duruşma devam ediyor.
