Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün (RSF) hazırladığı ‘Basın Özgürlüğünün Düşmanları‘ listesinde, Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, DAİŞ çeteleriyle birlikte yer aldı.
Agresif diktatör
RSF güncellediği listede Erdoğan hakkında şu değerlendirmeyi yaptı:
“Saldırı tekniği: Göstermelik demokrasi altında agresif bir diktatörlük. Erdoğan medyayı sevmiyor, bunun yerine medyanın uysal ve itaatkar olmasını, onu övmesini istiyor. ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ yasası ve belirsiz, her türlü suistimale imkan veren Terörle Mücadele Yasarı ile kendisini eleştirenleri soruşturuyor. Çeşitli siyasi ve ekonomik araç ile neredeyse tüm büyük medya gruplarını ve özellikle televizyon kanallarını kontrol ediyor. Başarısız darbe girişiminin ardından, Temmuz 2016’da ilan edilen OHAL ile sayısız gazeteciyi gözaltına aldı. Yüzden fazla gazete, dergi, televizyon kanalı ve radyoyu kapattı.
Bilanço: Darbe girişiminin tarihi olan 15 Temmuz 2016’dan beri Kanun Hükmünde Kararnamelerle 124 medya kuruluşu saf dışı edildi, 200 gazeteci gözaltına alındı, 124’ü hala hapishanelerde, birçok gazeteci ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. 2015’te Türkiye’nin basın özgürlüğü raporu oldukça tatsızken en az 19 gazeteci ve iki karikatürist ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ten suçlu bulundu.”
Listede Erdoğan’ın ‘favori hedefler’ olarak “Kürt hareketi yanlısı medya, Gülen yanlısı medya, solcu, laik ve milliyetçi medya” şeklinde sıralandı.
Kara tablo
Öte yandan RSF Almanya Temsilcisi Christian Mihr, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, Türk Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye’deki medya kuruluşlarının kapatılması ve gazetecilerin gözaltına alınmasından sorumlu olduğu için bu listeye dahil edildiğini söyledi.
Mihr, 7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP ve Erdoğan’ın aldığı başarısız sonuçların medyaya yönelik baskıların artmasında etkili olduğunu sözlerine ekledi.
Mihr, gözlemlerini “Geçen yıl Haziran ayında yapılan ve sonuçları Erdoğan’ın istediği gibi olmayan seçimlerin bu uygulamada bir dönüm noktası olduğunu düşünüyoruz. O dönemden beri baskı arttı” şeklinde aktardı.
Mihr, darbe girişiminin ardından bağımsız ve eleştirel medyaya yönelik baskının belirgin bir şekilde çoğaldığını da dile getirdi. Mihr, bu liste hazırlanırken 15 Temmuz öncesinde ve sonrasında yaşanan gelişmelerin dikkate alındığını aktardı.
‘Kürt medyasına sistematik baskı var’
Kapatma ve gazetecileri gözaltına almanın, Erdoğan’ın medya üzerindeki baskı için kullandığı en yaygın yöntem olduğunu vurgulayan Mihr, “Gülen hareketine yakın olan ve yakın olduğu öne sürülen, Kürtlere ait olan ve Kürt yanlısı olduğu iddia edilen medya kanalları sistematik bir şekilde kapatılıyor, bu gruplardan birine yakın olmakla suçlanan gazeteciler gözaltına alınıyor” dedi. Mihr, Cumhuriyet gazetesine yönelik operasyonu “Bağımsız gazeteciliğin kalan son kalesine yapılan bir saldırı” olarak değerlendirdi.
Listenin tarihçesi ve Kıvrıkoğlu hikayesi
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü ‘Basın Özgürlüğünün Düşmanları Listesi’ni 2001’den beri düzenliyor. 2002’deki listede Türk Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu da yer almıştı. 2002 Mayıs’ında Saint Lazare Garı’nda “Basın Özgürlüğü Düşmanları“ konulu bir sergi düzenlenip yere serilen dünya haritasında 38 ülkeden devlet başkanlarıyla birlikte Kıvrıkoğlu’nun da fotoğrafına yer verilmesi tepkiyle karşılanmıştı.
Olayın ardından Kıvrıkoğlu, RSF’ye dava açmıştı.
Paris 17. Asliye Hukuk Mahkemesi, “fotoğrafının izinsiz kullanıldığı” iddiasıyla açılan davayı reddetmiş, Kıvrıkoğlu’nu 2000 Euro tazminat ve mahkeme masraflarını ödemeye mahkum etmişti.
‘BM özel temsilci görevlendirsin’
Liste daha sonra 2013 yılında güncellenmişti. Örgüt, bu güncellemeye ek olarak, 2 Kasım gününü de
‘Gazetecilere Karşı İşlenen Suçların Cezasız Kalmasının Önlenmesi Günü’nde ilan etti. Örgüt ayrıca BM’den gazetecilere yönelik suçların engellenmesi için özel bir temsilci görevlendirmesini talep etti. RSF bu amaçla da bir kampanya başlattı.
Listede yer alanlar
RSF’nin yayımladığı ‘Basın Özgürlüğünün Düşmanları Listesi’nde Erdoğan ile birlikte toplam 35 devlet ve hükümet başkanı, siyasi grup ve organize suç çetesi yer alıyor. Gazeteci düşmanları ‘Basın Özgürlüğü Avcısı’ olarak nitelendiriliyor.
Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev, Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Küba Devlet Başkanı Raul Castro gibi isimlerin yanı sıra Somalili radikal dinci Eş Şebab, Taliban gibi örgütler daha önceki yıllarda da bu listeye dahil edilmişti. Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz, Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah El Sisi, Yemen’deki Husi savaşçıları, DAİŞ ise listede yerini alan yeni çevreler.
Türkiye’nin basın ve ifade konusundaki kırık notu sadece bu liste değil. Türkiye RSF’nin Dünya Basın Özgürlüğü İndeksi’nde de 180 ülke arasından 151. sırada ‘Özgür Değil‘ kategorisinde yer almıştı.
Politika