HPG, Türk devletinin Cizre’deki polis merkezini vurdu. Fedai timi tarafından gerçekleştirilen eylemde; Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü yerle bir oldu, yüzlerce polisin, çevik kuvvetin bulunduğu alandaki patlamada binalar yıkıldı, zırhlı araçlar, polis araçları kül oldu. Valilik “11 polis öldü, 75 polis yaralandı” derken, Sağlık Bakanı sayı vermekten çekindi.
Şırnak’ın Cizre ilçesinde Konak Mahallesi’nde bulunan İlçe Emniyet Müdürlüğü ve Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü binalarının bulunduğu noktada, dün sabah saat 06.45 sıralarında bomba yüklü araçla saldırı düzenlendi. Aracın Cizre İlçe Emniyet Müdürlüğü binasına yaklaşık 50 metre uzaklıktaki polis kontrol noktasında patlatıldığı belirtiliyor. Kulakları sağır eden şiddetli patlamayla birlikte Cizre Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü binasının ön cephesi tamamen çökerken, binanın iskeleti kaldı. Yıkılan yerin yan tarafından polislerin kaldığı bölümler de yıkıldı, alevler malzeme deposuna da sıçradı. Polis araçları, zırhlı araçlar kül oldu.
Saldırının şiddetiyle Nur, Cudi, Konak, Dicle ve birçok yerde ev ve işyerlerinin camları kırıldı.
İlçeye giriş ve çıkışlar yasaklanırken, olay yerine takviye polis ekipler, TOMA’lar ve itfaiye araçları sevk edildi. Yangına itfaiye ile birlikte TOMA’lar da su sıkarak müdahale etti.
Bomba yüklü kamyonla
Şırnak Valiliği tarafından yapılan açıklamada, Konak Mahallesi Cizre-Şırnak karayolu üzerindeki Cizre İlçe Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Grup Amirliği’ne yaklaşık 50 metre uzaklıktaki polis kontrol noktasına PKK’lilerce bomba yüklü kamyonla eylem yapıldığı belirtildi.
Valilik: 11 polis öldü, 78 yaralı
Valilik, 11 polisin öldüğünü, 3’ü sivil 75’i polis 78 yaralı olduğunu açıkladı. Valilik açıklamasında yaralılardan 4’ünün durumunun ağır olduğu ifade edildi.
Saldırıda bazıları enkaz altından çıkarılan yaralı polisler ambulanslarla Cizre ve çevredeki yerleşim merkezlerinde bulunan hastanelere sevk edildi. Yerel kaynaklar ise ölü sayısının açıklananın çok üstünde olduğunu belirtiyor. Edinilen bilgilere 4 paket şeklinde en az 40 ceset torbası götürüldü.
Bakan sayı veremedi
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, 4’ü ağır 70’in üzerinde yaralı olduğunu belirtirken, “Son bilgiler elimize ulaşmadı, sayı veremem. Umut ediyorum şehit sayımız artmaz” dedi.
Patlamaya 12 ambulans ve UMKE, 2 helikopterle müdahale edildiğini, uçak ambulansın hazır bekletildiğini söyleyen Akdağ, “Şırnak’taki hastanelerimizin sağlık personeli acil göreve çağrılmış ve hastaneye intikal ettirilmişlerdir. Çevre illerdeki hastanelerimiz de teyakkuza geçirilmiştir” diye konuştu.
Yayın yasağı getirildi
Daha önceki birçok eylemde olduğu gibi Cizre’de de kayıplarını gizleme yoluna giden devlet RTÜK eliyle yayın yasağı getirdi. Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Başbakanlık talimatıyla Cizre’deki patlamayla ilgili geçici yayın yasağı getirildiğini duyurdu.
‘Topyekün savaş açtık’
Türk Başbakanı Binali Yıldırım, Cizre’deki eyleme ilişkin yaptığı açıklamada, “Hiçbir terör örgütü, Türkiye Cumhuriyetini esir alamaz. Terör örgütlerinin tümüne topyekün savaş açtık. Kurtuluş Savaşı’nda Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ‘Ya istiklal ya ölüm’” dedi.
Türk Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan ise yazılı bir açıklama yayınladı. “Cizre, bölücü örgütün açtığı çukurlara gömüldüğü, ilçe halkının devletiyle bütünleştiği, kucaklaştığı bir gazi ilçemizdir. Cizre halkından yüz bulamayan terör örgütü, bu tür saldırılarla varlık göstermeye çalışmaktadır” iddiasında bulunan Erdoğan, “Bu saldırı, ülke ve millet olarak kararlılığımızı daha da artırmaktadır” dedi.
ŞIRNAK
HPG fedai timi vurdu
HPG, Cizre’de polis merkezine yönelik eylemi üstlendi. HPG Basın ve İrtibat Merkezi tarafından yapılan açıklamada, “Önder Apo üzerindeki ağırlaştırılarak süren tecrit ve Önderliğimizden hiçbir haber alınmamasına karşı fedai bir timimiz tarafından Cizre’de onlarca polisin öldüğü kapsamlı bir eylem gerçekleştirilmiştir” dedi. HPG, eylem hakkındaki detaylı bilgilerin bugün açıklanacağını duyurdu.
Ne kadar polis vardı?
Türk devleti Cizre’de kayıplarını gizliyor. Yerel kaynaklardan edinilen bilgilere göre eylemin yapıldığı yer Türk polisinin kalbi. Eylemin gerçekleştiği yerle ilgili bilgiler, ölü ve yaralı sayısının açıklanandan kat be kat fazla olduğunu ortaya koyuyor:
* Patlamanın yaşandığı belirtilen arama noktasında her zaman 20’den fazla polis bekler,
* Geriye sadece iskeleti kalan Çevik kuvvet binasında her zaman 100’e yakın polis bekler,
* Polis, sabaha karşı operasyon için tetikte olurlar,
* Çevik kuvvetin bahçesinde onlarca zırhlı araç ve polis otobüsü bekler. Bu otobüs ve zırhlı araçlar da kül olmuş.
* Çevik kuvvet binasının yanında polislerin ikamet ettiği bina var. Burada da yüzlerce polis bulunur. Patlamada zarar gördü.
* Hemen karşısında Emniyet Müdürlüğü ve lojmanlar var, onlar da zarar gördü. Orada da yüzlerce polis var.
* Hemen aşağısında MİT binası bulunuyor.
BU VAHŞET UNUTULMAZ!
14 Aralık 2015 tarihinde başlayan 2 Mart’ta sona eren Cizre ablukası, insanlık tarihinde kara bir leke olarak anılacak vahşi bir katliama dönüştü. Acımasız ve vahşi bir nefret duygusuyla hareket eden devlet güçleri intikam alırcasına Cizre’de terör estirdi. 79 gün boyunca devam eden sokağa çıkma yasağı boyunca 177 kişi vahşet bodrumlarında olmak üzere 251 insan acımasızca katledildi. Bu kişilerden 1’i bebek olmak üzere 41’i çocuk, 22’si kadındı.
Vahşet bodrumunda yakılarak katledilenler arasında işkence edilerek vücut bütünlüğü bozulanlar da vardı. Aileler, çocuklarının, yakınlarının cenazelerini bulabilmek için kent kent dolaştı. Tanınmayacak haldeki cenazelerden hala 54’ü farklı illerdeki kimsesizler mezarlığında bulunuyor.
Abluka boyunca kent herhangi bir hedef gözetilmeksizin günlerce vuruldu, 100 bini aşkın kişi ilçeyi terk etmek zorunda kaldı. İlçenin yüzde 70’nin oluşturan 4 mahalle ve kısmen diğer mahalleler tank ve top mermileriyle dövüldü. İlçede bin 200’ü ağır 10 bin ev hasar gördü, evlerdeki bütün eşyalar kurşunlandı, kullanılamaz hale getirildi.
Cizre’de, JÖH ve PÖH’lerin yakıp yıktıkları evlere Türk bayrağı astı, duvarlara cinsiyetçi, aşağılayıcı ve rencide edici yazılamalar yaptı, bilinçli ve sistematik bir ırkçılık uyguladı.
Cizre’de daha öncede farklı tarihlerde toplam 4 kez sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş, ilkinde 23 kişi katledilmişti.
BİZİMLE GURUR DUYUN
Vahşet bodrumunda katledilenler arasında yer alan Cizîr Halk Meclisi Eşbaşkanı Mehmet Tunç, 7 Şubat günü yani şehit düşmeden iki gün önce şunları söylemişti:
* Biz AKP hükümeti ve faşizmine Cizîr halkı olarak diz çökmeyeceğiz.
* Teslim olmayacağız. İlk günkü gibi direnişimiz devam ediyor.
* Kürt halkına sesleniyorum: Bu bir mücadeledir. Özgürlük mücadelesi, uzun soluklu bir mücadeledir. Sadece Cizîr’in düşüşü ya da 100 kişinin katledilmesiyle bu hareketin bitmeyeceğini herkes bilmelidir.
* Cizîr halkı var gücüyle bedenini tanka, topa, lav silahına, roketatarlara siper etti. Mücadeleye devam eden arkadaşlara buradan selam ediyoruz.
* Cizîr halkı, 60 gündür soğuğa, açlığa, susuzluğa rağmen diz çökmedi. İnsanlarımızın bizimle gurur duyması lazım.
Bayık: Fedaileri zor durduruyoruz
Gazetemiz yazarlarından KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, geçen perşembe kaleme aldığı yazısında, tek gündemlerinin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın güvenliği ve sağlığı olduğunu belirterek, tecridin savaş nedeni olduğunu vurgulamıştı. Tecride karşı fedai eylem talebinin arttığına dikkat çeken Bayık’ın yazısından bir bölüm:
* Eskiden beri Kürt Özgürlük Hareketi içinde Önderlikleri söz konusu olduğunda binlerce fedai eylem önerisi gelir. Bu defa da her gün fedai eylem önerisi yapıldığı gibi, bazıları biz artık örgütü dinlemeyiz noktasına gelmiştir. Şimdi birçok Kürt genci ve kadınının durumu budur.
* Kendilerini Önderliklerine feda etmek istemektedirler. Zaten 1999 yılında Kürt Halk Önderine yönelik komplo gerçekleştiğinde 13 yaşındaki bir Kürt kızından 65 yaşındaki yaşlı bir anaya kadar herkes bu Önderlik için fedai eylemine girişmişti. Daha doğrusu Önderlik söz konusu olduğunda Kürt gençleri ve kadınları kimseyi dinlememektedir…
* Önderleri üzerinde olumsuz bir uygulama Kürtler ve Kürt Özgürlük Hareketi için bir savaş nedeni olduğu gibi, bir savaş varsa bu savaşı katbekat yükseltme gerekçesidir.
* Türk devleti bu gerçeği bildiğine göre, gösterdiği tutumla yürüttüğü savaş politikasını bırakmayacağını ortaya koyaktadır. Kürt Özgürlük Hareketi de bu teslimiyet saldırılarına boyun eğmeyeceğine göre uzun vadeli bir savaş durumunun ortaya çıkacağı açıktır. Zaten şu anda izlenen politika da budur.
Politika