Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / Minbic operasyonu / Av. Aysel Öztürk yazdı

Minbic operasyonu / Av. Aysel Öztürk yazdı

23 Ağustos 2016, 16:51

''Putin’inin Erdoğan ve Esad’ın arasında köprü olması bekleniyor, lakin Putin antiemperalist devletleri, güçleri destekler (Suriye, Libya, İran, Filistin, Kürt özgürlük savaşçılarını vb.). Bu nedenle Esad’ın iktidarda kalmasını ister. Erdoğan ise Esad’ı devirip Suriye üzerinde söz sahibi olmayı hedeflemekte.''

İki ay önce başlatılan Minbic operasyonu yada (Komutan Faysal Ebû Leyla’nın şehit düşmesi ile) Ebû Leyla operasyonu diye adlandırılan operasyon Suriye’nin kuzeyindeki El-Şehba Bölgesine bağlı olan Minbic kenti IŞİD’den geriye alıp, halkı kurtarmak ile başarıyla tamamlandı. Nerdeyse İki yıldır IŞİD’in kontrolünde bulunan Minbic, IŞİD’in güçlü kalelerinden biri idi. Rakka’dan Türkiye sınırına ve Halep’teki bölgelere giden yollar Minbic’den geçiyor ve IŞİD bu alanda Cerablus-Minbic-Rakka hattını lojistik için kullanıyordu. Özellikle Kuzey sınırından terör gurupları bu yol üzeri Türkiye’ye kaçıyorlardı. Bu zafer ile tüm bu yollar kesildi.

IŞİD’in Suriye’de hakimiyetini koruması El-Şehba Bölgesinin hakimiyetine bağlıdır. El-Şehba Bölgesi Fırat’ın batısından başlayarak Lêlon Dağı’na kadardır ve Minbic, Cerablûs, Bab, Ezaz, Til Arveda ve Sifîrê ile Seman’ı kapsıyor. Bu bölge çok kültürlü bir yerdir. Orada Kürt, Arap, Çerkes, Türkmen, Ermeni, Çeçen vb. halklara birlikte yaşamakta.

Yeraltı ve yerüstü kaynakları bakımından da zengin bir bölgedir. Özellikle su kaynakları boldur. Bölge petrol ve madenler bakımından da zengindir.

Hatırlarsanız YPG’nin ve YPJ`nın Kobani’den Afrin’e açmak istediği koridorun önünde Minbic’in IŞİD’in elinde olması her daim engeldi. Minbiç’in ele geçmesi ile uzun zamandır hedefledikleri koridor tamamlanacak ve bunu artık ne Türkiye nede başka bir güç engelleyemez.

Minbic’in düşmesi domino etkisi yaparak yakın köylerininde denetimine girmesinin kolay olması bekleniyor ve şimdiden şehirin batısında olan Medna El-Sexîr, Usecilî, Arima ve Osajli köyleri denetim altına alınmıştır. El Şehba’nın denetiminin IŞİD’den alınması da yakındır.

IŞİD’liler şuan Halep’in kuzey doğusunda olan Bab el Hawar şehrine geri çekildiler. Orada yüzlerce Kürt halen zındanlarda ve sivil halk katlediliyor. Bab el Hawar Suriye ve Türkiye’nin sınır kapısıdır ve Türkiye ile son bağlantı yoludur. Bu yol üzerinden sürekli petrol, gaz ve silah kaçakçılığı yapılmıştır. Bu nedenle IŞİD tedbirlerini şimididen almıştır.

YPG/YPJ’nin şimdi ki hamlesi tabii ki Bab el Hawar ve 14.08.2016 tarihinde Bab Askeri meclisi ilan edilmiştir. Musul’da kurtarma operasyonu başlatılmışken Bab Operasyonu ile IŞİD’i Suriye’den bir bütün olarak temizlemek stratejik anlamda çok önemlidir. Bab’ın kuzeyindeki Qabasin’den Bab’ın güneyindeki Tedef’den IŞİD sökülürse Mare ve Til Rifat alanından kantonların buluşması artık önlenemez. Bu alan ele geçirilirse Rakka’ya giden iki yoldan biri kesilmiş olacaktır.

Tabii ki bu gelişmeler karşısında Erdoğan ve Türkiye Suriye politikasını 180 derece değiştirmeside beklenen sonuçdu. IŞiD Suriye ve özellikle Suriye’deki petrol üzerinde hakimiyetini kayıp etmesiyle Erdoğan’ın IŞİD’i desteklemesi ile fazla bir çıkar sağlamaz. Suriye’deki etkisini kayıp etmemek için yeni ittifak armaya başlamıştı bile. Bu saatden sonra Erdoğan ile Esad’ın tekrar ittifakı da zor göründüğüne göre, ki Esad Oslo görüşmelerinden sonra da Erdoğan’a olan tutumunu değiştirmedi. Geriye Erdoğan için bir partner kalıyor. Buda kuşkusuz Rusya ve Putin’dir.

Hatırlarsanız Türk Hava Kuvvetleri’nin 24 Kasım 2015’te Türkiye sınırını ihlal ettiği gerekçesiyle bir Rus uçağını düşürmesinin ardından Türkiye-Rusya ilişkileri bozulmuştu. Rusya bunun üzerine Türkiye’ye 1 Ocak 2016’dan ittibaren sebze ve meyve satış ambargosunu uygulayıp Türk Akım Projesi’ni askıya almıştı ve Türkiye’ye yönelik turizm yasaklanmıştı. Bununla Rusya Türkiye’yi ekonomik anlamda ciddi bir zarara uğratmıştır. Yeni ittifak partnerini seçen Erdoğan İlişkileri düzeltebilmek için 27 Haziran 2016’da Putin’e özür mektubu yazıp yollamak ile işe başlamıştı. Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından da Erdoğan Saint Petersburg’da Putin’i ziyaret etmişti. Putin özürü kabul edip Erdoğan’ın karşısında eğilmesinden hoşnut olup yasaklamaları kaldırmıştı. Şuan Türk Akım Projesi ve Suriye krizi konusunda tartışmalar devam ediyor. Türk Akım Projesi tartışmaların gidişatı kamu ile paylaşılırken, Suriye tartışmalarının gidişatı sorulduğunda ketum davranıyorlar.Erdoğan "Şu ana kadar yapmış olduğumuz görüşmede bu konuyu henüz ele almadık. Basın toplantısından sonra beraberce bir araya gelip konuyu değerlendireceğiz" derken Putin, Suriye konusunu tartışdıklarını ve “uzlaşmasının mümkün olduğunu" söylemişti. Bu suskunluğun arkasında elbette halen Suriye meselesinde uzlaşım noktasına varılmadığını gösterir. Putin’inin Erdoğan ve Esad’ın arasında köprü olması bekleniyor, lakin Putin antiemperalist devletleri, güçleri destekler (Suriye, Libya, İran, Filistin, Kürt özgürlük savaşçılarını vb.). Bu nedenle Esad’ın iktidarda kalmasını ister. Erdoğan ise Esad’ı devirip Suriye üzerinde söz sahibi olmayı hedeflemekte.

Putin’in bu konuda Erdoğan’a köprü olma ihtimali çok zayiftır. Erdoğan-Putin görüşmeleri ve sonuçları ne olur bilmeyiz, hep birlikte ve bekleyip göreceğiz...

Bu haber 1094 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Dersim İnşa Kongresi (DİK) dahil Avrupa'daki 8 sivil toplum kurumları, ..