Tasarı ile Cemevleri’nin cami karşılığı bir ibadethane olmadığı kabul edilerek Kültür evi statüsünde olması karara bağlandı” iddiasında bulundu.
Gazeteci-Yazar Çalmuk Hürses gazetesindeki köşesinde ilginç kulis bilgileri paylaştı.
ÖZERK DİYANET TARTIŞMASI
Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr. Mehmet Görmez’in bir süredir Türkiye’nin Başkanlık sistemine geçmesi halinde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın rolü üzerinde çalışmalar yaptığını hatırlatan Çalmuk, “Cumhurbaşkanının baş danışmanları kendisiyle görüşmüş, önerilerini almıştı. Başkan’ın öngörüsünde etkin, mali/idari özerk bir Diyanet İşleri Başkanlığı vardı” dedi.
Yeni Başkanlık Sistemi ile Diyanet’in, vakıfların yönetimini yeniden kendisinde olmasını istediğini anlatan Çalmuk, Köşeyazısında “Bu önemli bir mali imkanın oluşması demek. İşin önemli tarafı, Din Eğitimi ve Öğretimi de yeni dönemde Diyanet İşleri Başkanlığında olacak. Milli Mücadelede Diyanet İşleri Başkanlığı nasıl Genelkurmay Başkanlığı ile aynı statüde ise Başkanlık sisteminde de aynı statüde olması diğer önemli bir başlık” dedi.
Gazeteci-Yazar Fehmi Çalmuk, Cumhurbaşkanlığı’nın konuştuğu bazı Başdanışmanlarının ise bu tekliflere şiddetle karşı gelerek “Türkiye Taliban gibi olur” endişelerini ortaya koyduklarını anlattı.
“ALEVİ DEDELERİ, DİYANET YERİNE BAŞBAKANLIĞA BAĞLI OLACAKLAR”
Çalmuk’un köşeyazısından bazı bölümler şöyle:
“-Anadolu Bektaşiliği/Aleviliği Ehli Sünnet’in merkezindedir. Bunun en belirgin adımı ise son Alevi Çalıştayı’nda atıldı. Artık son noktaya gelindi. Hükümetin bu konuda hazırladığı tasarı da hazır.
-Aleviler Diyanet İşleri Başkanlığı’na değil Başbakanlığa bağlı bir Genel Müdürlüğe bağlı olacak.
-Tasarı ile Cemevleri’nin cami karşılığı bir ibadethane olmadığı kabul edilerek Kültür evi statüsünde olması karara bağlandı. Alevi Dedelerinin özellikle 15 Temmuz sonrası Devletin yanında oldukları vurgusu ise dikkat çeken önemli bir husus. 28 Şubat öncesi ve sonrası Kemalizm’in yeni din anlayışı olarak ortaya konulması ve Alevilerin bu anlayışın öncüsü yapılması gibi bir tezgahın bozulmasından en başta ‘Derin millet/devlet aklının’ memnun kaldığını da belirteyim.
-Mustafa Kemal’in Milli Mücadele ve sonrasında ilginç bir Ehli Sünnet müdafaası yaptığını da belirtmeden geçemeyeceğim. Tekke ve Zaviyelerin kapatılmasına karşın Güroymak, Tillo Aydınlar Medreselerinin neden inadına açık bırakıldığının araştırılması gerekir. Anadolu’ ya Şia’nın yayılmaması için bu medreselerin nasıl bir ‘Savunma hattı yoktur, savunma sathı vardır. O satıh bütün vatandır’ felsefesine sahip olduğunu görülmesi gerekir.”
ERBAKAN DEMİREL’İ TRT YARIŞMASINA BENZETTİ
Köşeyazısında yer alan bir ilginç anektod ise Erbakan’ın Demirel hakkında geçmişte yaptığı bir değerlendirme. Demirel ile görüştüğü gün merhum Başbakan Erbakan’ın özel kalem müdürü beni arayarak akşam namazında Hamidiye Camii’nde olmasını istediğini anlatan Çalmuk şöyle devam etti:
“Namaz bitti. Başbakan Erbakan beni makam arabasına davet etti. Şoförü de ayrılınca Başbakan merakla sordu: Çankaya’da Cumhurbaşkanı ile ne konuştunuz?
Teker teker görüşmeyi anlattım. Raporu, takdim ettiği afişleri gösterdim. Çok hoşuna gitti. Güldü ve şöyle konuştu:
‘İlk önce sizin bu ziyarette bulunmanız, rapor vermeniz, afişlerinizi takdim etmeniz çok isabetli bir hareket olmuştur. Tebrik ederim. Biz mücadelemizi demokratik yoldan yapacağız. Ancak dikkat etmen lazım. Bu Demirel’i en iyi ben bilirim. Kırk yıldır tanırım. Eskiden TRT bir yarışma vardı. Yarışmacılar kare şeklindeki alanda yürüyor, yeşil yanarsa devam ediyor, kırmızı yanarsa eleniyorlardı. Merhum Turgut Bey (Özal) İmani konularda hep yeşile basmaya dikkat etmiştir. Ancak Süleyman Bey inadına hep kırmızıya basar.’ ”
Odatv.com