Birçok Alman siyasetçi, Türkiye’nin çete gruplarıyla olan ilişkilerinin yanı sıra DAİŞ’e verdiği desteğin de açıklanmasını istiyor.
Alman birinci kanalı ARD’de yayınlanan Hauptstadtstudio adlı programda, Sol Parti (Die Linke) Milletvekili Sevim Dağdelen tarafından verilen bir soru önergesine Angela Merkel hükümetinin verdiği cevaba yer verilmişti. ‘Gizli’ ibaresiyle yanıtlanan soru önergesinde, Erdoğan ve AKP’nin Hamas ve Müslüman Kardeşler gibi açıktan desteklediği örgütlerin yanı sıra Suriye’deki radikal İslamcı silahlı çetelere verdiği desteğin de Alman hükümetince yakından bilindiği anlaşılmıştı.
Hükümet adına İçişleri Bakanlığı’nın verdiği cevapta, ‘Türkiye’nin radikal İslamcı gruplar için eylem platformu’ haline dönüştüğüne dikkat çekilmişti.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI ‘YANLIŞLIKLA’ DIŞİŞLERİNE SORMAMIŞ
ARD programında dikkat çeken bir diğer nokta ise, Die Linke Milletvekili Dağdelen’e verilen cevabın Dışişleri Bakanlığı yerine İçişleri Bakanlığı tarafından verimiş olması idi. Konunun medyada işlenmesi ardından Angela Merkel’in partisi CDU üyesi İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere adına yapılan açıklamada, soru önergesinin ‘yanlışlıkla’ Dışişleri’ne sorulmadan cevaplandığı savunuldu.
Ancak bakanlığın Türkiye’yle ilgili ‘çetelerle işbirliği’ yönündeki değerlendirmenin yer aldığı cevap metninin içeriğine dair herhangi bir beyanda bulunmaması dikkat çekti. Bu da, Türkiye’nin çetelerle olan ilişkilerinin Alman istihbarat kaynaklarınca da tespitli olduğunu gösteriyor.
SCHAUBLE’NİN TEK DERDİ ‘ÇIKARLAR VE SORUMLULUKLAR’
Türkiye’ye ilişkin haberlerin ardından Alman hükümetinden bir başka bakanın yaptığı açıklama ise, ‘çıkarların’ açıkça tek belirleyici kriter olduğunu gösteriyor.
CDU’lu Maliye Bakanı Wolfgang Schäuble, kendisinin de Erdoğan’ın politikalarını beğenmediğini söylerken, buna rağmen AKP ile işbirliğinden yana olduğunu yineledi. Erdoğan ve AKP’yle işbirliğini zorunlu gibi gösteren Schäuble, bunun ‘çıkarların ve sorumluluklarının’ gereği olduğunu savundu.
Schäuble’nin AKP’yle işbirliğine yönelik “bu herkesin hoşuna gitse de gitmese de komşularımızla iyi geçinmemiz lazım” sözlerini sarfetti.
YEŞİLLER: TÜRKİYE’NİN ÇETELERE YARDIMI ALMANYA’NIN AÇIKLADIĞINDAN DA FAZLA
Konuya ilişkin Handelsblatt gazetesine konuşan Yeşiller Partisi’nin önde gelen isimlerinden Jürgen Trittin, Türkiye’nin Ortadoğu’daki çete örgütlere yönelik lojistik desteğinin çok önceden bilindiğini söyledi. Alman hükümetinin yaptığı tespitin eksik olduğunu vurgulayan Trittin, Türkiye’nin DAİŞ ve El Nusra çetelerine yaptığı yardımların da bu değerlendirmeye alınması gerektiğinin altını çizdi.
Yeşiller Milletvekili, Alman hükümetinin konuyu artık açıkça gündemine alması gerektiğini söylerken, Türkiye’nin Müslüman Kardeşler veya Hamas’a olan desteğinin zaten bilindiğini kaydetti. Trittin, Türkiye’nin Müslüman Kardeşler’e yakın gruplara verdiği destekle Libya’daki iç savaşın bitmesinin önünde engel olduğunu da sözlerine ekledi.
FDP: HÜKÜMET NEYİ BİLİYORSA AÇIKLAMALI
Liberal Demokrat Parti (FDP) Başkanı Christian Lindner ise, Başbakan Angela Merkel ve hükümetin Türkiye’nin çetelere verdiği desteğe dair elindeki bilgileri açıkça paylaşmasını istedi. Lindner, NATO üyesi olan ve Alman askerlerinin bulunduğu bir ülkenin ‘radikal İslamcı terör gruplarına’ destek vermesi halinde, bunun açıkça Almanya Meclisi ve kamuoyunca da bilinmesi gerektiğinin altını çizdi.
FDP lideri, Türkiye’nin ‘İslamcı gruplar için eylem platformu’ olarak değerlendirilmesine rağmen Başbakan Angela Merkel’in Erdoğan’ın ülkesindeki tasfiye operasyonlarına yönelik ‘ılımlı’ yorumlarını eleştirdi.
Christian Lindner, Türkiye’nin AB ile olan müzakerelerine gönderme yaparken, “aynı anda arkamızdan Avrupa değerlerini yok etmek isteyen güçleri destekleyen bir devletle daha fazla görüşülemez” diye konuştu.
İktidar partisi CDU’nun dış politika uzmanlarından Roderich Kiesewetter ise, sadece ‘mevcut şartlarda Türkiye ile vize serbestisine ilişkin müzakerelerin sürdürülemeyeceğini’ söylemekle yetindi. Kiesewetter, buna rağmen Türkiye’ye ‘etki edilebilmesi için’ diyaloğun korunması gerektiğini savundu.