Özgür Gündem gazetesi hakkında dün İstanbul 8. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından kapatılma kararı verilmişti. Ardından polis gazetenin İstanbul’daki merkezine basarak çalışanlarını tartaklamış, bina ise Beyoğlu belediyesi tarafından mühürlenmişti.
Gazetenin bugün (17 Ağustos) 4 sayfa olarak okurlarıyla buluşacağını duyurulmuştu.
Özgür Gündem gazetesi ‘BOYUN EĞMEYECEĞİZ’ manşeti ve dün çalışanlarına yönelik polis terörünün fotoğraflarıyla çıktı.
EDİTÖR'DEN YAZISI
Editör yazısında şu ifadelere yer verildi:
15 Temmuz Cuma akşamı darbeci askerlerin bazı televizyonlara yaptığı baskını aşan sivil bir darbe girişimi ile dün gazetemizin merkez bürosu basıldı, çalışanlarımız darp edildi ve gözaltına alındı, bütün materyallerimiz talan edildi. Özgür Gündem olarak 27 yıllık geçmişimizle bu tür uygulamalara çok tanık olduk, çok darbe yaşadık. Devletin uzantısı illegal örgütlerin baskıları ile çok karşılaştık. Gazete merkezimizin bürolarının bombalandığı, çalışanlarımızın katledildiği günlerden geçtik. Tüm bu badireleri ağır bedellerle atlattık. Gazete olarak sivil darbeci AKP iktidarının baskısı ile ikinci kez karşı karşıyayız. Kürt halkına karşı topyekûn savaş başlatan AKP iktidarı 21 Aralık 2011 tarihinde de bir gece yarısı gazetemizi basarak Kürt basının 46 çalışanını gözaltına alıp, çoğunu hukuksuzca rehin tuttu. Ardından başlayan çözüm süreci ile üzerimizdeki baskılar 'o dönemin basın savcısı arşivleme süreci olarak tanımlamıştı' yumuşatılmışsa da bu arşivleme o dönem AKP sözcüsü Bülent Arınç'ın 'suç makinesi' açıklamasıyla yeniden tırmanışa geçti. Bu dönenim Kürt halkına karşı başlatılan çöktürme planının bir parçası olduğunun bilincindeyiz. Kürtlere karşı askeri şiddet, siyasal baskı ve ekonomik sömürünün kuralsızca sürdürüldüğü bugünlerde hakkımızda yüzlerce para ve idari ceza, soruşturma/dava açıldı. Eş genel yayın yönetmenlerimize hapis cezası verildi. Çalışanlarımız tutuklamalarla tehdit edildi. Bu zorlu süreci Türkiye'nin demokrasi güçlerinin vicdanlı kalemleri ve basın emekçileri ile birlikte başlatılan nöbetçi genel yayın yönetmeni kampanyası ile aştık. Gerek direniş geleneğimiz gerek bu büyük dayanışma sonucu AKP yol ve yöntem değiştirerek dün gazete binasını işgal etmek suretiyle baskımızı durdurabileceğini, sesimizi kesebileceğini sandı. Diktacı siyasal iktidara 22 Aralık 2011 tarihinde verdiğimiz Susturamayacaksınız cevabını bugün de dostlarımızın, yoldaşlarımızın ve Haber Nöbeti, Gazetecilik suç değil, gönüllü genel yayın yönetmenliği nöbeti ile sesimize ses katan basın emekçilerinin destekleri ile yeniden cevap veriyoruz. Sizin ağababalarınız işkencecilerin başaramadığı gibi sizler de bizi susturamayacaksınız. Olağanüstü geçtiğimiz bu günlerde çok fazla söze gerek duymadan dün bizimle birlikte olan basın ve ifade özgürlüğüne sahip çıkan, dayanışma ruhunu esirgemeyen tüm dost ve demokrasi güçlerine teşekkürü borç biliyoruz. Gazetemize yönelik bu saldırıyı püskürtmek için tüm dostlarımızı dayanışmaya, halkımızı gazetelerine ve özgür basına sahip çıkmaya çağırıyoruz.
28 Şubat'ta İslamcı medyanın sustuğu ama bizim 28 Şubat darbesi dediğimiz ve dün askeri darbe girişimine karşı dik duruşumuzu bugün de tereddütsüz ve amasız bir şekilde tekrarlıyoruz. AKP darbesine de karşı duracağız.
Susmadık, susturamayacaksınız"
ANF