Gazete, "Batı'nın, Türkiye'nin otokrasiye sürüklenme kaygılarına rağmen Erdoğan'dan vazgeçmesi için çok erken" yorumunu yaptı.
Yazının başında Batı'nın Türkiye ile ilişkilerinde son dönemde yaşanan sorunların 15 Temmuz darbe girişimi ardından derinleştiğini, Erdoğan'ın Rusya ziyaretinin böyle bir dönemde gerçekleştiğini ve Türkiye'nin NATO ve AB'deki müttefiklerinin kaygı içinde olduğu belirtiliyor.
Yazıda Batı'nın Türkiye'yle ilişkilerinde diplomatik bir ikilem içinde yer aldığı belirtiliyor özetle şu yorumlar aktarılıyor:
"Türkiye'nin NATO ve Avrupa'daki müttefikleri için kaygı duyacakları çok şey var. Darbeyi takip eden dönemdeki sıkı tedbirler (16 bin kişi tutuklandı, binlerce kişi kamu sektöründen temizlendi, medya organları kapatıldı ve Erdoğan idam cezasını geri getirme tehdidinde bulundu) Türkiye'nin uzatmalı AB üyelik arayışının canına okuyabilir.
"Amerikan karşıtı duygular ABD'nin, Türkiye'nin darbeden sorumlu tuttuğu din adamı Fethullah Gülen'i iade etmeyi reddetmesiyle ateşlendi.
"Putin liberal demokrasilerin eleştirisine maruz kalan güçlü bir ahbabını desteklemekten mutlu. Türkiye ve NATO'daki müttefiklerini birbirine düşürmek için her fırsatı da değerlendirecektir. Bu, Suriye'deki Batı siyaseti için acil riskler taşıyor.
"Ana kaygısı Suriye Kürtlerinin isteklerini sınırlandırmak olan Türkiye, IŞİD'e karşı mücadelede güvenilmez bir ortaktı ancak Suriye'de Beşar Esad'la savaşan isyancı grupları silahlandırmada çok önemli bir mecraydı. Türkiye şimdi, Moskova'nın, Esad'ın herhangi bir geçiş süreci sırasında iktidarda kalması gerektiğine dair pozisyonunu üstü kapalı bir biçimde kabul etmesi için baskı altında olacak.
'Batı Türkiye'ye taviz vermemeli ama sorunlarını kabul etmeli'
"Bu risklere rağmen Suriye'yle ilgili Rus-Türk görüşmelerinin olumlu etkileri olabilir. Bu ülkelerin dahli olmadan bir siyasi çözüm olamaz ve Halep'teki kuşatmanın sonlanması iki ülkenin de çıkarına. Kuşatma, Rusya'nın hava gücünün sınırlarını ortaya koyarken Türkiye'ye yeni bir mülteci akışına da yol açabilir.