SAİNT PETERSBURG - Birbirlerine 9 ayda en ağır hakaretleri eden iki liderden Vladimir Putin, NATO-ABD’ye karşı durabilmek, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da, Rojava ve Kürt kazanımlarına karşı ortak hareket etmek için görüştü. Erdoğan, uçak krizi ve darbe girişimi sonrası Rusya Lideri Putin ile ilk kez görüşerek, ambargonun tamamen kaldırılmasını istedi.
Türkiye ile Rusya arasında yaklaşık 9 ay aradan sonra en üst düzey görüşme gerçekleşti. Darbe girişiminin Ankara’da sarsıntı yarattığı, Rojava kantonlarının birleşmesi yönünde atılan adımların hızlandığı, Cenevre görüşmeleri hazırlıklarının yapıldığı, Halep’e yoğun bombardımanın olduğu bir dönemde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Rusya’yı ziyaret etti.
24 Kasım 2015’te Türkiye’nin Suriye-Hatay sınırında Rus uçağını düşürmesi sonrası Rusya hesap soracağını söyleyip ağır ifadeler kullanmıştı. “Arkadan hançerlendik” diyen Putin Erdoğan’a randevu vermiyordu. Özür dileme sonrası randevu vrildi. Darbe girişimi sonrası Erdoğan iyice zon duruma düşünce Putin ipine iyice sarıldı. Ve darbe girişimi sonrası ilk ziyaret Rusya’ya yapıldı. St. Petersburg’a uçan Erdoğan’ın yanında bakanlar ve darbeyi haber vermeyen MİT Müsteşarı Hakan Fidan da yer aldı.
Erdoğan’ın ajandasında, Rusya’yı ABD ve AB’ye karşı koz olarak kullanmak; Suriye ve Rojava’da Kürt kazanımlarını yok etmek vardı. Rusya’nın gıda ambargosu, turist yasağı, askıya alınan projeler, doğalgaz hatları, Nükleer santral projeleri, düşürülen Rus uçağından atlarken öldürülen pilot için tazminat konusu, vizesiz rejim, Suriye, Rojava ana gündem maddeleri oldu. Erdoğan ezikliğini daha görüşme başında gösterdi. Görüşmeye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu,
St. Petersburg’daki Putin ve Erdoğan, görüşmesi bir saatlik gecikmeyle başladı ve 1.5 saat sürdü. Görüşme öncesi görüntü ve fotoğraf çekimi olurken ikili ön konuşmalar yaptı.
Defalarca teşekkür etti
Putin, Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin Erdoğan’ı arayan ilk liderlerden olduğunu hatırlatıp “Her türlü darbe girişiminin karşısında olduğunu” söyledi. Uçak düşürme olayına dikkat çekerek “Önceki yıllarda ülkelerimizin ilişkileri benzeri görülmemiş olan bir seviyeye yükselmişti. Fakat sonucunda bir askerimizin öldüğü malum trajedinin ardından ilişkilerimiz çok düşük bir seviyeye geriledi” diyen Putin şöyle devam etti: “Şu an Türkiye’nin iç siyasi durumu son derece zorlu. Türkiye’nin bu zorlu günlerinde buraya gelerek ziyarette bulunmanız iyi niyetin ifadesidir.”
Erdoğan ise şunları söyledi: “Böyle bir hassas döneminde sizlerin bu randevuyu vermeniz hakkında çok teşekkür ediyorum... Türkiye-Rusya ilişkilerinin çok farklı olumlu bir sürecin içine girmiştir. Büyük hedefler belirlediğimiz bir süreçtir. Tabii o malum olaydan sonra onun süratle bir araya gelmemize vesile olması nedeniyle gerçekten teşekkür ediyorum... 15 Temmuz darbe girişiminin ertesinde sizlerin lider noktasında bizi arayışı hem tüm heyetimizi hem de halkımızı mutlu etmiştir... Ben tekrar çok teşekkür ediyorum.” Erdoğan “Bölgenin siyasi olarak bizlerden beklentileri var” ifadesini de kullandı. Ardından Rus ve Türk heyetler arasındaki görüşmeye geçildi.
Suriye görüşmesi
Putin ve Erdoğan bir süre sonra ortak basın toplantısı düzenledi. Putin, yaptırımları adım adım kaldıracakalarını söyledi. Putin şunları söyledi: “Yapıcı bir görüşme yaptık. Türkiye ve Rusya’nın önceliği, ilişkileri kriz öncesi seviyeye döndürmek. Türkiye’ye yönelik yaptırımları adım adım kaldıracağız. Türkiye’ye yönelik charter uçuşlarla ilgili konuyu yakın gelecekte çözeceğiz. Bölgesel sorunları da görüştük.”
Erdoğan, yine “Değerli dostum Putin’e daveti ve misafirperverliği için teşekkür ediyorum” diye başladı. Erdoğan “Malum hadiseden sonra ilk yüz yüze görüşmemizdi. Aynı zamanda 15 temmuz darbe girişiminden sonra ilk yurt dışı ziyaretimi Rusya’ya yapmış oldum” diye devam etti. Sorulara geçmeden önce de Erdoğan bir kez daha “Sözlerime son verirken Putin’e misafirperverliği için teşekkür ediyorum” dedi. Suriye sorusu üzerine Putin “Suriye krizinin çözümüne yönelik görüş ayrılıklarımız olduğu malum. Dışişleri Bakanlıkları ve istihbarat birimlerinin katılımıyla krize çözüm yolu bulma konusunda mutabık kaldık. Demokratik çözümler ancak demokratik yollarla bulunur. Suriye krizinin çözümü konusunda hedefimiz aynı” dedi. Saatler 18.11’i gösterdiğinde Putin ve Erdoğan, Suriye krizini görüşmek için yeniden bir araya geldi.
ABD yorumu
ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan Erdoğan ve Putin görüşmesi hakkında açıklama geldi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Elizabeth Trudeau, Erdoğan ve Putin’in Suriye konusunu görüşme ihtimaline karşın “Dünyanın neresinde olursak olalım IŞİD’e karşı mücadele hepimizi kaygılandırıyor” dedi. Sözcü, Türkiye’nin ABD için bir NATO müttefiki, dost ve ortak olduğunu belirterek ince uyarı yaptı.
Gardı fena düştü
Erdoğan, görüşme öncesi Rus haber ajansı Tass ve devlet televizyonu Rossiya 24’e ortak röportaj verirken, Suriye konusunda gardının iyice düştüğünü gösterdi. Bir dönem kısa sürede Şam’da namaz kılacaklarını söyleyen Erdoğan, Beşar Esad’ı destekleyen, Halep’e hava operasyonunu yoğunlaştıran Rusya’nın önemine işaret ederek “Şunu çok açık, net söylemem lazım, yani Suriye’ye barışı getirme noktasında artık en önemli adım, en önemli aktör birinci derecede Rusya Federasyonu’dur. Burada Rusya ve Türkiye beraber adım atmak suretiyle biz bu işi çözmeliyiz diye düşünüyorum” dedi. Erdoğan, sorunun çözümü için sürece gerekirse İran, Katar, Suudi Arabistan ve ABD’nin katılabileceğini, bu şekilde geniş bir halka yapılabileceğini ifade etti. Erdoğan, bölgede terörle ortak mücadelede Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in desteğine ihtiyaç olduğunu vurguladı. Erdoğan, “Bize düşen görevler neyse Rusya için bizler de bu adımı atmaya ayrıca hazırızî diye konuştu. Dolayısıyla Erdoğan, şimdiye kadar yürüttüğü politikaların karşısında duran Rusya ve İran’lı bir denklemden bahsederek cihadist örgütleri, gerekçe yaptıkları Türkmen grupları satabileceği mesajı vermiş oldu.
İlişkilerin seyri
Çarlık döneminde sık sık Rusya ile Türkiye savaşa tutuşmuştu. Sovyetler Birliği döneminde soğuk savaşta ABD’nin heybesinde yer alan Türkiye ile Rusya zaman zaman ciddi krizler yaşamıştı. Vladimir Putin dönemi 24 Kasım 2015’te Suriye’de harekat yapan Rus uçağının Hatay sınırında TSK jetleri tarafından düşürülmesine kadar Türk-Rus ilişkilerinin en iyi dönemi oldu. Putin 2000’de Devlet Başkanı olmuştu. AKP iktidarları dönemi de Kasım 2002’de başlamıştı. 2003’te ABD, Irak’a müdahale etti. Putin itiraz etti, BMGK kararı olması gerektiğini kaydetti. Erdoğan çıkmasında ısrar etse de Meclis 1 Mart 2003 tezkeresini reddetti. Putin, Irak bloku ve NATO’ya karşı Türkiye’yi yedeklemek, enerji koridoru yapmak, ekonomi projeleri üretmek istiyordu. Putin bu çerçevede ilk kez 2004’te resmi ziyaret için Türkiye’ye 2 günlüğüne geldi. Bu aynı zamanda, Rusya Federasyonu’ndan Devlet Başkanı düzeyinde Türkiye’ye yapılan ilk ziyaretti. Türkiye jest olarak Çeçen avına çıkıp tutuklamalar yaptı. 2003’te işlemeye başlayan ancak bazı anlaşmazlıkların olduğu Mavi Akım Boru Hattı üzerindeki anlaşmazlıkların çözülmesi ve Türkiye’nin satın aldığı doğal gaz miktarının artırılması konusunda anlaşıldı. İki ülke arası ticaret hacmi sıçrama yaptı ve 2004’te yüzde 60 artarak 4.6 milyar dolara yükseldi. Erdoğan Ocak 2005’te 600 işverenle Rusya’ya uçtu. Putin Haziran 2007’de bir kez daha Türkiye’ye geldi. İki ülke arasında ticaret hacmi 21 milyar dolara ulaşıyordu. İki ülke arasında 2010’da Üst Düzeyli İşbirliği Konseyi (ÜDİK) kuruldu.
Suriye iç savaşı etkiledi
Suriye iç savaşı ülke çıkarları farklı olduğu için kaynamalar yarattı. Ekim 2012’de Moskova’dan kalkıp Şam’a doğru giden bir Rus uçağı Ankara’da inişe zorlandı. Putin Aralık 2012’de Üst Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin 3. toplantısı için bakanlarla birlikte Ankara’ya geldi. Suriye’de Putin Esad’ı, Türkiye cihadist grupları silahlandırınca ipler iyice gerildi. Ancak 2015 sonuna kadar ticari ilişkiler tıkır tıkır işledi.
Rusya’nın Kırım’ı ilhak süreci de siyasi ilişkileri etkiledi. Putin’in Aralık 2014’te bir kez daha Ankara’daydı. Gerilim büyüse de iki ülke arasındaki ticaret hacmi 35 milyar dolara çıkmıştı. Suriye’ye Türkiye’nin müdahale tehdidi, NATO ve ABD’yi müdahaleye çağırması, cihadistlre sınırı kullandırması, kamplar vermesi artık bardağı taşırma düzeyindeydi. Eylül 2015’te Putin Moskova’da Erdoğan’ı ağırladı. En son 15 Kasım 2015’te Antalya’daki G20 Zirvesi’nde Putin ile Erdoğan görüştü.
Samimi görüntüler verildi ancak bunun aktörlük olduğu anlaşılacaktı. Lazkiye, İdlib tarafında Rusya havadan cihadist güçlere ağır bombardıman yapınca 24 Kasım 2015’te TSK jetleri Rus uçağını düşürdü. İpler koptu. Ticaret, nükleer projeler, askeri ilişkiler askıya alındı, Türkiye turizmini yıkıma uğratan turist akışı kesildi. Vize serbestisi kaldırıldı. Türkiye’ye gelen Rus turist sayısı 2015 Haziran ayına göre yüzde 93’lük düşüş kaydetti.
AKP hükümeti de iyice ABD’nin kölesi durumuna sürükleniyordu. Rusya, Türkiye’yi sıkıştırmak için PYD’ye yanaşıyor, Moskova’da Rojava temsilciliği açılmasına izin veriyordu. Rojava dinamiği zaferler elde ediyordu.
Bundan çıkış için, Rojava kazanımlarını yok etmek için Türkiye önce karşı çıktığı halde Esad ile yeniden devam edilebileceği yönünde açıklamalar yaptı. Erdoğan, yine düşürürüz dediği halde, Putin’den özür diledi. Uçak düşüren pilotların Gülen Cemaati üyesi olduğunu ima etmeye başladı. Yani Kürt karşıtlığı nedeniyle bütün herşeyini ayaklar altına almakta, sözleri geri almakta, Moskova kapılarına “affet” mektupları yazmakta, özürler sunmakta beis görülmüyordu. Rojava kantonları birleşmesin diye Erdoğan, verecekleri tavizler karşılığında Putin kensisiyle yüzyüze görüşsün diye olmadık kılıklara bürünecekti. Putin de NATO’nın Baltık ve Karadeniz’e açılma projeleri nedeniyle Türkiye’yi tampon olarak kullanmak istiyordu. Putin bu nedenle uçak düşürülünce boyunu aşan lafları yuttu. Sonuçta iki taraf da tavizler vererek buluştu. Görüşmeye gidilirken, darbe girişimi de yaşayan Türkiye’nin caydırıcı gücü iyice zayıflamıştı. AB ile mülteci krizi yaşayan, ABD ile Gülen’in iadesi nedeniyle yeniden sürtüşen Erdoğan’ın gardı hem içeride hem dışarıda iyice düşmüştü. 9 Ağustos görüşmesi bu ortamda oldu.
Gündem