Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / Tunceli Üniversitesi'nden 'Alevi asimilasyonu' projesi

Tunceli Üniversitesi'nden 'Alevi asimilasyonu' projesi

17 Şubat 2016, 18:52

Demokratik Alevi Federasyonu Eş başkanı Yalgın, Aleviliğin resmi İslam çizgisine çekilmeye çalışıldığını, bunda Tunceli Üniversitesi'nin de rol üstlendiğini belirtti.

Tunceli Üniversitesi'nin bünyesinde “Alevilik-Bektaşilik Araştırmaları Enstitüsü“ adıyla  yeni bir enstitünün kurulması için harekete geçildi. Üniversite senatosu tarafından “Bilimsel ve Stratejik Açıdan Enstitünün Kurulma Gerekçesi“ üst başlığıyla yaklaşık 9 sayfalık bir metin hazırlandı. Kurulması planlanan bu enstitüde Alevilik-Bektaşiliğin sosyal, bilimsel ve stratejik boyutlarıyla ele alınacağının amaçlandığı söyleniyor.

'DERSİM RAPORU!'

Konuya ilişkin bir değerlendirme yapan Demokratik Alevi Federasyonu Eş başkanı Erdoğan Yalgın, şunları belirtti:

"Tunceli Üniversitesi senatosunun hazırladığı 9 sayfalık bu hazırlık metni; adeta bir 'Dersim Raporu'nu andırıyor. Dördüncü Ordu Müşiri (Mareşal) İbrahim Paşa'nın hazırladığı 1909 tarihli 'Dersim Raporu', Dersim Jandarma Umumum Kumandanlığının (DJUK) 1931 yılında hazırladığı 'Dersim Raporu' ve yine 1935 yılında İsmet İnönü’nün hazırladığı  'Şark Seyahati Raporu' ya da 'Kürt Raporunda Dersim' adlı raporların günümüzde aktüelleştirilmiş bir versiyonu niteliğinde. Örnegin II.Abdulhamid döneminde (1876-1909) hazırlanan raporlarda, Alevi/ Kzılbaşlar 'Cahil/ zulmat ve dalelete kalmış halk' olarak görülmekte ve 'tarik-i Muhammediye’den sapmış bu dinsizler, bu hal-i vahşet ve bedeviye zümresi' tez elden mezhebi resmiye < İslamın resmi hanefi mezhebinin  daire-i medeniyetine çekilmeleri arzulanmıştır.  İşte günümüzde halen aynı tekçi zihniyeti hayel ederek yaşatmaya çalışan, sözde bilim yuvaları olan üniversitelerden, Tunceli Üniversitesi'nin yaptığı da aynen budur."

'RESMİ İSLAM'A ÇEKİLMEK İSTENİYOR'

Söz konusu metin dikkatlice incelenmesini isteyen Yalgın, Türk, Kürt ve Arap Aleviliğinin hangi metod ve argümanlarla resmi İslam çizgisine çekileceği kaygısının hakim olduğunu ifade etti. "Dersim merkezli Réya/ Raa Heq itikatı mensubu olan Kürt Alevilerinin, Türklüğe nasıl asimile edileceğine ilişkin kitle üzerinde yaratılması gereken algı ve bununla birlikte uygulanması gereken stratejik yaklaşımlar belirlenmiştir" diye ekleyen Yalgın, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

"Tunceli Üniversitesi senatosunun konu hakkında hazırladığı ve onay için YÖK’e göndereceği metindeki temasal başlıklarla gerek Aleviliğin ve özelde ise Kürt Aleviliğinin büyük tehlikelerle karşı karşıya olduğu görülmektedir.

Söz konusu kurulması planlanan Enstitü, bilimsel araştırmalardan ziyade, bir siyasi misyonu yerine getirme çabası içine girilmiştir. Rapor metininde; tarihsel çercevesiyle 13. yüzyıllarda ele alınan ve hiçbir statik tanıya sığmayan Alevilik öğretisi, Cumhurriyetin dayattığı tekçi mantıkla ele alınıp, Ahmet Yesevi üzerinden Türk-İslam sentezi doneleriyle tanımlanmıştır. Aleviliği bu güzergah dışında ele alıp, yaşatmayanların; 'Türkiye dışı belli merkezlerin' hazırladığı konseptler üzerinden hareket edildiği belirtilmektedir. Bunlar, zımnen düşman ilan edilmektedir.

Türk-İslam sentezini benimsemeyen ve bu öğretinin dışında hareket eden Alevi kesimler; Aleviliği 'dejenere', etmekle, Aleviliğe 'ideolojik' yaklaşımla, 'ülkeye karşıt', faaliyetler içinde olmakla suçlanmaktadır.

Akademik çalışmalar adı altında fundamentalizmin-ırkçı yaklaşımllarıyla, Alevilik hakkında bilimsel araştırmaların yapılamayacağı bilinmelidir. Bu kadim inancın tarihsel gerçekligi, resmi tarih akademisyenlerin insafına bırakılmayacak kadar çok ama çok çiddi bir konudur."

'DEMOKRAT AKADEMİSYENLER DIŞLANIYOR'

Tunceli Üniversitesi'nde, belli pozisyonlarda görev yapan Dersimli ve demokrat akademisyenlerin dışlandığına dikkati çeken Yalgın, "Bu akademisyenler, sürekli belli bir baskı altında tutulmakta, kariyerlerini geliştirmemeleri için, kendilerine belli engeller çıkarılmaktadır. En son Akademisyenlerin basın açıklamasına imza atan, üniversitede görev yapan akademisyenler hakkında soruşturma açılmıştı" dedi.

Tunceli Üniversitesi'nin, Afyonkarahisar, Kütahya, Eskişehir, Manisa ve İzmir'de Türkmen Alevi ocaklarıyla birlikte ortak projeler yürüttüğü bilgisini de veren Yalgın, "Sözde akademik çalışmalar adı altında  yürütülen maksatlı politikalarla, aslında Dersim merkezli Kürt Réya/ Raa Heq ocaklarının otantik DNA‘sı; Türkmen ocakları içerisinde dahası Türk-İslam sentezli, Ahmet Yesevili algılar etrafında eritilmesi hedeflenmektedir" diye belirtti.

'COŞKUN KÖKEL ÖNCÜLÜK YAPIYOR'

Yalgın, üniversitedeki söz konusu projenin başında Yrd. Doç. Dr. Coşkun Kökel'in yer aldığına değinerek,

"Çoşkun Kökel; sahadaki yerel işbirlikçileriyle birlikte Tunceli Üniversitesi'nde yürüteceği Alevil-Bektaşi çalışmalarını hızla ilerletmeye kararlı. Hiç şüphe yok ki bu çalışmalarıyla üniversite ve Kökel; Kürt Réya/ Raa Heq ocak Pirlerinin; Dersim merkezli Antik Kürt aşiretleri arasında tarihsel süreçleri içerisinde ördükleri düşünsel inanç kimyasnı bozmayı hedeflemektedirler."

Yalgın, Kökel'in Aleviliğinin tartışmalı olduğunu belirtirken, kendisi hakkında yolsuzluk ve sahte imza düzenleme gibi suçlamalar olduğunu da bildirdi.

Ali Ekber Yurt'un ise Kökel'in 'gayriresmi yardımcılığını' yaptığını kaydeden Demokratik Alevi Federasyonu Eş başkanı Erdoğan Yalgın, şunları ifade etti: "Tunceli Aile ve Sosyal Politikalar Müdürü olan Ali Ekber Yurt;  Aralık 2011 yılında bir süreligine Tunceli Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Durmuş Boztuğ'un yürüttüğü 'Alevilik Araştırma ve Uygulama Merkezi'ne müdür olarak atandı. Bölgede köklü talibi olamayan Sarı Saltık ocağının dedesi Ali Ekber Yurt,  resmi görevi dışında halen Hacı Bektaşı Veli Kültürünü Yayma ve Yaygınlaştırma, Tunceli Cem Evi Başkanlık görevini de yürütmektedir. Dersim’de bütün kesimlerin sert eleştirilerinin odak noktası olan Yurt, adeta üniversitenin dış ilişkiler müdavimi gibi görev yapmaktadır. En son olarak üniversiteye atanan Çoşkun Kökel ile uyum içinde çalışan Yurt, istediği devlet dairesine atamalar yapan kilit bir isim olarak bilinmektedir. Cem evine üyelik başvuruları durdurulduğu gibi,  mevcut üyeleri içinde muhalif sesler çıkaranların ise üyelik kayıtları silinmektedir. Kurulduğu günden bu güne Dersim’de,  farklı tartışmalara konu olan 'Tunceli Hacı Bektaş Veli Kültürünü Yayma ve Yardımlaşma Derneği'nin temelini, 1995 yılında OHAL Bölge valisi Ünal Erkan atmıştı."

 

Bu haber 665 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Etnik, dini, sosyo-politik kimliği ve doğasıyla tarihsel özgünlüğü olan Der..