Rojava'da IŞİD'e karşı yürütülen savaşta Minbic'i Özgürleştirme Hamlesinde yer alan ve yaşamını yitiren BÖG savaşçısı Eylem Ataş'ın (Cemre Heval) cenazesi 27 Haziran'dan bu yana ailesine verilmiyor. Suruç Kaymakamlığı'na yapılan başvurulara rağmen cenazenin getirilmesi için herhangi bir yanıt alınamadı. İnsanlık devriminde yerini alarak ölümsüzleşen Eylem'in cenazesi, IŞİD zihniyetinin etkisiyle de kendi topraklarına defnedilemiyor. Eylem Ataş'ın babası Mehmet Ataş, devletin var olan iktidarın muhalif herkesi kendisine düşman kıldığını ifade ederek, "En demokratik basın açıklamalarına dahi tahammül edilemiyorlar ama biz o anlayışı yıkacağız ve Eylemi getireceğiz. Taziye çadırlarını açtırmayan bir devlet anlayışı var. Ben bir baba olarak çocuğumu getireceğim bu en doğal insanlık hakkıdır. Eylem şu an Qamişlo'da morgda bekletiliyor" dedi.
Eylemin yaşamını yitirdiği haberini alınca Suruç Kaymakamlığı'na giden Mehmet, ilk süreci şöyle anlatıyor: "Dilekçede kızımsa teşhis edip Adana'ya oturduğum yere getirip defnetmek istediğimi belirttim. Fakat dilekçemize şu ana kadar bir cevap verilmedi. İlk dilekçemiz kaybedildi ardından ikinci dilekçe verildi ona da içeriği uygun değil denildi. Yani dilekçeler işleme dahi alınmadı. Şimdi Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yapmak üzere hazırlanıyoruz. Biz ne olursa olsun 3 ayda sürse Eylemi getireceğiz."
'Eylem'in orada olması gerekiyordu'
Eylem ile olan ilişkilerine değinen Mehmet, kızıyla kurduğu ilişkisini yoldaşlık temelinde olan bir ilişki olarak tanımlıyor. Eylem'in insan ilişkilerini çok yoğun yaşadığını söyleyen Mehmet, "Eylem'in özellikle Cizre'de Kürdistan'da bombaların yağdığı bir süreçte orada olması gerektiği konusunu defalarca konuşmuştuk. Ben Mahir için Aziz için Bedrettin için hissettiklerimi Eylem içinde hissediyorum" dedi. Rojava'da bir insanlık tarihinin yazıldığı ve Eylem'in orada yer almasından dolayı mutlu olduğunu söyleyen Mehmet, "Eylem, yarın kazanmak için bugün direnmek gerek anlayışına sahip bir kadındı" diyerek yoldaşı ve kızını anlattı. Mehmet, Eylem'in çıkış noktasında Aziz'den de etkilendiğini sözlerine ekledi.
Eylem kadınların özgürleşmesi için gitti
Eylem ile Ankara'da bir dönem beraber yaşayan ev arkadaşı Nazlı Buket Yazıcı ise "Onun bir kadın olarak böyle bir mücadeleye katılımı bizler için çok anlamlı. Çünkü bugün Eylem'in şehit düştüğü topraklarda kadınlar kara çarşaflarını çıkartıp renkli elbiselerini giyiyor. Bu görüntülerde yoldaşımızın bir kez daha neden oraya gittiğini gösteriyor" sözleriyle konuşmaya başlıyor. Bir yandan da egemenlerin dayattığı bir acı olduğundan söz eden Nazlı, "Aziz sürecinde benim içimi en çok acıtan 59. gün cenaze geldiğinde gülümsemiş olmamızdı. Düşünün ki bir yoldaşınızın cenazesi geldi diye seviniyorsunuz. Şimdi Eylem'de de acımızı yaşayamıyoruz çünkü cenazemizi vermiyorlar. Bundan 10 yıl sonra bile özür dileseler bir şey ifade eder mi bilmiyorum. Aziz'in annesi Elif annenin dediği gibi bu acıyı hiç bir şey geçiremez" diye kaydetti.
' Eylem mücadelesini Rojava'ya taşıdı'
Kadınların Eylem'in mücadelesini sahiplendiğinin altını çizen Nazlı, sözlerine şöyle devam etti: "Eylem özellikle tecavüzcü kendisinden olmayan her şeyi katleden bir zihniyete karşı savaştı. Ankara'da İstanbul'da yaptığını Rojava'ya taşıdı. Erkek egemen zihniyetle olan mücadelesini sonuna kadar her yer sürdürmüştür. Bundan korkuyorlar aslında biliyorlar ki Eylem'i Adana'ya getirdiğimizde mücadeleyi de büyüteceğiz."
'Aziz'i nasıl getirdiysek Eylem'i de getireceğiz'
Eylem Ataş'ın ailesi, dostları ve IŞİD'e karşı mücadelede yer alan pek çok grup Eylem Ataş'ı istiyoruz şiarında buluştu. Eylem için Change. org'da imza kampanya başlatıldığını hatırlatan Eylem'in arkadaşı Hakan Aktaş, "Vicdanı olan herkesi IŞİD'e karşı savaşırken yaşamını yitiren bir kadını doğduğu topraklara getirmek için mücadele etmeye çağırıyoruz. Keza JINHA'da bugün bu söyleşiyi bizimle yaparak kampanyaya katkı sunuyor'' ifadelerini kullandı.
Eylem'in ailesi ve dostları olarak HDP Grup toplantısına katılarak görüşmeler gerçekleştireceklerini açıklayan Hakan, "Bugün darbe girişiminin ardından herkesin ağzında bir demokrasi kelimesi var biz de madem demokrasiden bahsediyoruz bir aileye bu işkence yapılamaz diyoruz. Bu Türkiye Suriye sınırından Rus uçağını düşürenler geçti, Suruç'u Ankara'yı patlatan insanlar geçti, pek çok katliama imza atmış bir terör örgütü o sınırı geçti ama o terör örgütüne karşı savaşan bir kadının cenazesi ailesine verilmiyor. Aziz'i nasıl bu topraklara getirdiysek Eylem'i de getireceğiz" şeklinde konuştu.
JINHA