Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / Kürdistan'da OHAL 34 yıldır sürüyor

Kürdistan'da OHAL 34 yıldır sürüyor

21 Temmuz 2016, 19:14

Tayyip Erdoğan'ın MGK toplantısı sonrası açıkladığı 3 aylık OHAL uygulaması Kürdistan'da 34 yıldır uygulanıyor. Kürdistan'da son bir yılda Sur, Cizre, Nusaybin, Şırmak, Silopi, İdil, Silvan, Lice, Yüksekova, Varto, Derik, Dargeçit, Bağlar'da sokağa çıkma yasaklarıyla OHAL'i aşan uygulamalar devreye konuldu.

1980 darbesiyle başlayan sıkıyönetim 1987'de yerini Olağanüstü Hal'e bıraktı. 2002'ye kadar 6 OHAL valisiyle yönetilen süreçte binlerce köy yakıldı, yüzbinlerce insan göç etti, on binlerce kişi kaybedilip, katledildi. Kürdistan'da son bir yılda Sur, Cizre, Nusaybin, Şırmak, Silopi, İdil, Silvan, Lice, Yüksekova, Varto, Derik, Dargeçit, Bağlar'da sokağa çıkma yasaklarıyla OHAL'i aşan uygulamalar devreye konuldu.

TSK'nın 15 Temmuz akşamı darbe girişiminin ardından, adeta yarım kalan darbeyi tamamlayan adımlar atıldı. Günlerdir sokaklarda tekbir sesleriyle yürüyenler, idam ve intikam sloganları atarken, birçok kadın sokağa çıkanlar tarafından cinsel saldırıya maruz kaldı. Tankların üzerine çıkıp 'erkekliklerini' göstermeye çalışanlar günlerdir sokaklara çağrılırken, Cumhurbaşkanı tarafından yurttaşların telefonlarına "sokağı terk etmeyin" mesajları gelmeye devam ediyor. Aydınlar, yazarlar, darbe dönemlerini görenler, darbe mağdurları darbenin ancak demokratik adımlarla bertaraf edileceğini dile getirirken, gözler dün akşam MGK toplantısı ve sonrasında yapılacak açıklamadaydı. Toplantı sonrası açıklama yapılarak tüm Türkiye'de 3 aylık OHAL kararı alındığı belirtildi. Alınan OHAL kararı bugün Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi.

46 kez uzatıldı

Akıllarda OHAL nedir, nasıl uygulanır, insanların günlük yaşımını nasıl etkiler diye sorular dolaşırken, Kürdistan'da son bir yılda yaşanan OHAL durumu nasıl bir sistem olduğunu somut bir şekilde gösteriyor. Halihazırda Cizre, Sur, Nusaybin, Şırnak, Yüksekova, Silopi, İdil'de 'sokağa çıkma yasağı' uygulanırken, Kürdistan OHAL uygulamalarını en yakıcı şekliyle yaşayan coğrafya. 19 Temmuz 1987'de Kürdistan'da başlatılan OHAL, temel hak ve hürriyetlerin 'yasal düzenleme gerektirmeden' Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile sınırlandırılabilmesi olarak biliniyor. Bu aşamada önemli olan bir yanı da OHAL sırasında gözaltı süreleri uzatılabiliyor. OHAL ilk olarak Bingöl, Diyarbakır, Elazığ, Hakkari, Mardin, Siirt, Dersim ve Van'da uygulandı daha sonra Adıyaman, Bitlis ve Muş mücavir (komşu) il olarak dahil oldu. 1990'da Batman ve Şırnak'ın il olmasıyla bu sayı 13'e yükseldi. Bitlis, 1994'te mücavir il yerine olağanüstü hal kapsamına alındı. 1996'da ilk olarak Elazığ, daha sonra Mardin, Muş, Bingöl, Batman, Bitlis, Siirt ve Van kapsam dışına alındı. Olağanüstü hal her 4 ayda bir olmak üzere 46 kez uzatıldı.

1978'de sıkıyönetim uygulanmaya başlanmıştı.1980'li yıllarda sıkıyönetim 10 Temmuz 1987'ye kadar devam etti ve aynı tarihli kanun hükmündeki kararname ile Olağanüstü Hal Bölge Valiliği kuruldu. 19 Temmuz 1987'den itibaren sıkıyönetim kanunu yerine Olağanüstü Hal kanunu uygulanmaya başlandı ve bölge Olağanüstü Hal Bölge Valiliği ile yönetilmeye başlandı. Olağanüstü Hal valileri diğer valilerden daha çok yetkiye sahip olduğu için kamuoyunda "Süper vali" olarak da adlandırıldılar. Olağanüstü Hal'in kaldırıldığı 30 Kasım 2002'ye kadar 6 OHAL valisi atandı. İlk Olağanüstü Hal Bölge Valisi, Başbakan Turgut Özal tarafından atanan Hayri Kozakçıoğlu. Daha sonra bu görevi Necati Çetinkaya, Ünal Erkan, Necati Bilican, Aydın Arslan ve Gökhan Aydıner yürüttü. Valilik binası ilk olarak Diyarbakır'ın Şehitlik semtindeydi. Daha sonra Seyrantepe semtindeki Bölge Asayiş Komutanlığı yeni binasına taşındı.

6 vali değişti

12 Ocak 1987 tarihinde Diyarbakır Valiliği görevine başladı. Bu görevi yürütürken 19 Temmuz 1987'de Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'ne atandı. 19 Ağustos 1991 tarihinde İstanbul Valiliği'ne atandı ve 1 Kasım 1995 tarihine kadar bu görevde kaldı. İddiaya göre, eski OHAL ve İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, Reşitpaşa Ayhan Sokak'taki çift katlı villasında intihar etti.

2 milyarı kendi hesabına geçirdi

4 buçuk yıl görev yapan Hayri Kozakçıoğlu, 19 Ağustos 1991 tarihinde İstanbul Valiliğine atandı. 1 Eylül 1993 tarihli Sabah Gazetesi'nde yer alan bir haberde İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu'nun Olağanüstü Hal Bölge Valiliği hesaplarından 2 milyar lirayı (yaklaşık 250.000 dolar) kendi adına açılan hesaplara geçirdiğini ileri sürüldü. Hayri Kozakçıoğlu bu iddia karşısında söz konusu parayı dönemin İçişleri Bakanı Mustafa Kalemli'nin onayı ile 12 Ağustos 1991'de kendi hesabına aktardığını ve 18 Ocak 1993'de Bölge Valiliği'nin talebi üzerine geri gönderdiğini ileri sürdü. Ancak Mustafa Kalemli bu olaydan haberi olmadığını açıkladı. Dönemin Başbakanı Tansu Çiller, Hayrı Kozakçıoğlu'nu istifaya davet ederken, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel "Paralar örtülü ödenekten teröre karşı mücadele için verilmiştir. Ancak ne için harcandığı açıklanırsa devlet sıkıntıya düşer" dedi.

Yeşil ile anılıyordu

Daha sonra 6 aylık kısa bir 'performansla' Necati Çetinkaya aynı görevden geldi. Onu Ünal Erkan takip etti. Daha sonra 1995 seçimlerinde DYP Ankara Milletvekili olarak Meclis'e giren Ünal Erkan, 1992 yılında Olağanüstü Hal Bölge Valisi olmuştu. Yeşil tarafından kulakları kesilerek ve işkence edilerek öldürüldüğü iddia edilen Ayten Öztürk'ün katledilmesinde Ünal Erkan'ın ismi geçiyordu. Ayten'in babası Hıdır Öztürk tarafından yayına hazırlanan kitapta birçok Kürt aydının makaleleriyle birlikte dönemin Bölge Valisi Ünal Erkan hakkında da iddialara yer verildi.

'Musa Anter katliamını iyi biliyor'

1992'de katledilen Kürt bilgesi Musa Anter'in oğlu JİTEM tarafından öldürüldüğünü belirterek, "Biz kimlerin öldürdüğünü biliyoruz. Dönemin OHAL Valisi Ünal Erkan da çok iyi biliyor. Ama konuşmuyor. Yeşil nerede, niye bulmuyorlar? Koskoca Türkiye devletinin Yeşil'i hala bulamaması utanç verici. Öldü mü yaşıyor mu bunu bilmiyoruz. Musa Anter cinayetinin tüm yönleriyle aydınlatılması gerekiyor. Kamuoyunun da bunu resmi olarak bilmesi lazım" diyor.

Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 22 Ekim 1993'te 16 kişi öldürüldü, çok sayıda ev ve işyeri yakıldı. Yüzlerce kişi göçe zorlandı. Öldürülenler arasında Tuğgeneral Bahtiyar Aydın da vardı. Ünal Erkan'ın görev yaptığı yıllarda, Cizre'de 1993-95 yıllarında 21 kişinin gözaltında kaybedilmiş, faili meçhul cinayetle öldürülmüştü. Kamuoyunda Kızıltepe JİTEM davası olarak bilinen 1992-1996 yılları arasında 22 kişinin ölümü yine Ünal Erkan döneminde gerçekleşti.

4 bin köy boşaltıldı

Meclis Araştırma Komisyonu'nun 1998'de açıklanan raporuna göre, 1997 yılı kasım ayı itibariyle 905'i köy, 2523'ü mezra olmak üzere 3428 yerleşim birimi boşaltıldı ve 378 bin 335 kişi yerinden edildi. Türkiye'de faaliyet gösteren insan hakları kuruluşlarının verilerine göre ise bu dönemde yaklaşık 4 bin yerleşim birimi boşaltıldı ve 3 milyonun üzerinde insan zorla göç ettirildi. Türkiye İnsan Hakları Vakfı ve İnsan Hakları Derneği'nin yanı sıra ABD Dışişleri Bakanlığı ile İnsan Hakları İzleme Örgütü gibi uluslararası kurum ve kuruluşların raporlarında bu dönemde 3 binin üzerinde yerleşim biriminin yakıldığı, boşaltıldığı belirtildi.

Koruculuk sistemi geliştirildi

OHAL sürecinde pek çok dernek ve vakıf kapatıldı. Radyo ve televizyon yayınları yasaklandı. Kitaplar, filmler bölgeye sokulmadı. OHAL Valiliği'nin yetkisi kapsamında olan yerleşim birimlerinde işkence ve kötü muamele gerekçesi ile toplam bin 275 suç duyurusunda bulunuldu. Bu suçlarla ilgili bin 177 soruşturma başlatıldı. Bin 17 kamu görevlisi hakkında 296 dava açıldı. Bu davalardan 60'ı mahkûmiyetle sonuçlanırken 56'sına verilen ceza ertelendi. OHAL süresince 55 bin 371 kişi gözaltına alındı. Bunlardan 42 bin 795 kişi yargılandı ve bu sanıklardan 4 bin 799'u hüküm giydi. DGM'de bin 131 çocuk yargılandı ve 201'i hüküm giydi. Koruculuk sistemi geliştirildi. Haydi "Başka kaynağa inanmam" diyenler için verelim: Genelkurmay'ın verilerine göre 4 binin üzerinde korucu; öldürmeden gaspa, köy yakmadan tecavüze kadar yüzlerce suça karıştı.

Sur

2 Aralık 2015'te ilan edilen 'sokağa çıkma yasağı' 7 ayı geride bıraktı. Hala Sur'un 5 mahallesine giriş çıkış yasak, mahallede yaşayan binlerce kişi göç ettirildi. Bu sürede tüm tarihi eserler tahrip edilirken, ilçede yaşamını yitirenlerin cenazeleri aylarca ailelerine teslim edilmedi. Rozerin Çukur ve Ramazan Öğüt'ün cenazeleri 5 ay sonra ancak teşhis edilebildi.

Şırnak

14 Mart'ta kent genelinde 'sokağa çıkma yasağı' ilan edildi. Kent havan ve obüslerle vurulurken, çatışmaların ardından evler iş makineleriyle yıkılmaya başladı. Bahçeler yakıldı, evlerdeki eşyalar yağmalandı. Kentte yasak 129 gündür devam ediyor. Gözaltına alınan daha sonra kendisinden haber alınamayan DBP il yöneticisi Hurşit Külter bu sürede kaybedildi. Hurşit'ten 27 Mayıs'tan bu yana haber alınamıyor.

Nusaybin

13 Mart'ta ilçede 'sokağa çıkma yasağı' ilan edildi. Yasak 130 gündür devam ederken, ilçeye savaş uçaklarıyla vurmaya kadar varan saldırılar gerçekleşti. İlçeye giriş çıkış yasak.

Cizre

14 Aralık 2015'te 'sokağa çıkma yasağı' ilan edildi. 179 gün süren yasak boyunca yüzlerce kişi katledildi. 'Vahşet bodrumları' yakıldı, 300'ü aşkın kişi katledildi. Katledilen kadınların bedenleri teşhir edildi. Evler yakılıp, yıkılırken 'kamulaştırma' kararı alındı. İlçedeki yasak 23.00'dan 02.30'a kadar sürüyor.

Silopi

14 Aralık 2015'te 'sokağa çıkma yasağı' ilan edildi. Tank, toplarla vurulan ilçede DBP PM üyesi Sêvê Demir, KJA üyesi Fatma Uyar ve Silopi Halk Meclisi Eşbaşkanı Pakize Nayır katledildi. Onlarca kişinin katledilidği yasak sonrası çok sayıda kişi spor salonlarından toplanarak gözaltına alındı. 18 Ocak'ta yasak yarı zamanlı olarak kaldırılırken, 5 Nisan'da yeniden ilan edildi, ilçedeki yasak gece saatlerinde hala sürüyor.

İdil

16 Şubat'ta ilan edilen 'sokağa çıkma yasağı' 30 Mart'ta kısmi olarak kaldırıldı. İlçede hala gece saatlerinde yasak sürüyor.

Yüksekova

13 Mart'ta 'sokağa çıkma yasağı' ilan edildi. 30 Mayıs günü kısmı olarak kaldırılan yasak süresince, çok sayıda sivil insan katledildi, binlerce ev yıkıldı.

Varto

İlçede 15-17 Ağustos tarihleri arasında 'sokağa çıkma yasağı' uygulandı.


Derik, Dargeçit

Mardin'in Derik ilçesinde 25 Kasım-3 Aralık 2015 tarihlerinde 'sokağa çıkma yasağı' uygulandı. Dargeçit'te 11-30 Aralık 2015 tarihlerinde 'sokağa çıkma yasağı' uygulandı.

Silvan

Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde 18 Ağustos'tan başlayarak 6 kez aralıklarla 'sokağa çıkma yasağı' ilan edildi. Son olarak 13 Kasım günü Tekel, Mescit ve Konak mahallelerinde valilik tarafından ilan sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Yasak süreleri boyunca 12 sivil katledidi. İlçe yakılıp, yıkılırken, halkın eşyaları yağmalandı. 14 Kasım 2015'te yasak son buldu. Bu kez de ilçenin kırsal alanlarında yasaklar başladı. Son olarak 14-16 Temmuz tarihlerinde sokağa çıkma yasağında ormanlık alanlar yakıldı. Alanlara havadan bombardıman yapıldı.

Lice

OHAL'in en ağır uygulamalarının devreye konulduğu Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 90'lardan bu yana sıkıyönetim uygulamaları sürüyor. Direngen duruşuyla bilinen Lice'de son olarak 18 Haziran'da 13 köyde ikinci bir emre kadar sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Köylerin bombardımana tutulduğu yasakda 5 kişi yaşamını yitirdi. Ormanlar yakılırken, mezarlıklar tahrip edildi. İHD'nin Lice raporunda ayrıca, "Sisê, Hênyat, Derxust, Hüseynik, Cezur alanlarının tamamına yakınının boşaltıldığı ve Sisê, Henyat ve Derxust köylerinin tamamıyla yandığı, Kerwas Köyünün Mahle mezrasında birçok insanın eşyasını bile alamadan köyden çıkarıldığı ve köyden çıkarılırken hakarete ve kötü muameleye maruz kaldığı" belirtilirken çok kişinin de Diyarbakır merkeze göçe zorlandığı kaydedildi. Yasak 4 Temmuz'da kaldırıldı. 

DİHA

Bu haber 681 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Boksör İsmail Özen, Almanya’da spor, medya ve iş dünyasında tanınan bir isi..