Aynı zamanda aile, gençlik ve çocuk terapisti olan Dersimli pedagog Emine Gülsüm Akbayır, 10 yıldan fazladır Hamburg Belediyesi’ne bağlı Aile Danışmanlık Merkezi’nde hizmet veriyor.
Akbayır, işine adeta aşık bir insan. Kendisiyle konuşurken bile sürekli telefonu çalıyor ve insanlar kendisinden yardım istiyor. Bizimle konuşurken bile insanlara yardım etme telaşında.
Aile terapisti ve danışmanlığının ne anlama geldiğini, kimlerin bu tür hizmetlerden yararlandığını Emine Gülsüm Akbayır’dan öğreniyoruz.
Terapinin odak noktası birey
Her bireyin ailesi ve kendisinden oluşan bir yaşam hikayesinin olduğunu belirten Akbayır, "Birey odaklı olan aile terapisi desteği ile bireyi ait olduğu bu değersel sistemden koparmadan onu tekrar bu sistemin bir parçası haline getirmeyi, yani rolünü ve yerini ona kavratmayı öngörüyoruz. Bireyin sistem içerisindeki ait olduğu rol ve yer terapide odak noktasıdır. Sistem dediğimiz şey farklı bireylerin bir arada farklı rollerle ve ihtiyaçlarla bir arada yaşama çabasıdır. Bu nedenle sistemde yaşayan her bireyin eşit derecede aile dinamiği içerisinde rolü ve önemi vardır" şeklinde verdikleri hizmetin niteliğini anlattı.
Psiko sosyal destek sunuyor
Çalıştığı danışma merkezinde ebeveyn, ergenlik çağında olan gençler ve çocuklara psiko sosyal destek sunulduğunu dile getiren Akbayır, belediye sınırları içerisinde yer alan her aile veya bireyin bu desteği, sorunun büyüklüğü veya küçüklüğüne bakılmaksızın sınırsız bir şekilde alabileceğini kaydetti. Akbayır devamla "Bir bebeğin durmadan ağlaması bile bir sorundur. Bir insanın ergenlik döneminde yaşadığı sorunlar, eşler arasındaki uyuşmazlıklar, boşanma, ayrılma, bunun çocuğa yansıyış şekli, çocuğun okuldaki durumu ve aile içerisindeki gelişimsel sorunlar başta olmak üzere her konuda insanlara yardımı esas alıyoruz" diye konuştu.
'Bireyi merkez alıyoruz'
Akbayır, aile kültürü ve toplumsal değerlerin bireyin yapı taşlarını oluşturduğunu kaydederek, terapistlerin bireyi ve ait olduğu aileyi önyargısız kabul etmesi gerektiğinin altını çizdi. Önemli olanın, bireyin kendisine ait kararları ortaya çıkarması olduğunu ifade eden Akbayır şöyle dedi: "Birey, terapi seansları sürecinde kendisi için doğru olan neyse ona karar veriyor. Bizler sadece karar sürecine eşlik ediyoruz. Bizim onları etkileme ya da yönlendirme gibi bir tutumumuz yok. Bireyin kendi realitesi içerisinde ulaşmak istediği değişiklikler bizim için önemli. Bir terapist olarak çoğu zaman zorlansak da kendi doğrularımızı, istek ve değer yargılarımızı arka planda tutmak zorundayız. Bizim için merkezde olan bireyin kendi istek ve duyguları ve değer yargılarıdır."
Duygular anadil ile yaşanır
Akbayır, bireyi oluşturan yapı taşlarının tarih, toplum, sınıf, cinsiyet ve özellikle insanın anadilinden oluştuğunu hatırlarak şöyle dedi: "İnsan anadiliyle vardır. Hamburg'da bir konser veren Sanatçı Sezen Aksu, insanın ana dilinin insanın ana sütü kadar helal ve kutsal olduğunu aktaran bir cümle kulanmıştı. Bir Kürdistanlı olarak bunu kendimden biliyorum. Nerede yaşarsak yaşayalım, hangi eğitim süreçlerinden geçersek geçelim, hangi sınıfa ait olursak olalım özümüzü, her şeyden önce duygularımızı, hüznümüzü ve sevinçlerimizi ancak anadilimizle yaşayabiliriz. İnsan olarak en büyük ihtiyaçlarımızdan birisi anlaşılmak ve kabul görmektir. Bunu hissettiğimiz bir ortamda kendimizi daha kolayca açabilir, sıkıntı ve duygularımızı daha rahatça ifade edebiliriz. Bizden destek isteyen kişi diliyle, kültürüyle, politik duruşuyla ön yargısız bir şekilde kabul gördüğünü bilmelidir. Terapist dil, din, ırk, ayrımı yapmadan bireye odaklı ve evrensel olmak zorundadır. Birey utanmadan, korkmadan ve çekinmeden duygu ve düşüncelerini dile getirebilmeli ki, sağlıklı bir gelişim olabilsin."
Dil bilen psikolog sayısı çok az
Peki aile danışmanlık merkezleri göçmenlere yeteri hizmet veriyor mu? Emine Gülsüm Akbayır'a göre yetersiz. Nedenlerini şöyle ifade ediyor: “Almanya'da ciddi sıkıntılar var. Göçmenler Alman psikologlara gittiğinde dil sorunu ile karşı karşıya kalıyor. Bir göçmen dil bilse bile anlaşılmadığını söylüyor çoğunlukla. Alman psikologlar ise tercüman yardımı ile gelen insanları tedavi etmekte çok istekli değil. Kürtçe, Türkçe ve Arapça bilen psikolog sayısı çok yetersiz. Devletin bu konuda teşvik edici çalışmalar içerisine girmesi gerekiyor. Sonuçta bu insanlar savaş bölgelerinden geliyor ve ciddi psikolojik sorunları var.“
Aileler ergenlik psikolojisini anlamaktan uzak
Kendilerine daha çok ergenlik çağındaki gençlerin başvurduğunu belirten Akbayır, ailelerin çocuklarına yeterince destek olamadığından şikayetçi. Ergenlik döneminin çok sancılı bir süreç olduğunu ifade eden Akbayır, “Gençler çoğu zaman anlaşılmadıklarını söylüyor. Özellikle göçmen aileler bu sürece oldukça hazırlıksız yakalanıyorlar. Sonuçta çocuklar buranın dili ve kültürü ile büyüyor. Ama anne baba hala geldiği ülkesinin değer yargılarına ve kültürüne bağlı. Anne baba, ergenlik çağındaki bir insanın ruh dünyasını anlamakta zorluk çekiyor ve dolayısıyla nasıl yaklaşacağını bilemiyor. Anlaşılmama çoğu zaman trajedilere kadar varan sonuçlar doğurabiliyor“ dedi.
Sağlıklı aile sağlık toplum demek
Akbayır, aile içi şiddet dolayısıyla da kendilerine sık sık başvuru yapıldığını dile getirerek, bunun daha çok başka kurumlar aracılığıyla gerçekleştiğine dikkat çekti. Bu tür durumlarda ise kadının yıpranmış psikolojisini güçlendirme doğrultusunda çocuklarıyla sağlıklı bir iletişim kurması için çabaladıklarını belirtti.
Sağlıklı bir ailenin, aynı zamanda sağlıklı bir toplum olduğunu dile getiren Akbayır, bunun oluşması için de anne ve babanın sorumluluklarına dikkat çekerek, kendilerine en yakın danışma merkezlerine başvurmalarının önemine dikkat çekiyor.
Emine Gülsüm Akbayır kimdir?
Türkiye'de Hacettepe Üniversitesi Felsefe bölümünü okudu. Bir yıl öğretmenlik yaptıktan sonra öğrenimini Almanya'da sürdürdü. Bremen Üniversitesi'nde eğitim bilimlerinde pedagoji dalını bitirdi. Hamburg'da özel bir eğitim aldıktan sonra Hamburg Belediyesi'ne bağlı Aile Danışmanlık Merkezinde göreve başladı. Kendisini 'Çocukluğumdan beri hep insana odaklı ve onların yararına olabilecek işler yapmaya çalıştım' şeklinde ifade ediyor.
M. ZAHİT EKİNCİ/HAMBURG
Politika