Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / Kürdistan'daki başarısızlığa 'darbe' örtüsü

Kürdistan'daki başarısızlığa 'darbe' örtüsü

17 Temmuz 2016, 14:36

Kendisine yönelen darbe girişimini savuşturmayı başaran hükümet, bugüne kadar izlenen başarısız siyasetinin tüm nedenlerini de darbecilere bağlamaya sarıldı.

Özellikle Kürdistan kentlerinde yürütülen operasyonların başında yer alan komuta kademesindeki bazı isimlerin, darbecilerin arasında yer alması nedeniyle PKK'ye dönük mücadeledeki başarısızlığın faturasını bu isimlere çıkartan iktidar, böylece kendi başarısız savaş politikalarının üstünü örtme yoluna başvurdu

HABER MERKEZİ - TSK'nin üst düzey komuta kademesinde yer alan isimlerin, 14 yıldır iktidarda bulunan AKP Hükümeti'ne dönük 15 Temmuz gecesi giriştiği darbe girişimi savuşturulsa da, henüz tam anlamıyla açığa çıkarılamayan bu darbenin ikinci bir adımının gelmesi ihtimali ortadan kalkmış değil. Bu tehlike nedeniyle darbenin ilk anından itibaren taraftarlarını ve kendisi ile aynı zihniyetteki darbe karşıtlarını sokağa çıkartan AKP iktidarı, bu kitleyi darbe tehdidi bütünüyle ortadan kaldırılıncaya kadar sokakta tutmayı sürdürmekte.

Darbe girişimine katılan komuta kademesi ve onların emrindeki askeri birimlere yönelik girişilen operasyonlar neticesinde dün bizzat Başbakan Binali Yıldırım tarafından açıklanan rakama göre, aralarında ordunun en üst kademelerinde yer alan isimlerin de bulunduğu 2 bin 839 ordu mensubu görevinden alınıp, gözaltına alındı, bazıları ise tutuklandı. Dün öğlen saatlerinde açıklanan bu rakama, dünden bu yana yüzlerce asker daha eklendi. Darbeci ordu mensuplarına dönük bu operasyonlar en üst yargı organlarına kadar uzandı. 2 bin 745 adli, idari hakim ve savcı hakkında gözaltı kararı çıkarılmasının yanı sıra Danıştay, Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi üyesi olan bazı isimler de darbe ile ilişkili olarak gözaltına alındı.

Başarısızlıklar 'darbe torbası'na...

Kendisine yönelen bu darbe tehdidini tüm yönleriyle açığa çıkarmaya çalışan AKP Hükümeti'nin aynı zamanda propagandasını yapmaya başladığı şey ise, 14 yıllık iktidarının yol açtığı başarısızlıkları bu "darbe torbası" içerisine sığdırma girişmesi oldu.

Bu yönlü amaç ve hedefin en önemli ayağı ise, izlenen savaş politikası. Hükümetin siyaseten kaybedeceğini görmesi üzerine öncesinde yaşanan pek çok önemli gelişmenin akabinde "Çözüm süreci"nin bitirip, geçtiğimiz yılın 24 Temmuz tarihinden itibaren yeniden savaş politikalarına sarılması sonucu kuşatma altına alınan Kürdistan kentleri adeta kan gölüne çevrildi. Başta Sûr, Cizîr, Nisêbîn, Silopiya, Farqîn (Silvan), Gever (Yüksekova) ve halen kuşatma ile birlikte saldırıların sürdüğü Şirnex olmak üzere birçok merkeze yönelik ardı ardına girişilen büyük askeri operasyonlarda, dünya kamuoyuna yansıyan savaş suçlarına imza atıldı. Dün bu operasyonları komuta eden üst düzey subaylar ise, bugün yapılan darbe girişiminde yer aldıkları nedeniyle bir bir gözaltına alınmaya başlandı.

Dün omuz üstüne çıkarılanlar, bugün ayak altında

Bu önemli isimlerden biri, Cizîr ve Sûr'da yürütülen soykırım saldırılarının başında yer alan isimlerden 2. Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti oldu. Siyasi iktidarın emri ile Cizîr'de 80 gün süren operasyonda 100'den fazlası diri diri yakılmak suretiyle 300'e yakın insanın öldürülmesine, hala büyük bölümü yasaklı olan Sûr'da ise 73 insanın katledilmesinin yanı sıra büyük bir yıkıma imza atan Org. Adem Huduti, aynı siyasi iktidar tarafından derdest edildi. Hükümet yanlısı gazetelerin gerçekleştirilen sivil katliama rağmen dün "İşte Cizre ve Sur'u temizleyen komutan: Org. Adem Huduti" manşetleri ile adını duyurduğu komutan, bugün aynı iktidar ve medyasının hedef tahtasında.

Operasyonların komuta kademesi gözaltında

Onun gibi Kürdistan kentlerinde görevli ve yürütülen askeri operasyonların komuta kademesinde yer alıp, gözaltına alınan diğer bazı üst düzey isimler ise şunlar: İlan edilen 'sokağa çıkma yasağı'nın ve çatışmaların sürdüğü Şirnex'te görevli olan Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Osman Gürcan, Hakkari İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Demiray Demirci, Mardin 70. Mknz. Tugay Komutanı Tuğgeneral Salih Kırhan, Tatvan 10. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Arif Settar Afşar, Kars 14. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Avcı, Sarıkamış 9. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Murat Yetkin, Ağrı 1. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Mehmet Ozan, Urfa 20. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Metin Alpcan, Malatya Garnizon Komutanı Tümgeneral Avni Angun, Yüksekova 3. Piyade Tümen Komutanı Tümgeneral Halil İbrahim Ergin, Yüksekova 3. Piyade Tümen Komutanlığı Kurmay Başkanı Albay Mehmet Sezgin, Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanlığı Kurmay Başkanı Albay Emrah Şimşek ile Kürdistan kentlerinde yürütülen operasyonlarda yer alan en önemli askeri birimlerin başında gelen Bolu 2. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral İsmail Güneşer.

Başarısızlığın faturası darbecilere

Yapılan darbe girişiminde yer aldıkları gerekçesiyle bu komutanları gözaltına alan hükümet, diğer taraftan kullanılan güç ve teknik imkana rağmen PKK ile girilen mücadelede başarısızlığı da bu isimlere fatura etme yoluna girdi. Böylece kendi başarısız savaş politikalarının üstünü örtmeye çalışan siyasi iktidar ve medyası, yürüttükleri operasyonlar için aynı isimlere dün teşekkür nutukları atıyordu. Öyle ki hemen her fırsatta operasyonların yürütüldüğü merkezlere gelerek, operasyonların başındaki bu komutanlarla ve emirlerindeki askerlerle bir araya gelip, onlara teşekkür eden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, her birinin ayrı ayrı kahramanlık destanı yazdığını söylediği bu komutanlara yönelik sarf ettiği sözleriyle darbecilerce rehin alınan Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ı bile duygulandırmıştı.

İktidarın önünde iki yol var!

Kürt sorununa dönük sahip olunan çözümsüzlük niyeti ile savaş politikalarına sarılıp, bu politikada başarısız olunduğu her geçen gün biraz daha açığa çıkınca bunun nedenini bu komutanların üstüne yıkan AKP iktidarı, böylece sorumluluktan kaçma arayışında.

"Bölgede bu komutanlardan dolayı başarılı olamadık" argümanına sarılmak, son bir yıldır Kürdistan'da yürütülen savaşa çözüm değil, tam aksine savaşı daha da derinleştirmek anlamını taşıyor. Bu nedenle AKP'nin önünde iki yol var. Ya son bir yılın tablosuyla doğru hesaplaşıp, sorunu muhataplarıyla çözmenin arayışı içinde olacak, ya da kendi "darbecilerini" daha da sahaya sürerek, sorunun çözümsüzlüğünde ısrar edecek. Birinci yol, bu ülkede barışı, ikinci yol ise savaşı daha da derinleştireceği kesin.

(Ömer Çelik / DİHA)

Bu haber 607 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Dersim İnşa Kongresi (DİK) dahil Avrupa'daki 8 sivil toplum kurumları, ..