Kayıplara Karşı Uluslararası Komite (ICAD), 27 Mayıs günü gözaltına alınan ve bir daha kendisinden haber alınamayan DBP Şirnex İl Yöneticisi Hurşit Külter'e dair açıklama yaptı. "Bir kez daha soruyoruz: Hurşit Külter Nerede!" başlıklı açıklamada, "Külter, ailesine gönderdiği son mesajında etrafının devlet güçleri tarafından sarıldığını ifade etmişti. 27 Mayıs'ta 'BÖF' adlı, özel timlere ait olduğu düşünülen bir Twitter hesabından, Külter'in gözaltına alındığına dair fotoğraflar paylaşılmış, daha sonra bu paylaşım geri çekilmişti. Avukatların tüm resmi mercilere başvurularına, "gözaltında olmadığı" yanıtı verilirken, HDP'li milletvekillerin konuyu meclise taşıyarak İçişleri Bakanına ve Başbakana defalarca sormalarının ardından Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Hurşit Külter'e ilişkin incelemenin sürdüğünü belirtmişti. Ancak ne hikmetse o günden bu yana Külter hakkında bir açıklama yapılmamıştır" bilgileri hatırlatıldı.
DİHA haberleri referans gösterildi
Külter'in gözaltında olduğunu belirten, aralarında operasyona katılan korucuların da bulunduğu görgü tanığı ifadelerine ilişkin DİHA'nın haberini referans gösteren ICAD, "Tanık ifadelerine göre, Hurşit Külter dövülerek gözaltına alındı, zırhlı bir araca bindirilerek Şırnak Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Gümüştepe Özel Harekat Şube Müdürlüğü'ne ve orada 7 gün tutulduktan sonra 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı'na götürüldü. Külter'in devlet güçleri tarafından işkence edilerek gözaltına alındığı ve yoğun işkenceye maruz kaldığı tanık ifadeleri ile netleşmiş bulunuyor. Türk devletinin Hurşit Külter'in nerede olduğuna dair açıklama yapmaması manidardır. Hurşit Külter gözaltında kaybedilmek mi isteniyor" denildi.
Hurşit Külter sağ alındı, sağ istiyoruz!
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Türkiye'de 1980'li ve özellikle de 1990'lı yıllarda gözaltında kaybetme saldırısı devlet tarafından sistematik olarak uygulanmış ve binlerce insan gözaltında kaybedilmişti. Cumartesi Anneleri 27 Mayıs 1995 tarihinden bu yana haftalık oturma eylemleriyle kayıplarının akıbetini devlete sormaktadırlar. Ancak devlet, kayıpların akıbetini gizlemeye devam etmektedir. Türkiye'de, son bir yılda devletin Kürt halkına ve muhalif kesimlere yönelik saldırı ve katliamları devam etmektedir. Suruç, Ankara, İstanbul, Roboski ve tüm diğer katliamlarda olduğu gibi, katiller ve sorumlular korunmaktadır. İnsan haklarının olmadığı, düşünce ve ifade özgürlüğünün olmadığı bir ülkede Hurşit Külter'in kaybedilmek istendiğine dair endişemiz artmaktadır. Gözaltında kaybetme bir insanlık suçudur. İnsanlık suçu işleyenler er geç tarih karşısında hesap vereceklerdir. Hurşit Külter sağ alındı, sağ istiyoruz!"