HABER MERKEZİ - HDP İstanbul İl Örgütü tarafından Sefaköy Klas Düğün Salonu'nda düzenlenen iftar yemeğine katılan HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. HDP'li milletvekilleri, HDP ve sivil toplum örgütleri yöneticileri ile yüzlerce yurttaşın katıldığı programda konuşan Demirtaş, DAİŞ'in Atatürk Havaalanında yaptığı katliama ilişkin ciddi iddialarda bulundu.
'Gün o gündür'
Konuşmasına Kürt siyasetçi Orhan Doğan'ı anarak başlayan Demirtaş, "Bugün Orhan Doğan'ın 9'uncu ölüm yıldönümü. Kendisini rahmetle anıyoruz. Rahmetlinin Doğubayazıt'ta ki son sözü barış olmuştu. O'nun istediği barışı getiremedik, sözümüz sözdür ona istediği barışı bu halka armağan edeceğiz." dedi. Şex Saîd'in de idam edilişinin yıl dönümü olduğunu anımsatan Demirtaş, "91 yıl geçti ama Şex Saîd'in memleketinde değişen bir şey yok. İdam sehpası yok belki ama Cizre'de yine canlı canlı yakılıyor. Benim torunlarım hesabını soracak demişti. Gün o gündür." diye andı.
'Türkiye'de niye üstlenmiyorlar?'
Atatürk Havaalanı'ndaki katliamda yaşamını yitirenleri de anan Demirtaş, "Sadece bir yıl içerisinde 279 kişi aynı şekilde yaşamını yitirmiştir. Devlet her defasında güvenlik zafiyeti yok diyor. Bu ya gerçekten güvenlik zafiyeti yoktur, bunu aşıyordur, ya da gerçekten bunlara dünyanın her yerinden yaptıkları saldırıyı göğüslerini gere gere üstleniyorlar, Türkiye'de üstlenmiyorlar. IŞİD'in son bir yıl içerisinde hedef aldığı kentleri ve kitleleri bir düşünelim. Suruç'ta gençler, Ankara'da muhalif kesimler, İstanbul'da havaalanı hedef alıyor. Bunların ortak noktası AKP çevresi değil. Bunların tek ortak noktası muhalif kesimler olması. IŞİD, AKP'nin muhaliflerini hedef alıyor." hatırlatmasında bulundu.
'Devlet içine sızdılar'
DAİŞ'in Türkiye'deki faaliyetlerine ve AKP ile işbirliklerine ilişkin çok ciddi iddialarda bulunan Demirtaş, "İŞİD devlet içerisine sızmış durumda. Milli Eğitim'de var, Sağlık Müdürlüğü'nde var. Havaalanlarında var. AKP'nin hoşgörüsü ile devlete sızdılar. İstediği zaman da katliam yapıyor. Bu uyarım başbakanadır. Yıllardır 'IŞİD'i kullanıyoruz' dediniz ama IŞİD sizi kullanıyor. Terör gruplarının ülkede katliam yapmasına zemin sundunuz. Yıllardır kullandığını IŞİD artık Türkiye'ye sızmış, Kayseri, Malatya'da üstlenmiş." diye kaydetti.
'MİT biliyor'
MİT 20 gün önce bu istihbarat örgütlerine yazı göndermiş, diye devam eden Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Atatürk Havaalanı'ndan uzak durun demiş. ABD demiş, NATO toplantılarını iptal etmiş. Bu adamlar 20 gündür keşif yapıyor. Siz havaalanı çevresinde 3 tur atsanız hemen alınırsınız. Bunlar 3-5-7 daha kaç kişi ise ellerini kollarını sallayarak geziyor ve katliam yapıyor"
HDP ile uğraşacağına DAİŞ'le uğraş
Saray ve İktidarın partisine yönelik baskı ve şiddette de dikkat çeken Demirtaş, şöyle devam etti: "Bunlarda HDP ile mücadele vardır ama İŞİD ile yoktur. HDP'nin, 15 bin üyemiz tutuklandı. İŞİD'in askeri sorumlusu gözaltına alındı, kelepçe takılmadı ve ilk duruşmada serbest bırakıldı. Niğde'de savcı terör örgütü olarak bile görmedi. AKP bir yandan yargıyı, copu, gazı halkı sindirmek için kullanırken, IŞİD'de halkın için korku salmak için kullanıyor. Suruç katliamından önceden haberleri vardı. Her gün Suruç'ta insanların üzerini arayan emniyet, o gün kendini geri çekmiş. O katliamı yapan kardeşi, kuzeni ile irtibatlı olduğu ve Ankara'ya doğru yola çıktıkları biliniyordu. Ankara'da kendini patlatanlar kimdi. 5 Haziran'da mitinge bomba koyan kimdi. Ne oldu? Onun verdiği beyanlar doğrultusunda kim, aldınız. Ne ilginçtir ki, o da tek başına yargılanıyor. Onun da önceden istihbaratı vardı. Bizim burnumuzun altında bomba patlatanları terfi ettiler"
Birbirimizin günah ve sevaplarından sorumlu değiliz
AKP ve diktasıyla mücadele için sokağın meşruiyetine dikkat çeken Demirtaş, şunları dile getirdi: "Terör örgütleri ile bizi terbiye etmek istiyorlar. Toplumun buna karşı dikkatli olması gerekir. Korkarak değil, daha fazla sokağa çıkarak. Aksi halde yaşamda her gün biraz daha IŞİD barbarlığını yaşatacak. İslam'a en fazla zararı IŞİD ile AKP verdi. Çünkü IŞİD ve AKP İslam'ı dünyaya öyle bir anlattı ki, kadınlara tecavüz eden, katliam eden... Bunlar İslam'ı bu şekilde tanıttılar. Allah Kur'an-ı Kerim'i AKP'nin seçim broşürü olarak göndermedi. İlk emri okudur. Oku derken sadece kitap oku demek istemiyor. Olup biteni oku diyor, onları oku diyor. Eğer ilk emri anlamıyorsan okusan ne olur, okumasan ne olur. Namazı, Orucu göstermelik yapsanız ne olur ne olmaz. Okusaydınız önce nefsinizi terbiye ederdiniz. Dünya da kimse yiyip içmesin de ben oruç tutuyorum. Sen benim günahımdan sevabımdan, ben senin günahından sevabından sorumlu değiliz."
'IŞİD ve AKP düşüncesi'
HDP'nin misyonunu hatırlatan Demirtaş, partisine ilişkin eleştirilere cevap verdi: "İşte HDP budur. Hristiyanlar var, Yahudi, İslam, Aleviler var. O zaman biz bunları nasıl bir arada tutarız. HDP bunları benimseyen bir partidir. Sünni Ramazan'da oruç tutuyor Alevilerde Muharrem ayında oruç tutuyor. Muharrem ayında ne kadar saygı duyuyorsunuz Alevilere. Bu IŞİD ve AKP'nin düşüncesidir. Bunların hepsi çok dikkatli olmamız gereken hususlardır. Ben milletvekili arkadaşımın niyetinden şüphe duymuyorum. Bana verilen oyların tamamı Kürt, muhafazakar kesimler tarafından verilse de ben diğer insanların da hukukunu gözetmek zorundayım. Beni diğer partilerden ayıran temel faktör budur. Evet, Aleviler tarih boyunca katliamlardan geçirildi. Türkler az çekmedi. Onun için bir araya geldik. Bu şekilde aşarız. Aksi takdirde AKP'ye benzeriz: AKP bunu yapıyor zaten. AKP bizim rakibimiz olabilir ama öğretmenimiz olamaz. Çünkü AKP'den öğrenecek hiç bir şeyimiz yok. Bizim niyetimiz ne kadar az bedel ödenerek bu süreçten çıkılır"
'Müzakere bizim için onurdur'
Demirtaş, sözlerini şöyle tamamladı: "Müzakere, masa dediğimiz şey bizim için onurdur. Silah, öldürme dışında olan bütün yollar cesaret gerektirir. Kanla siyaset ortaya koydukları için buna benzersek kaybederiz. Silahlar kullanılmadığı zaman herkes barışçı olmuştu, savaş başladı herkes çekildi. Önemli olan bu süreçte barış demek önemli. Herkesin barışı ne kadar haykırması gerektiğini anlatmanız gerekir. Sadece sizin söylemiz yetmiyor. Antalya kan ağlıyor. Esnaf çökmüş durumda. Bu yıl ortaya çıkan facia daha bir kaç yıl devam edecek. Geçen yıl bu zaman Manavgat'ta, Bodrumda Kürtlerin iş yerlerini yakmakla meşguldünüz. Siz onları evlerini, iş yerlerini yakacağınıza ellerinden tutup barış deseydiniz bugün böyle olmayacaktı. Senin komşunun evi yanarken, dumanından en az etkilenirsin. Gelin artık el ele verelim barışı haykıralım. O zaman bu AKP'den kurtuluruz. Gelin bir Kürt Türk el ele verip, kendi ülkemizin barışını, güvenliğini sağlayalım. Sürekli korku ile ülke yönetmek kolaydır. Gelin el ele tutuşalım ve bu korkuyu aşalım. Dağda da, Ovada da şiddeti durdurmanın yolu barıştır. Barış için daha çok çalışın. Barışı haykırın. Dayanışmayı büyütün. Önümüz bayramdır. Gever'in şekeri yok, morali de yok. Yalnız olmadıklarını göstermemiz lazım."
(DİHA)